12 Dans Eden Prenses Hikayesi
Birbirinden güzel on iki kız kardeşin eskiyen ayakkabı sırrını çözmek isteyen kişilerin ve prenseslerin yaptıklarını konu edinen popüler bir güzellikte ve her yaşa uygun Prenses Masalı. İyi okumalar…
Barbie ve 12 Dans Eden Prenses
Bir zamanlar her biri birbirinden güzel 12 kızı olan bir kral yaşarmış. Herkes onlara 12 güzel Prenses diye hitap edermiş. Bu 12 prenses kocaman ve çok güzel bir odada hep birlikte kalıyorlarmış.
Kral kızlarına gözü gibi bakıyor, geceleri prensesler yataklarına yattığı zaman, onları korumak için odalarından çıkmalarına izin vermiyormuş. Fakat sabah kalktıklarında ise kimsenin bilmediği garip bir şeyler oluyormuş.
Prenseslerin ayakkabıları sanki bütün gece dans etmişler gibi eskiyor ve altları deliniyormuş. Kral her gün kızlarına yeni ayakkabılar alıyor. Ertesi gün 12 prensesin ayakkabıları, yine eski püskü hale geliyormuş. Ne kral ne de yardımcıları bunun nasıl olduğunu çözemiyorlarmış.
Sonunda kral demiş ki; Her kim kızlarımın ayakkabılarının bir gecede eskimesinin sırrını çözebilirse, kızlarımdan hangisini beğenirse onunla evlendireceğim. Eğer sırrı çözemez ise de, o zindana atılacak ve bir ömür orada kalacak.
Ülkedeki pek çok genç, hatta başka ülkenin prensleri bile bu iş için saraya gelerek, günlerce 12 prensesin odalarının kapısında nöbet tutmuşlar.
Ama her nasıl oluyorsa nöbet tutanların hepsi de bir süre sonra odanın önünde uyuya kaldığından sırrı çözen olmamıştı.
Kralın emrinden haberdar olan iyi yürekli bir gençte şansını denemeye karar vermişti. Saraya doğru giderken, yolda çok fakir görünen yaşlı bir kadınla karşılaşmış. Kadın ” Evladım karnım çok aç! Acaba bana verebileceğin bir parça ekmeğin var mı?” demiş.
Genç adam yanında bulunan ne kadar yiyeceği varsa, hiç düşünmeden çantasından çıkartarak yaşlı kadına vermiş. Kadıncağız çok mutlu olmuş. Çünkü daha önce buradan geçen gençlerin hiç biri kadına tek lokma ekmek dahi vermemişlerdi.
Yaşlı kadın bu genç adamın diğerlerinden farklı olduğunu anlamış. Kendisine yapılan iyiliğinin karşılığı olarak da ona sihirli bir pelerin uzatmış.
“Bu sihirli pelerini al, onu giydiğin zaman görünmez olacaksın. Gece saat 12 olunca pelerini giy ve görünmez ol. İşte o zaman 12 prensesin odasına gir. Böylece eskiyen ayakkabıların sırrını çözebileceksin. Yalnız şunu unutma prenseslerin sana vereceği içecekleri sakın içme!” Demiş.
İyi kalpli genç sihirli pelerini alarak kralın sarayına giderek, 12 prensesin ayakkabılarının sırrını çözmek istediğini söylemiş.
Birinci gün genç prenseslerin yatak odasının kapısında nöbet tutarken, en büyük Prenses elinde bir bardak limonata ile odanın kapısını açmış. “Beklerken susamışsınızdır. Buyurun size limonata yaptık için lütfen!”
Genç adam yaşlı kadının uyarısını unuttuğundan kendisine ikram edilen limonatayı alarak içmiş. Bir süre sonra çok uykusu gelince, kendisi için hazırlanan odada bütün gece horul horul uyumuş.
Sabah olunca uyanan genç adam, panikle etrafına bakınmış ama olanlara bir anlam veremediğinden, sabırla akşam olmasını beklemiş. Akşam olunca yine prenseslerin kapısının önünde nöbet tutmaya başlamıştı.
Bu seferde ortanca prenses, elinde bir bardak meyve suyu ile kapıyı açarak, genç adama uzamış. Genç adam kapıda nöbet beklerken, o kadar susamış ki prensesin getirdiği meyve suyunu hiç düşünmeden içmiş. Tabii yine uykusu gelen adam, ertesi sabah uyandığında aklı başına gelmiş.
İşte o zaman yaşlı kadının sözlerini hatırlamıştı. “Prenseslerin bana verdiği meyve suyunda uyku ilacı olmalı! diye düşünmüş.
Bir süre sonra kral adamın yanına gelerek ona: “İki gün geçtiği halde sırrı çözemedin, bugün üçüncü ve son gün, bugün de sırrı çözemez isen, zindana atılacak ve ömür boyu orada kalacaksın.” diyerek oradan ayrılmış.
Genç adam bugün bu işi çözmek zorundaymış artık, gece olunca yine prenseslerin kapısının önünde beklemeye başlamış. Bu kez en genç prenses elinde bir portakal suyuyla kapıyı açarak ona uzatmış.
Genç adam bu sefer akıllanmıştı. Teşekkür ederek kibarca o bardağı almış. Prenses gidince de portakal suyunu bir saksının içine dökmüş. Gerçekten o gece uykusu gelmemiş.
Gece saat tam 12 olunca genç adam pelerini üzerine giymiş ve anında görünmez oluvermiş. Yavaşça 12 prensesin odasının kapısını açmış. Birde ne görsün kızların hepsi en güzel balo elbiselerini , yeni ayakkabılarını giymişler süslenmişler, püslenmişler.
En büyükleri “Bakın bakalım, nöbet tutan genç uyudu mu?” deyince, prenseslerden birisi kapıyı açıp dışarı bakmış. Bir diğer Prenses de kulağını duvara dayamış, işte o an bizim genç adam horlama sesi çıkartması gerektiğini anlamış. Huuugg puuuugg huuuugg puuuuggg.
Genç adamın uyuduğundan emin olduktan sonra en büyük prenses yatağı kenara itivermiş ve üç kez elini çırpmış. Genç adam gözlerine inanamamıştı. O an yatağın olduğu yerde gizli bir geçit açılmış ve tüm prensesler içeri girmiş.
Genç adam da peşlerinden gitmiş, gizli geçit merdivenlere açılıyormuş. Yüzlerce taş basamaktan inmişler. Merdivenlerden inerken bir ara genç önündeki prensesin uzun eteğine basınca kız, “Ayy birisi eteğime bastı.” demiş.
En büyük Prenses “burada kimse yok, sen kendin basmışsındır.” diye cevap vermiş.
Merdivenler bitince bir ormana girmişler. Çok güzel gümüş yaprakları olan ağaçların arasından geçmişler. Genç adam bir parça dal koparıp prensesleri takip etmiş.
Yine uzun bir yürüyüşten sonra bir nehir kıyısında durmuşlar. Nehrin kıyısında kuğu şeklinde tam 12 tane kayık ve içlerinde 12 tane yakışıklı prens onları bekliyormuş.
Kayıklara binmişler, genç adam da en son kayığa binmiş. Nehrin karşısına geçince büyük ışıl ışıl bir saray görünmüş. İçeriden müzik sesi geliyormuş. Büyük pencereden içeri bakınca dans eden insanlar görmüş genç adam.
Saraya girer girmez prensesler başlamışlar dans etmeye, hiç yorulmuyor sürekli dans ediyorlarmış. Ayakkabıları eskimeye başlamıştı tabi.
Genç adam kimse görmeden masadan altın bir kadeh almış. Prensesler sabaha kadar eğlenerek dans etmişlerdi. Sonra yine kayıklara binerek nehirden geçmişler. sonrada yüzlerce basamağı tırmanıp, kendi saraylarına dönmüşler. Ama yine ayakkabıları eskimiş ve altları delinmişti. Genç adam nihayet sırrı çözdüğü için çok mutluymuş. Biraz sonra kral genç adamın yanına gitmişti.
“Süren bugün bitiyor, ayakkabıların sırrını çözdün mü bakalım? “
“Evet kralım çözdüm” dedikten sonra olan biteni bir bir krala anlatmış. Kral önce ona inanmamış ama genç adam ona sihirli ormandan aldığı gümüş dalı ve dans ettikleri saraydan aldığı altın kadehi gösterince doğru söylediğini anlamış.
Kral sözünü tutarak ona, hangi kızıyla isterse evlenebileceğini söylemiş. Gençte en küçük prensesle evlenmek istediğini söylemiş.
12 dans eden prenses sırları ortaya çıktığı için pek mutlu olmamışlar tabi ama genç adam ve küçük prense evlenip bir ömür boyu çok mutlu yaşamışlar.
masal fazla güzeldi çok beğendim
Bu kadar güzel masal nasıl yazdınız?
Yazarlarımız tarafından masallar en güzel şekilde düzenlenerek yayımlanmaktadır. beğendiğinize sevindik iyi günler dileriz.