Benekli İnek Hikayesi

Benekli inek, Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde kalbur zaman içinde ufak bir çiftlikte yaşayan yaşlı bir adam ve bu adamın üç tane çok sevdiği ve gözü gibi baktığı ineği varmış. İneklerini her gün güzelce besler, elinden geldiğince karınlarını her zaman doyurur ve onlara hiç kötü davranmazmış. Bu ineklerden birinin adı, bembeyaz vücudunun üzerinde siyah siyah tatlı benekler olduğu için Benekli imiş. Diğer ikisi ise kahverengi ve siyah inekmiş.

Benekli İnek ve arkadaşları birbirini çok sever, birlikte eğlenir, sohbet eder ve hallerinden memnun bir şekilde mutlu mutlu yaşarlarmış. Sahipleri de onlara çok iyi baktığı için kendilerini hep şanslı görürler, burada oldukları için hiç pişman olmazlarmış.

 

Ancak günlerden bir gün, bu çiftliğin biraz ilerisine kocaman bir çiftlik yapılmış. Çiftlik o kadar büyükmüş ki Benekli ve arkadaşlarının çiftliği o çiftliğin sadece samanlığı kadarmış. Benekli ve arkadaşlarının önünden her gün arabalar geçer, içerisinde de bir sürü inek bu çiftliğe götürülür, ardından kocaman bir kamyon içerisinde türlü türlü yemler geçermiş.

Benekli ve arkadaşları bu yemlere bakmaktan kendilerini alamaz, daha önce hiç görmedikleri ve tatmadıkları bu yemleri merak ederler, çiftlikteki hayvanların rahatını görünce her ne kadar burada yaşamaktan çok mutlu olsalar da iç çekmeye ve içlerinden orada yaşamayı düşünmeye başlamışlar.

Benekli, günden güne daha da fazla iç çekmeye ve o çiftlikte yaşamayı düşünmeden edememeye başlamış. Önceden çok mutlu ve memnun bir şekilde yaşadığı bu küçük çiftlik ona güzel gelmemeye başlamış. Tüm gün sıkılmaya, yerlerdeki otları ve sahibinin aldığı ucuz yemleri yemekten sıkılır, tatlarını beğenmez hale gelmiş.

Arkadaşları ile de eskisi gibi sohbet etmemeye, gülüp eğlenmemeye başlamış. Aklındaki düşüncelere daha fazla dayanamayan ve o çiftliğin ve güzel yemlerin hayalini kuran Benekli, bir gün kimseden habersiz kaçmaya karar vermiş. Gece herkes mışıl mışıl uyurken sessizce çitlere yaklaşmış ve bir anda sıçrayarak çitlerden yola atlamış.

Kurt seslerinin ve karanlığın içinden o kocaman çiftliğin önüne gelmiş. Ancak çiftliğin çitleri hem çok yüksek hem de girişinde 2 bekçi varmış. Benekli onun da buradan olduğunu veya sahipsiz olduğunu düşünüp içeri alabileceklerini düşünmüş.

Ancak bu çiftliğin sahibi çok katı, sinirli ve hayvanlarına hiç önem vermeyen, yalnızca bu hayvanların etinden ve sütünden yararlanıp daha çok kazanmak için kaliteli yemler alan ve sadece kazandığı paraya bakan kötü kalpli bir adammış. Bekçilere de çiftliğin önünden başka bir ineğin geçmesine dahi izin vermemelerini söyler, gördükleri gibi silahlarıyla o hayvanı vurmalarını istermiş.

Bunu bilmeyen zavallı Benekli, bir ümit kapıya doğru yaklaştığı sırada bekçiler onu görür görmez silahlarını eline almış ve ona doğru doğrultmuş. Ne yapacağını bilemeyen ve çok korkan Benekli öleceğini anlamış ve yaptığı yanlışı anlayıp “Ben bunu hak ettim. Aç gözlülüğün kurbanı oldum, elimdekilerin ve bana karşı olan sevginin değerini bilemedim.” Demiş.

Bekçiler tam Benekli’yi vurup akşamsefası çekmeye hazırlanırken, soluk soluğa koşa koşa yoldan gelen yaşlı adam, “Durun! Sakın vurmayın. O benim ineğim. Çiftlikten kaçmış hemen alıp gideceğim.” Diyerek bekçileri ikna etmiş ve Benekli’yi kurtarmış. Benekli de bu hatadan sonra bir daha asla açgözlülük, bencillik ve elindekinin değerini bilmemezlik yapmamış.

 

Benekli İnek Masalının Konusu Nedir?

Masal oku, Benekli İnek masalının konusu, daha iyi bir yaşam sürmeyi, her gün güzel yemler yemeyi hayal eden ve bu nedenle yeni kurulan çiftliğe kaçmak isteyen Beneklinin bu açgözlülüğü nedeniyle neredeyse hayatını kaybedecekken yine onu çok seven sahibinin onu kurtarmasıdır.

Benekli İnek Masalının Ana Fikri Nedir?

Benekli İnek masalı, açgözlülüğün, elindeki sahip olduklarının ve sevdiklerinin değerini bilmemenin sonuçlarının kötü olacağı ana fikrine sahiptir.

Benekli İnek Masalından Çıkartılabilecek Dersler Nelerdir?

Bu masaldan açgözlü olmamak ve daha iyi bir yaşam için elindekinin değerini bilmeden hareket etmemek gerekmektedir.