
Bir varmış, bir yokmuş, yemyeşil ormanların ve geniş tarlaların arasında, mis kokulu çiçeklerle süslü, sevimli evlerin bulunduğu bir köy varmış. Bu köy, “Yeşilköy” olarak bilinirmiş. Yeşilköy, birbirinden güzel renklerle boyanmış evleri, sıcacık komşuluk ilişkileri ve doğayla iç içe yaşamasıyla ünlüymüş. Köyde yaşayan herkes birbirini tanır, el ele vererek güzel günler geçirirmiş.
Yeşilköy’ün en sevilen sakinlerinden biri, minik tavşan Maviş’miş. Maviş, beyaz tüyleri ve sevimli gözleriyle köyün neşesiymiş. Her sabah erkenden uyanır, tarlalarda oynar, arkadaşlarıyla koşar, oyunlar oynarmış. Maviş’in en yakın arkadaşları, cesur sincap Fındık, akıllı. Baykuş Badem ve neşeli kirpi Bamsı’mış. Onlar birlikte her gün yeni maceralara atılır, köyün güzelliklerini keşfederlermiş.

Bir sabah, güneşin ilk ışıklarıyla birlikte, Maviş uyanmış ve pencereden dışarı bakmış. Taze çiğlerle ıslanmış çiçeklerin etrafında dans ettiğini görmüş. Ama bu sabah, her zamankinden biraz farklıymış. Köyün meydanında büyük bir toplantı yapılacağı söylenmiş. Tüm köylüler, topluca bir araya gelip köyün gelişimi için fikir alışverişinde bulunacaklarmış.
Merakla arkadaşlarıyla buluşan Maviş, Fındık, Badem ve Bamsı, toplantının yapılacağı büyük ağacın yanına gitmişler. Köyün yaşlı tavşanı Dede Tavşan, toplantıyı yönetmek üzere oradaymış. Dede Tavşan, bilgeliği ve tecrübesiyle herkesin saygı duyduğu biriydi.

“Sevgili Yeşilköy sakinleri,” demiş Dede Tavşan, “bugün köyümüzün geleceği hakkında konuşmak için bir araya geldik. Hep birlikte köyümüzü daha güzel, daha yaşanabilir bir yer haline getirmek istiyoruz. Her birinizin fikirlerini paylaşmasını istiyorum.”
Maviş ve arkadaşları, konuyu dinlerken, birbirlerine bakıp gülümsemişler. Herkesin fikrini paylaşması ne kadar güzel bir düşünceymiş. İlk ayağa kalkan Fındık, “Ben tarlalarımızda daha fazla çeşitlilik yapmayı öneririm. Farklı bitkiler yetiştirirsek, hem yemeğimiz çeşitlenir hem de doğa dengesi korunur,” demiş.

Badem, “Ben de kitaplarla dolu bir kütüphane yapmayı öneriyorum. Çocuklar ve büyükler her zaman yeni bilgiler öğrenebilir, paylaşabilirler,” demiş. Bamsı, heyecanla, “Ben ise köyümüzün etrafına oyun alanları kurmayı öneriyorum. Herkesin birlikte oynayabileceği alanlar olursa, birlik ve beraberliğimiz artar,” demiş.
Sıra Maviş’e gelmiş. Minik tavşan, biraz çekingen ama kararlı bir şekilde, “Ben de hayvan dostlarımız için daha çok barınak yapmayı düşünüyorum. Ormanda yaşayan hayvanların da bizimle uyum içinde yaşayabilmeleri için onlara da yardımcı olmalıyız,” demiş.

Dede Tavşan, arkadaşlarının fikirlerini dinlediği için çok mutlu olmuş. “Harika fikirler! Hepiniz çok düşüncelisiniz. Şimdi, bu fikirleri hayata geçirmek için birlikte çalışalım. Her birinizin rolü olacak ve köyümüzü daha da güzelleştireceğiz,” demiş.
Toplantıdan sonra, köy sakinleri iş bölümü yapmaya başlamışlar. Fındık, tarlalarda yeni bitkiler ekmekle meşgul olmuş. Badem, kütüphane inşasına liderlik etmiş ve herkesin katkısıyla rengarenk kitap dolu bir kütüphane ortaya çıkmış. Bamsı, oyun alanlarını düzenlemiş salıncaklar, kaydıraklar ve oyun parkurları kurarak çocukların eğlenceli vakit geçirmesini sağlamış. Maviş ise hayvan barınaklarını inşa etmek için çalışmaya başlamış, tüm köy arkadaşlarının desteğiyle ormanda yaşayan hayvanlar için güzel evler yapmışlar.

Günler geçtikçe, Yeşilköy daha da güzelleşmiş. Tarlalar rengarenk çiçeklerle dolar, kütüphane her yaştan insan için bir buluşma noktası haline gelmiş, oyun alanlarında kahkahalar yükselmiş ve ormanda yaşayan hayvanlar köyün bir parçası olmuş. Köyün herkesinin emeği, sevgisi ve ortak çalışması sayesinde Yeşilköy, barış ve huzur içinde yaşamaya devam etmiş.
Bir gün, köy meydanında büyük bir kutlama düzenlenmiş. Tüm köylüler, yaptıkları işlerin başarısını kutlamak için bir araya gelmişler. Maviş, arkadaşlarıyla birlikte sahneye çıkmış ve teşekkürlerini sunmuş. “Sevgili dostlarım, hep birlikte çalışarak Yeşilköy’ü daha güzel bir yer haline getirdik. Her birimizin katkısı, bu başarıyı mümkün kıldı. Birlikte çok güçlüyüz ve sevgimizle her zorluğun üstesinden gelebiliriz,” demiş.

Dede Tavşan, gülümseyerek, “Doğru söylüyorsun Maviş. Köyümüzün gücü, birlik ve beraberliğimizde yatıyor. Her birinizin emeği, bu köyü özel kılıyor. Gelecekte de birlikte çalışarak daha nice güzel şeyler başaracağız,” diye eklemiş.
Kutlamanın sonunda, herkes mutlu bir şekilde oyunlar oynamış, şarkılar söylemiş ve birlikte güzel yemekler paylaşmış. Yeşilköy’ün yaşlıları, çocukları ve aileleri, birlikte geçirdikleri her anın kıymetini bilmenin mutluluğunu yaşamışlar. Maviş ve arkadaşları, bu güzel birlikteliğin ortasında, dostluklarının ve köylerinin önemini bir kez daha anlamışlar.

Gecenin ilerleyen saatlerinde, yıldızlar parıldarken, Yeşilköy sakinleri evlerine dönmüşler. Maviş, yatağına uzanırken, günün mutluluğunu düşünmüş ve Ne güzel bir köyde yaşıyorum, diye mırıldanmış. Arkadaşlarıyla birlikte geçirdikleri zamanın değerini bilmenin huzurunu taşırken, rüyalarında Yeşilköy'ün huzurlu görüntüsünü görmüşler.

Ve böylece, Yeşilköy’de herkes el ele vererek, doğayla uyum içinde, sevgi dolu bir hayat sürmeye devam etmiş. Minik tavşan Maviş ve arkadaşları, birlikte çalışmanın, paylaşmanın ve birlikte olmanın ne kadar önemli olduğunu öğrenmişler. Köyleri, gelecek nesillere de aynı mutluluk ve huzurla aktarılmak üzere, güzel bir örnek olarak yaşamaya devam etmiş.

Masal burada bitmiş, herkes mutlu mesut yaşamış.
Yorumlar (0)
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın!