Bir varmış, bir yokmuş; uzak diyarlarda, minik bir kasabada yaşayan Ali adında, hayalleri büyük ve yüreği cesur bir çocuk varmış. Ali, altı yaşında olmasına rağmen, her gün okuldan eve döndüğünde, evin arka bahçesindeki eski meşe ağacının gölgesinde oturur, hayaller kurar ve gelecekte neler yapabileceğini düşünürmüş. Ali’nin en büyük hayali, bir gün büyük bir yarışmada başarısını kanıtlamak ve herkesin, "İşte gerçek bir başarı öyküsü!" demesini sağlamaktı.
Ali’nin annesi, babası ve küçük kardeşi onun en büyük destekçileriymiş. Her akşam, ailece oturup günün nasıl geçtiğini konuşurlarmış. Ali, okulda öğrendiği yeni şeyleri, resim dersinde çizdiği hayallerini ve en önemlisi de zorlukların üstesinden nasıl geleceğini anlatırmış. Annesi, “Sevgili evlat, başarının sırrı, sabırlı olmak, çalışmak ve asla pes etmemektir,” der, babası ise “Her zaman inancını kaybetme, sen çok özelsin,” diyerek onu cesaretlendirirmiş.
Bir gün, kasabada büyük bir yetenek yarışması düzenleneceği duyurulmuş. Bu yarışmada, resim, şarkı, dans ve hikaye anlatımı gibi birçok alanda yarışmacılar yarışacakmış. Ali, hayallerindeki başarının kapılarını aralamak için bu yarışmaya katılmaya karar vermiş. İlk başta Ali, yarışmaya katılmak konusunda biraz çekingen davranmış; “Benim yeteneğim ne olabilir ki?” diye düşünmüş. Fakat annesinin ve babasının desteğiyle cesaretini toplayıp, hayallerini gerçeğe dönüştürmek için hazırlıklara başlamış.
Ali, resim dersinde öğrendiği teknikleri kullanarak, kendine özgü, renklerin ve hayal gücünün buluştuğu bir resim yapmaya karar vermiş. Her gün okul sonrası evine geldiğinde, eski tahta masasında çizim yapar, hayalindeki maceraları kağıda dökermiş. Bazen yağmurlu havalarda pencereden dışarı bakar, bulutların şekillerinde hikayeler bulurmuş. Resim yaparken, her fırça darbesinde daha çok öğrenir, daha da gelişirdi. Çalışmalarını özenle saklardı; çünkü onun için her çizgi, bir umut, her renk bir başarı demekti.
Yarışmaya hazırlık süreci sırasında, Ali’nin en yakın arkadaşı Ayşe de onunla birlikte çalışır, birbirlerine destek olurlarmış. Ayşe, dans konusunda yetenekliydi; o da yetenek yarışmasına katılacaktı. Ali, Ayşe’ye “Sen dans ederken herkes senin ne kadar başarılı olduğunu görecek, ben de resmimde hayallerimi yansıtarak başarıya ulaşacağım,” der, birlikte çalıştıkları zaman birbirlerine ilham verirlermiş. İkisi de zorluklar yaşasa da, azimle çalışıp emek verdikçe yetenekleri gelişmiş, hem kendilerine hem de ailelerine ve öğretmenlerine örnek olmuş.
Yarışma günü gelip çattığında, kasaba meydanı rengarenk süslemelerle donatılmış, sahneler ışıklarla parlamış. Ali, kalbi heyecandan çarparak, hazırladığı resim sergisinin önünde duruyormuş. Sergide, hayalindeki maceraları, umut dolu renkleri ve çalışkanlığını anlatan resimleriyle, “Benim dünyamda her zorluk aşılabilir” mesajını veriyormuş. Yarışmacılar arasında birbirinden yetenekli çocuklar bulunuyormuş; ancak Ali, samimiyeti, çalışkanlığı ve içtenliğiyle diğerlerinden ayrılıyormuş. Ayşe, dansıyla sahnede adeta rüzgar gibi esiyor, herkesin kalbini kazanıyormuş.
Jüri üyeleri, yarışmanın her bölümünü dikkatle incelerken, Ali’nin resmine hayran kalmış. Resim, sadece renklerin uyumunu değil, aynı zamanda küçük bir çocuğun içindeki büyük hayalleri, emeğin ve azmin gücünü de yansıtıyormuş. Jüri, “Gerçek bir başarı öyküsü, sadece yetenekle değil, emek ve inançla da kazanılır,” diyerek Ali’nin resmini övmüş. Ayşe ise, sahnede gösterdiği etkileyici performansıyla büyük alkış toplamış.
Yarışmanın sonunda, jüri üyeleri tüm performansları değerlendirdikten sonra, sonuçları açıklamış. Ali, büyük başarı göstererek yarışmanın resim bölümünde birincilik ödülünü kazanmış. Ayşe de dans bölümünde başarılı olmuş, ama en çok öne çıkan, dostluk, emek ve inançla yarışı kazanan Ali’nin öyküsüymüş. Ali’nin kazanması, kasaba halkı arasında büyük sevinç yaratmış; çünkü herkes, onun zorluklara rağmen umudunu kaybetmeyip, azimle çalışmasının meyvesini aldığını görmüş.
Ödül töreninde, Ali büyük bir gurur ve mutluluk içinde, “Bu başarı benim tek başıma gelmedi. Ailem, öğretmenlerim ve en yakın arkadaşım Ayşe sayesinde buradayım. Her zaman inanç ve emekle çalışırsanız, hayalleriniz gerçek olur,” demiş. Ailesi, onun bu sözleri karşısında gözyaşlarına boğulmuş, kasabanın her köşesinde Ali’nin hikayesi dilden dile dolaşmış. Çocuklar, Ali’nin azmi ve başarısı sayesinde, kendi hayallerine ulaşmak için daha çok çaba göstermeye başlamış.
Günler geçtikçe, Ali’nin hikayesi, kasabanın en önemli başarı öykülerinden biri haline gelmiş. Okullarda, evlerde, sokaklarda her yerde “Azimle çalışırsan, her şey mümkündür” sözü yankılanmış. Ali, sadece yarışmada kazanmakla kalmamış, aynı zamanda diğer çocuklara örnek olmuş; başarının, tutkuyla, sabırla ve inançla elde edilebileceğini herkese göstermiş. Böylece, kasaba halkı, çocukların içindeki umut ve emeğin ne kadar değerli olduğunu bir kez daha anlamış.
Ali’nin hikayesi, sadece resim yarışmasıyla sınırlı kalmamış. Zamanla, o, kasabada yeni projeler başlatmış; çevre düzenlemesi, çocuklara sanat atölyeleri açma gibi faaliyetlerle, başarının sadece bireysel değil, toplumsal bir kazanım olduğunu göstermiş. Her yeni proje, çocuklara ve büyüklere, birlikte çalışmanın ve paylaşmanın önemini anlatan, ilham verici bir öykü olarak hafızalara kazınmış.
Ve böylece, Ali’nin başarı hikayesi, kasabanın her köşesinde yankılanmış; herkes, hayallerin peşinden gitmenin, zorluklara meydan okumanın ve en önemlisi de, çalışkanlık, azim ve inançla başarıya ulaşmanın mümkün olduğunu öğrenmiş. Ali, tüm hayatı boyunca bu değerleri korumuş ve etrafındakilere ilham vermeye devam etmiş. Masal burada mutlu sonla bitmiş; başarı, dostluk ve emeğin gücü, her zaman kazananların yolunu aydınlatırmış.
Masalımızı okuduktan sonra çocuğunuzla birlikte aşağıdaki soruları
yanıtlayarak
Hem keyifli vakit geçirebilir hem de masalın öğretici
yönlerini keşfedebilirsiniz.
Ali’nin en büyük hayali, büyük bir yarışmada başarısını kanıtlamak ve hayallerine ulaşmaktı.
Önce çekingen davrandı ama ailesinin ve arkadaşının desteğiyle cesaretini toplayıp katılmaya karar verdi.
Ali, yarışmada resim yaparak yeteneğini gösterdi.
Ali’nin en yakın arkadaşı Ayşe’ydi ve dans etme konusunda yetenekliydi.
Her gün okuldan sonra çalışarak, hayallerini kağıda dökerek resimlerini hazırladı.
Kasaba meydanı, renkli süslemeler, ışıklarla doluydu ve çocuklar heyecanla yarışmaya hazırlanıyordu.
Jüri, Ali’nin azmini ve hayal gücünü yansıtan resmini çok beğendi ve onu övdü.
Ali’nin başarısı, azim, sabır, emek ve ailesinin desteği sayesinde gerçekleşti.
Ali, başarısını ailesine, öğretmenlerine ve en yakın arkadaşı Ayşe’ye borçlu olduğunu söyledi.
Hayallerimize ulaşmak için çalışmalı, pes etmemeli ve inançla devam etmeliyiz.