Karabuğday Masal ve Hikâyesi

Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur zaman içinde bir karabuğday tarlasında yaşayan kibirli mi kibirli bir karabuğday varmış. Bu karabuğday, her zaman kendiyle övünür, kocaman tarladaki en güzel ve en büyük buğdayın kendisi olduğunu söyleyerek kibrinden başı hep dik bir şekilde etrafındakileri kötülermiş.

Bu karabuğday tarlasının bulunduğu yerin hemen yanında bir de ihtiyar bir söğüt ağacı varmış. Bu ağaç, tarladaki tüm karabuğdaylara öğütler verir, onların zarar görmemesi için yapmaları gerekenleri anlatırmış. Bu kibirli karabuğday ise söğüt ağacının öğütlerini hiç dinlemez, kulak asmazmış.

İhtiyar söğüt ağacı, uzun süredir karabuğdayları yaklaşan felaketle ilgili uyarıyor, ne yapmaları gerektiğini anlatıyormuş. Artık o felaketin yaklaştığını anlayan söğüt ağacı;

-Çok yakında burada büyük bir fırtına kopacak ve çok fazla yağmur yağacak. İşte o zaman hepiniz boynunuzu eğin ve birbirinize sarılın ki savrulup kırılmayın. Sakın ama sakın başınızı yukarıya kaldırıp fırtınaya kafa tutmayın. O zaman fırtınanın etkisiyle kapkara olur, hiçbir işe yaramaz, güzelliğinizi kaybedersiniz.

Diyerek son kez karabuğday tarlasını uyarmış. Kibirli karabuğday ise yine bu öğütleri dinlemeyip üzerine bir de;

-Ben kafamı falan eğmem. Siz kırılgan olabilirsiniz ama o fırtına bana hiçbir şey yapamaz. Siz korkudan tir tir titrerken ben fırtınaya karşı gülüyor olacağım.

Demiş. Etrafındaki tüm karabuğdaylar onu ne kadar uyarsa da inatçı ve kibirli karabuğday kimseyi dinlememiş ve o beklenen felaket gelip çatmış. Bir anda büyük bir gürültü ile gök gürlemiş ve hava kapkaranlık olmuş.

Kibirli karabuğday hariç tüm tarla hemen kafalarını eğip birbirlerine sarılmışlar. Kibirli ise etrafına bakıp hepsinin birer korkak olduğunu düşünerek başını hiç eğmemiş. Gürültünün ardından önce oluk oluk yağmur yağmaya, ardından da vurduğu her şeyi havaya uçuran bir fırtına başlamış. Fırtına öyle bir güçle vuruyormuş ki o başını eğmeyen karabuğday bir öne bir arkaya savruluyor, fırtınanın gücünden yavaş yavaş renginin karardığını görüyormuş.

Kibrine yenik düşmeye devam eden ve tüm fırtına boyunca kafasını hiç eğmeyen kibirli karabuğday, yağmur durup fırtına geçtikten sonra adeta kapkara olmuş ve hiçbir işe yaramaz hale gelip hastalanmış. Tüm uyarılara rağmen kibri yüzünden bu hale düşen karabuğday yaptıklarından çok pişman olmuş ama iş işten geçmiş. İhtiyar söğüt ağacı bu karabuğdaya dönerek şöyle demiş;

-Kibri bir kenara bırakıp senin iyiliğin için çevrenin yaptığı uyarıları dikkate almazsan işte sonun böyle olur.

Buğdayın hikâyesi kısaca böyleydi. Bir sonraki masalımızda görüşmek dileğiyle, esen kalın.

Masal Oku – Keloğlan İle Altın Balık Masalı – Hikaye Oku