Kime Ne Hikayesi

avatar
Hava ÖZKAŞ
Fıkralar
29 Eylül 2020
Kime Ne Hikayesi - Masal Oku - Masal Oku

Nasreddin Hoca akşamüstü, güneş yavaşça batarken, köyün taşlık yolundan evine gizlice yürüyordu. Uzun ve yorucu bir günün ardından tarlalarda geçen saatler hâlâ bedeninde ve zihnindeydi. Kafasında çay, simit ve huzur dolu bir akşam hayali kurarken, ansızın karşısına espriliğiyle meşhur bir zevzek adam çıktı.

— Hoca Efendi! Hoca Efendi! dedi nefes nefese.

Hoca, bu ani ses karşısında irkildi, fakat hoşgörülü bir gülümsemeyle baktı adama.

— Buyur bakalım, ne oldu? dedi.

— Daha az önce, dedi zevzek adam, önümden bir tepsi lezzetli baklava taşıyan birisi geçti. Gözlerimle gördüm, tam da sizin evin kapısından içeri girdi!

Hoca, bir an durakladı. Yorgunluğunu unuttu; baklava haberi, neşesine neşe katmıştı.

— Ne diyorsun? diye sordu.

— Kesin sizin zannettim. Kim bilir, akşam çayına sende gelmiştir, bilemiyorum.

Nasreddin Hoca omuz silkti:

— Sağ ol, haber verdiğin için, dedi. Ama, bundan bana ne?

Zevzek adam bir an sustu, sonra sabırsızca devam etti:

— Hoca, fırsat vermedin, mevzuyu bitirmeden kaçtın! Benim aklım kaldı orada. Şöyle bir izah edersen… Baklava tepsisini taşıyan kişi gerçekten evine girdi mi, girmedi mi?

Hoca, hoşa gitmeyen bu meraka hafifçe kaşlarını çatarak cevap verdi:

— İyi de evime giren girsin, giren girsin. Bundan sana ne! Hiç bana sorarlar mı, ‘Hoca, senden ne haber, senin evine baklava girip girmedi’ diye? Haydi, hakkı söyle, asıl derdin nedir?

Zevzek adam çaresizce omuz silkti:

— Ne bileyim işte, Hoca. İnsan merak ediyor… Her duyduğunu hemen sana bağlamak alışkanlık oldu.

Hoca başını salladı ve yoluna devam etti:

— Alışkanlık kötüdür, evladım. Her söze kulak asarsan, kendi aklını dinlemezsin. Sen bundan sonra ne gördüğünle, ne de duyduğunla işim olmasın. Yürüyüşümü zehir etme!

Böylece Nasreddin Hoca, sakince adımlarına devam ederek yoluna koyuldu. Akşam ayazı çökmeden köyüne varıp sıcacık evine girdi. Kapıdan içeri adımını attığında, bahçesindeki kedisi Nazlı ayağına sürtündü. Hoca içeri girince, komşusu belki baklava getirmiştir umuduyla kapıda bekleyen zevzek adamı göremedi; onun merakı ise bir sonraki günün sabahına kalmış oldu.

Moral: Başkalarının hareketlerine, dedikodulara fazla kafa yormak, insanın huzurunu bozar. Her duyduğuna inanmak veya her duyduğunu başkasıyla ilişkilendirmek yerine, önce kendi aklını ve kalbini dinlemek gerekir.

Yorumlar (0)

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın!

Yorum Yapın

E-posta adresiniz yayınlanmayacaktır. Gerekli alanlar * ile işaretlenmiştir

Paylaş: