Kırmızı Ayakkabılı Ördek Hikayesi

Kırmızı ayakkabılı ördek, Bir varmış bir yokmuş ormanın birinde küçük tatlı bir ördek yaşarmış. Kırmızı ayakkabı giyen bu ördek her gün göle gelip kuşları ve leylekleri izlermiş. Onların uçması tatlı ördeği çok heyecanlandırırmış. Her gün gölün kıyısına gelir saatlerce uçan kuşları seyredermiş. İç çekip “keşke bende onlar gibi uçabilsem” dermiş.

Bir gün yine göl kıyısında dertli dertli gökyüzünü izlerken onun her gün oraya geldiği ve saatlerce gökyüzüne baktığını gören küçük balık ördek arkadaşına nedenini sormaya karar vermiş. Hızlı ördeğin bulunduğu kıyıya doğru yüzmeye başlamış.

“hey!” diye seslenmiş. Küçük balık. Ancak bizim tatlı ördek o kadar dalmış ki balığı duymamış bile. Küçük balık bir kez daha “hey!” demiş. Ancak ördek yine duymamış. “Böyle olmayacak en iyisi üzerine su atayım. O zaman beni fark eder” demiş. Hızla sudan çıkan balık suya geri atlayınca ördek su içinde kalmış. Birden ne olduğunu anlamayan ördek sinirle ayağa kalkmış ve etrafına bakınmış. Küçük balığı göre tatlı ördek “burada oturduğumu görmüyor musun balık.” Demiş sinirle. Küçük balık hemen söze başlamış “özür dilerim. Ancak az önce sana seslendim fakat sen duymadın. O kadar dalgındın ki bu şekilde dikkatini çekebileceğimi düşündüm” demiş.

Küçük ördek sakinleşmiş ve balığa “neden bana seslendin?” diye sormuş. Balık hemen söze başlamış “her gün buraya geliyorsun saatlerce gökyüzüne bakıyorsun. Moralini bozan şeyin ne olduğunu merak ettim” demiş. Küçük ördek hemen tüm derdini arkadaşı balığa anlatmış. En sonunda ise “keşke kırmızı ayakkabılarım sihirli olsaydı beni uçursaydı” diye eklemiş.

Balık arkadaşının bu durumuna çok üzülmüş. Tam bu küçük ördeğe nasıl yardım edeceğini düşünürken gözü kırmızı ayakkabılarına takılmış. İlginçmiş. Çünkü ilk defa bir ördeğin kırmızı ayakkabı giydiğini görüyormuş. Bu sırada aklına bir fikir gelmiş ve arkadaşına kendisini beklemesini söyleyerek suya dalmış.

Aradan kısa bir süre geçtikten sonra balık yeniden su üstünde görülmüş. Bu sefer kuyruğunda bir de şişe takılıymış. Ördek merakla “o kuyruğundaki ne?” diye sormuş. Balık hemen söze başlamış “bu benim büyükannemin özel iksiri. Kullanılan eşyalara hangi özelliğe sahip olmasını istiyorsak onu veriyor” demiş. Ördek baştan anlamamış. Şaşkın şaşkın balığın yüzüne bakarken balık devam etmiş. “Yani ördek arkadaş bu iksiri kırmızı ayakkabılarına döktüğümüzde ayakkabıların sihirli olacak ve seni uçuracak” demiş. Bunu duyan ördek sevinçten ne yapacağını bilememiş.

Balık kıyıya yaklaşmış ve kuyruğundaki iksiri alarak ayakkabılarına dökmesini istemiş. Ördek hemen iksiri alarak ayakkabılarına güzelce dökmüş. Bu sırada ayakkabıları birden hareketlenmeye başlamış ve ördek havalanmış. İşe yaradığını gören balık ve ördek çok mutlularmış.

Ördek artık her gün leyleklerin yanına uçarak geliyor ve saatlerce uçuyormuş. Ancak ördeğin mutluluğu uzun sürmemiş çünkü ayakkabılardaki sihrin süresi dolmuş ve artık uçmuyorlarmış. Ördek hemen balık arkadaşının yanına gitmiş. Ancak balık başka iksirin olmadığını ve üzgün olduğunu söylemiş.

Ördek bu olanlara çok üzülmüş ve yavaş adımlarla evine doğru ilerlemeye başlamış. Bu sırada bir kartalın evinin yakınlarında uçtuğunu ve ailesine zarar vereceğini görmüş. Çok korkan ördek hemen hızla koşmaya başlamış. Bu sırada kanat çırptığını fark etmeyen ördek birden havalanmaya başlamış. Hızla ailesini bu kartaldan korumuş. Tüm olanlar karşısında şaşkın olan ördek aslında uçması için biraz cesareti olmasının yeteceğini anlamış.

 

Kırmızı Ayakkabılı Ördek Masalının Konusu Nedir?

Masal oku, Masalın konusu uçmak isteyen ancak bir türlü uçamayan kırmızı ayakkabılı ördeğin arkadaşı balığın getirdiği iksir ile ayakkabılarının uçmasına yardım etmesidir.

Kırmızı Ayakkabılı Ördek Masalının Ana Fikri Nedir?

Masalın ana fikri ise kırmızı ayakkabılı ördeğin aslında uçması için herhangi bir engel bulunmadığı veya herhangi bir sihre ihtiyaç duymadığıdır. İçinde yer alan hırs uçması isin yeterlidir.

Kırmızı Ayakkabılı Ördek Masalından Çıkartılabilecek Dersler Nelerdir?

Masaldan çıkartılacak en önemli ders ise bir şeyi başarmak için herhangi bir kişiye veya eşyaya ihtiyaç olmadığı. İnsanın inanarak ve azmederek de istediğine ulaşabileceğidir.