
Bir varmış, bir yokmuş. Uzak diyarlarda, yemyeşil ormanların ve yüksek dağların arasında, hayvanların huzur içinde yaşadığı bir krallık varmış. Bu krallıkta, cesur kartal Kartalcan ve zeki tilki Tilkiş adlı iki arkadaş yaşarmış. Kartalcan, gökyüzünün efendisi olarak bilinir, yükseklerden uçarak etrafı gözetir ve ormanın haberlerini takip edermiş. Tilkiş ise ormanın en akıllı hayvanı olarak tanınır, problemleri çözmekte ve arkadaşlarına yol göstermek konusunda ustaymış.
Bir sabah, ormanın derinliklerinde her zamankinden daha sessiz bir gün başlamış. Hayvanlar, tıpkı her gün olduğu gibi, kendi işleriyle meşgulken, birden ormana ağır bir hüzün düşmüş. Büyük ağaçların birinden diğerine yayılan hüzünlü bir melodinin sesi, kimsenin nedenini anlayamadığı bir şekilde yankılanıyormuş. Hayvanlar, bu melodiğin kaynağını bulmak için endişelenmeye başlamışlar.
Kartalcan, en tepe dağının zirvesinden ormanı izlerken, melodiği duymuş. Meraklanmış ve hemen arkadaşlarıyla paylaşmak için Tilkiş'e doğru süzülmüş. Tilkiş, ormanın merkezinde sakin bir göletin kenarında düşünceli bir şekilde oturuyormuş. Kartalcan, ona seslenmiş:

“Tilkiş, sabah olup da bu hüzünlü melodiyi duydun mu? Ormanda bir sorun var gibi görünüyor. Ne yapmalıyız?”
Tilkiş, derin bir nefes almış ve suyunu sıyırarak cevaplamış: “Evet, ben de duydum. Ses kaynaklanıyor olabilir de kim bilir? Belki de bir hayvan yardıma ihtiyaç duyuyordur. Gel, birlikte keşfe çıkalım ve ne olduğunu bulalım.”
İki arkadaş hemen harekete geçmiş. Kartalcan, gökyüzünden ormanı tararken, Tilkiş yerden ilerlemiş ve birlikte sesin geldiği yöne doğru yol almışlar. Yürürken, kuşlar cıvıldamış, küçük sincaplar dallarda oynamış, kelebekler renkli kanatlarıyla dans etmiş. Ancak melodiğin kaynağını henüz bulamamışlar.

Bir süre sonra, eski bir meşe ağacının dibine gelmişler. Orada, üzgün ve yalnız bir baykuş oturuyormuş. Baykuşun adı Baykuşer’miş ve bu melodiyi çalıyormuş. Kartalcan ve Tilkiş, baykuşer’le tanışmak için yaklaştıklarında, Baykuşer derin bir iç çekmiş ve gözlerini kapatmış:
“Merhaba Baykuşer. Neden bu kadar üzgünsün? Yardımcı olabilir miyiz?” demiş Kartalcan yumuşak bir sesle.
Baykuşer, yavaşça gözlerini açmış ve dostça bakmış: “Merhaba Kartalcan, Tilkiş. Ben ormanın bilgesiyim ama son zamanlarda büyük bir sıkıntı içindeyim. Geçenlerde göletimizin suyunun azaldığını fark ettim. Su seviyeleri düşüyor ve bu da hem bizim hem de ormandaki diğer canlıların yaşamını tehdit ediyor.”

Tilkiş, durumu düşünmüş ve hemen bir çözüm bulmak için heyecanlanmış: “Belki de suyun azaldığı yere neyin sebep olduğunu bulmalıyız. Akarsuya bir göz atabiliriz. Belki engel olup olmadığını görürüz.”
Kartalcan, yüksekten daha geniş bir bakış açısıyla akarsuyu izlemiş ve gerçekten suyun aktığı yolda bir yerde bir taş düğümü olduğunu fark etmiş. “Burada bir şeyler olabilir,” demiş Kartalcan, “Gözlerimizi bu bölgeye odaklayalım. Belki bir taşı veya büyük bir taş bloğunu fark ederiz.”
Üçü birlikte akarsuya doğru ilerlemişler. Tilkiş, zeki zekasıyla yolları çözmüş ve doğru yöne yönlendirmiş. Kartalcan ise yüksekten perspektif sağlayarak karşılarına çıkan engelleri belirlemelerine yardımcı olmuş. Amaçlarına ulaşmak her geçen dakika zorlaşmış, çünkü akarsu yolunda büyük bir taş yığını bulunuyormuş ve suyun akışını engelliyormuş.

Tilkiş, hemen bir plan yapmış: “Kartalcan, bize bu büyük taşları kaldırmak için yardım edebilir misin? Senin gücünle, bu taşları bir kenara çekmeliyiz. Ben de burada ormanı bilgece yönlendirip diğer hayvanları toplayabilirim.”
Kartalcan, Tilkiş’in önerisini beğenmiş ve hemen harekete geçmiş: “Tabii ki, birlikte çalışırsak bunu başarabiliriz. Ben bu taşları kaldırırım, sen de hayvanları toplarsın.”

Kartalcan, devasa kanatlarını kullanarak en büyük taşları havaya kaldırmaya başlamış. Her bir taş havaya kalktığında, Tilkiş onu yönlendirdiği gibi, diğer hayvanlar da hızla yardıma koşmuşlar. Tavşanlar taşları itmiş, karıncalar ağırlığı taşıyıp uygun yerlere koymuşlar. Herkesin katkısıyla taş yığını yavaş yavaş azalmış ve akarsu tekrar özgürce akmaya başlamış.
Göletin suyu yeniden dolmuş ve orman hayatı yeniden canlanmış. Baykuşer, bu dayanışma ve iş birliği karşısında çok duygulanmış: “Sizler gerçekten harikasınız. Birlikte çalışarak ormanı kurtardınız. Teşekkür ederim, Kartalcan ve Tilkiş. Ve tabii ki, tüm hayvanlara. Bu ormanda birbirimize destek olmak ne kadar önemliyse, böyle güzel olmuş.”

Kartalcan gülümsemiş ve Tilkiş’e bakarak: “Gördün mü Tilkiş, zeka ve güç birleştiğinde neler başarabileceğimizi! Her birimizin katkısı önemliydi.”
Tilkiş de mutlu bir şekilde başını sallamış: “Evet, doğru. Birlikte çalışmak her zaman daha güçlü olmamızı sağlıyor. Herkesin bir rolü var ve birlikte daha iyisini başarabiliriz.”

Ormanda bu olaydan sonra, hayvanlar arasındaki bağ daha da güçlenmiş. Artık herkes, zorluklarla karşılaştıklarında birlikte hareket etmenin önemini anlamıştı. Kartalcan ve Tilkiş’in liderliğinde, ormanda huzur ve mutluluk hakim olmuş.
Bir akşamüstü, gün batımının kızıl ışıkları altında, hayvanlar büyük bir kutlama düzenlemişler. Herkes neşe içinde şarkılar söylemiş, dans etmiş ve birbirlerine teşekkür etmiş. Kartalcan gökyüzünde süzülürken, Tilkiş etrafta arkadaşlarına eşlik ediyormuş. İkili, birlikte çalışmanın ve dostluğun ormanı bu kadar güzel ve güçlü kıldığını bir kez daha fark etmişler.

Baykuşer, masanın etrafında durarak konuşmuş: “Bugün, birlikte çalışmanın ve birbirimize yardım etmenin ne kadar önemli olduğunu gördük. Her birimizin içinde farklı yetenekler var ve bu yeteneklerimizi birleştirerek büyük işler başarabiliriz. Bu ders, ormanımızın her zaman hatırlayacağı bir değer olacak.”
Kartalcan ve Tilkiş, arkadaşlarının bu güzel sözlerini duymaktan büyük mutluluk duymuşlar. Gece yıldızlarla doluymuş ve hayvanlar, huzur içinde uyuya dalmış. Ormanda barış ve sevgi yeniden hüküm sürmüş, herkes mutlu bir şekilde yaşamaya devam etmiş.

İşte böylece, Kartalcan ve Tilkiş’in hikayesi tüm ormanda dilden dile dolaşmış. Çocuklara ve genç hayvanlara, dostluğun, iş birliğinin ve yardımlaşmanın ne kadar önemli olduğunu anlatan bu masal, nesiller boyu anlatılacak bir efsane olmuş. Herkes, ormanın derinliklerindeki o güzel günleri hatırlayarak, mutlu ve huzurlu bir yaşam sürdürmüş.
Ve sonsuza dek mutlu yaşamışlar.
Yorumlar (0)
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın!