Korkunç Abdül ve Billy Sing Hikayesi

Çanakkale De Keskin Nişancı Hikayeleri

Keskin nişancılar vurması çok zor olan bir hedefi hassas bir şekilde vurabilen eğitimli asker veya polislerdir. Öyle bir eğitimden geçerler ki bir saç telini bile vurabilecek kadar uzmanlaşırlar. Rüzgârın kaç yönünde estiğini, yer çekimini ve hava durumunun mermi üzerindeki etkisini hesaplayıp atışlarını buna göre yaparlar ve bu mermiler diğer silahların mermilerine göre ağırdır.

 Çünkü bu mermilerin içerisinde ki barut oranı oldukça yüksektir ve bu mermiler girdikleri yeri rahatlıkla parçalayabilir. Keskin nişancılar özellikle özel görevlerde kullanılır. Eğer biri etkisiz hale getirilecekse ve tek atış hakkınız varsa bunu keskin nişancılar yapar.

Bunun yanı sıra savaşlarda büyük rol üstlenen keskin nişancılar tek başına yüzlerce kişiyi etkisiz hale getirebilir ve bunu görünmeden yapar. Birinin yüzlerce metre geriden onlarca kişiyi indirebilmesi ve bunun kimin yaptığını görememek endişe verici. Yazar John Hamilton bir yazısında Türkiye’nin arazi yapısı keskin nişancılar için yapılmış bir ülke gibi.

1915-1916 yıları arası Çanakkale savaşı iki keskin nişancının düellosuna tanık olmuştur, Billy Sing ve Korkunç Abdül. Gelibolunun en kanlı çarpışmalara tanık olduğu yıllar.

Türk askeri kısıtlı imkânlar ile vatanın kanının son damlasına kadar koruyordu. Karada ve denizde binlerce kişi hayatını kaybediyordu. Ama bunun haricinde Türk askerleri hiç görmediği biri tarafından vurulmaya başladı. Karadaki gibi karşı karşıya değil, denizde ki gibi denizden değil adeta görülmeyen bir güç askerlerimiz tek tek indiriyordu.

Sonrasında bunun bir keskin nişancı olduğu anlaşıldı. İsmi Williyam Billy Sing’di, arkadaşları ise ona Billy Sing diyordu. Çinli bir baba ve İngiliz bir annenin oğluydu.

Yaşadığı kasabada avcılık modaydı ve çocukluğundan beri avcılık ile ilgilenirdi. Daha ergen yaşlarda ülkesinde kanguru avlardı.

Yirmi sekiz yaşındayken birinci dünya savaşı çıktı ve gönüllü olarak askerliğe kaydoldu.

Silahlar ile olan yeteneği komutanın dikkatini çekmişti. Çok geçmeden Anzakların Gelibolu cephesine keskin nişancı olarak gönderildi.

 Yüzlerce metre uzaklıkta kamufle olarak bir bir Türk askerlerini bitiriyordu. İşte Anzaklıların keskin nişancısı Billy Sing böyle nam salmıştı. Mevzilendiği yerde tüm gün oyunca bekler doğru a geldiğinde tetiğine basardı.

Kimi kaynaklara göre 150, kimi kaynaklara göre ise 300 Türkı Askerini tek başına öldürmüştü. Kişisel anlamda en büyük zararı veren kişiydi Billy Sing ve bu durumdan zevk aldığı kaynaklarca belirtilmekte. O insan avlamaktan keyif alan birisiydi.

 Hatta John Hamilton, Deli Dolu Sınaypır adlı eserinde, Billy Sing çok sert ve acıması zbir adam olduğundan bahsediyor. Dürbünü ile yaralı bir Türkü tespit ettikten sonra o zavallıyı acısından kurtaracağım diyerek onu vurmuştu.

Yaralı birini vurmak pek etik değil ve bu ona Gelibolu suikastçısı lakabını kazandırdı. Kendi ordusu içinde nam salmıştı ve komutanlarının gözdesi olmuştu.

Türk ordusu ise bu görünmez keskin nişancıdan yaka silkiyordu bu nişancıyı ortadan kaldırma planları yapılıyordu ve panzehir olarak bir keskin nişancı önerildi Billy Sing’i öldürmesi için görevlendirilen Türk keskin nişancı adı Abdül’dü. Abdül hakkında kişisel verilerimiz oldukça az. Bir resmi, fotoğrafı, hangi şehirden ve kaç yaşında olduğu bilinmemekte.

 Fakat bir şey var ki Abdül oldukça zekiydi. Billy Sing’in yerini tespit etmek için harika bir teknik denedi. Türk cephesinden bir asker keskin nişancı mermisi ile öldürüldüğü zaman cesedi inceler kurşunun giriş ve çıkış yerlerinden Billy Sing’in nerde olduğunu araştırdı.

 Onların Billy Sing’i bizimde artık bir Abdül’ü vardı. Abdül tek başına birçok düşman askeri etkisiz hale getirdi. Onlarca Anzak subayını tek başına etkisiz hale getirebiliyordu ve bunu yaptıkça Türk ordusunda moraller artar ve daha bir şekilde savaşırlardı.

Anzak safında ise Abdül korkulacak bir hale gelmişti ve Anzaklar tarafından Abdül’e, Korkunç Abdül lakabı takılmıştı. Korkunç Abdül’ün devreye girmesi savaş içinde bir savaş meydana getirdi. Billy Sing ve Abdül kıyasıya bir mücadeleye girdiler.

 Abdül, Billy Singin peşinde Billy Sing ise Abdül’ün peşindeydi. Savaşa yön veren buy ikili birbirini ortadan kaldırarak savaşta avantaj sağlamak istiyordu. Bir gün Abdül bir konuma yerleşti ve Billy Sing’i aramaya başladı.

 Şaka gibi gelebilir ama Abdül bir hafta mevzilendiği yerden hiç ayrılmadı, bir hafta boyunca Billy Sing’i aradı ve sonunda beklenen an geldi ve Abdül dürbününden Billy Sing’i ve yardımcısının yerini öğrendi.  Rüzgarın yönünü, hava durumunu hesaba koydu ve derin bir nefes adlı ve tetiğine dokundu. 

Kurşun önce Billy’nin yardımcısının çenesini parçalayarak Billy’nin sağ omzuna saplandı. Bir mermi ile iki kişi vurmuştu.

Fakat onlar bu atıştan sadece yara alarak kurtulmuştu.

Billy’nin yardımcısı artık iş görmeyeceği için Avustralya’ya gönderildi. Billy ise bir hafta tedavi gördükten sonra görevinin başına yeniden döndü.

Ordu içerisinde eski karizmasını yitiren Billy öfke ile dolmuştu ve bir intikam almalıydı. Görevine döner dönmez Abdül’ü aramaya başladı ve ikinci buluşma geldi çattı.

Bir gözcü Abdül’ün yerini gördüğünü v heyecanlı bir şekilde Billy’e bildirdi.

Billy hemen nişanını aldı. O sırada hareketliliği gören Abdül de Billy görmüştü. Bu iki keskin nişancı birbirini ilk defa görüyordu.

 Belki bu an bir saniye sürdü. Ama hayal edin bu bir saniye onlar için nasıl geçmişti. Billy, Abdül’den önce tetiğine bastı ve korkunç Abdül efsanesi şehit oldu.

Peki illy Sing’e ne oldu dediğinizi duyar gibiyim, evet savaş içerisindeki savaşı Billy Sing kazansa da Anzaklar mağlubiyet ile Çanakkale’den mağlup ayrılmışlardı.

Ülkesine dönen Billy Sing Madalyalar aldı ve onrasında ise bir işçi olarak çalışmaya başladı. Oldukça fakir bir hayat sürdürdü. 19 Mayıs 1943’ te isetek başına ise hayatını kaybetti. Öldüğünde ise tek serveti 150 TL idi.

Kısa Masallar – 3 Yaş Masalları – Kısa Hikayeler