
Uzak bir adanın berrak sularla çevrili kıyısında, rengârenk çiçeklerin ve uzun palmiye ağaçlarının gölgesinde küçük bir balıkçı köyü vardı. Köyün çocukları, sabahın ilk ışıklarıyla birlikte sahile koşar, balıkçı teknelerinin denize açılışını izlerdi. Balıkçılar, ağlarını özenle onarır, oltalarını hazırlar, ardından denize açılırlardı. Her gün dönüşlerinde ellerinde taze balıklar, yüzlerinde gururlu bir gülümseme olurdu. Bu köyde yaşayan çocukların en meraklısı ise yaramaz ama zeki bir maymun olan Momo’ydu.
Momo, ağaç tepelerinde zıplar, palmiye dallarından sarkarak köyün her köşesini gezerdi. Balıkçıların teknelerine yaklaştığında, onları ürkütmeden önce suya bakar, balıkların dansını izlerdi. Balıkçılar önce Momo’dan hoşlanmazdı oltalarına dokunur, ağlarını karıştırır, bazen de sabırsızca yakalamaya çalışırlardı. Fakat köyün en yaşlı balıkçısı Hasan Dede, Momo’yu koruyan tek kişiydi. “Bu küçük arkadaş, denizi ve balıkları anlıyor,” der, “onu incitmeyin.” Momo da Hasan Dede’yi çok severdi dizlerinin üzerine çıkar, elindeki kuru ekmeği sabırla beklerdi.

Bir gün, deniz kararmaya yakın dalgalı bir hava esti. Balıkçılar teknelerini çekmeye hazırlanırken, uzaklardan aniden gökyüzünü kaplayan kara bulutlar hızla yaklaştı. Deniz birden hırçınlaştı dalgalar teknelerin etrafında yükseldi. Balıkçılar, ağır kürek darbeleriyle kıyıya doğru yol alırken, Momo da kıyıda palmiye gövdesine tutunmuş, tüylerini diken diken izlemişti. Tek bir yanlış kürek darbesi, tekneyi alabora edebilirdi. Hasan Dede, “Herkes dikkatli olsun!” diye bağırdı. Momo ise kıyıda zıplayarak, dikkat çekmeye çalıştı. Balıkçılar önce ne olduğunu anlayamadı ama sonra Momo’nun, kıyıda kırık bir ağ parçasının dalgaya takılıp teknelere çarptığını haber verdiğini fark ettiler. Hızla ağa doğru kürek çekip ağ parçasını uzaklaştırdılar ve tekneler güvenle karaya ulaştı.
O günden sonra balıkçılar, Momo’ya bakış açılarını değiştirdi. “Bu maymun, bizi korudu,” dediler. Hasan Dede, “Doğa dostumuzu anlamayı öğrendik,” diyerek Momo’ya sevgi dolu bir gözle baktı. Momo, sevinçle palmiye dalına tırmandı, köyün çocukları da alkışladı. O andan itibaren Momo, köyün küçük kahramanı oldu.

Ertesi sabah, Hasan Dede’nin yanına giden Momo, orada oltalarla oynayan birkaç çocuğu gördü. Çocuklar, oltalarına yem takmayı öğreniyorlardı ama balıkları nasıl tutacaklarını bilmiyorlardı. Momo, her zamanki meraklı bakışlarıyla onlara yaklaştı. Hasan Dede, “Momo bize yardım edebilir, balıkların hareketlerini izler,” dedi. Çocuklar önce çekindi ama Momo, nazikçe onlara işaret ederek, oltanın ucundaki yemi suya bırakmalarını sağladı. Sonra da suyun hemen altındaki balık sürüsünü gösterdi: “Bakın, yemle balıkları kendinize çekin.” Çocuklar heyecanla oltayı çektiklerinde, küçük bir renkli balık kıyıya doğru sıçradı. “Başardık!” diye sevinçle bağırdılar. Momo, gururla dans eder gibi zıpladı.

Bir hafta sonra, balıkçı köyüne uzaklardan bir öğretmen geldi. Adı Ayşe Öğretmen’di ve çocuklara doğa sevgisi, deniz ekosistemi ve sorumluluk bilincini öğretecekti. İlk dersini sahilde vermek istedi çocuklar, balıkçılar ve Momo hepsi toplandılar. Ayşe Öğretmen, “Deniz canlıları bizim arkadaşlarımızdır,” diye başladı. “Onları korumak, temiz tutmak ve onlarla barış içinde yaşamak bizim görevimizdir.” Momo, dikkatle dinledi, bazen elini kaldırıp bir şeyler anlatmaya çalıştı. Ayşe Öğretmen, “Görüyorsunuz, Momo bize denizin sırlarını anlatıyor,” dedi gülümseyerek. “Haydi, hep birlikte denizi temizleyelim.”

Ertesi gün çocuklar, balıkçılar ve Momo, kıyı boyunca çöp topladılar. Plastik şişeleri, pet torbaları ve yosunların arasına sıkışmış ambalajları temizlediler. Momo, bazen suya dalıp küçük bir kabuk çıkarır gibi gösterdi çocuklar onun işaret ettiği yerdeki atıkları kolayca buldular. Hasan Dede, “Momo’nun yardımı olmasa bu kadar hızlı temizleyemezdik,” dedi. Kıyı pırıl pırıl oldu, güneş ışıkları suyun üzerinde dans etti.

Günler böyle geçerken, balıkçı köyünde bir gelenek başladı: Her sabah çocuklar Momo’yla birlikte sahile çıkar, deniz kenarında temizlik yapar, ardından balık tutmayı öğrenirlerdi. Balık tutarken Momo, oltanın ucundaki yemi suya bırakmak, balıkların yönünü belirlemek için en iyi noktayı gösterirdi. Çocuklar, balık tutmanın sabır gerektirdiğini, aşırı avlanmanın deniz canlılarına zarar verdiğini, her tuttukları balığın boyuna dikkat edip küçükleri suya geri bıraktıklarını öğrendiler.

Bir gün köyün yakınındaki kayalıklarda büyük bir fırtına çıktı. Deniz kabarmış, kayalıklara çarpan dalgalar köpürüyordu. Bir grup çocuk, kayalıklara çok yaklaşmış, kaygan taşlar üzerinde kayma tehlikesi yaşıyordu. Momo, bir ağaca tırmanıp yüksekten onlara seslenmeye çalıştı ama rüzgâr uğulduyordu. Hasan Dede, “Momo bizi uyarmaya çalışıyor!” diye bağırdı. Çocuklar önce ne yapacaklarını bilemediler ama sonra bir çocuk, “Momo tepede işaret ediyor, geri dönelim!” dedi. Hep birlikte geriye çekildiler ve güvenli bir alana ulaştılar. Ardından fırtına dindi, güneş yeniden yüzünü gösterdi.

O akşam köy meydanında bir kutlama düzenlendi. Balıkçılar taze balıklarla hazırladıkları ziyafet sofrasını kurdular, çocuklar ve Ayşe Öğretmen masanın etrafında oturdu, Momo da en ön sıradaydı. Hasan Dede, “Doğa dostu Momo’ya ve denizi koruyan tüm çocuklara teşekkür ederiz,” diye söz aldı. Ayşe Öğretmen, “Bugün öğrendik ki küçük bir yardım bile büyük fark yaratır,” dedi. Çocuklar birbirlerine baktı, “Doğayı ve birbirimizi koruyacağız,” diye söz verdiler.

Ertesi sabah, çocuklar Momo’yla son kez sahile gittiklerinde, dalgalar usul usul kıyıya vuruyor, martılar gökyüzünde süzülüyordu. Ayşe Öğretmen, “Bu masal burada bitmiyor,” dedi. “Her gün deniz ve doğa için bir şeyler yapabiliriz.” Momo, o gün de palmiye dalından atlayıp çocuklara el salladı, sanki “Her zaman yanınızdayım,” der gibiydi.

Ve böylece, küçük maymun Momo ile balıkçı köyünün çocukları, denizin dostu oldular. Hem balık tutmayı öğrendiler hem de doğayı korumanın ne kadar önemli olduğunu. Adanın kıyısındaki bu küçük köy, Momo’nun liderliğinde her gün biraz daha temiz, biraz daha neşeli, biraz daha umut dolu bir yer haline geldi. Mutlu son, dalgaların kıyıya fısıldadığı gibi sonsuza dek sürdü.
Yorumlar (0)
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın!