
Bir varmış, bir yokmuş. Uzak diyarlarda, rengârenk çiçeklerin, yemyeşil ormanların ve berrak derelerin olduğu, huzurun hüküm sürdüğü bir köy varmış. Bu köyde yaşayan çocuklar sevenekî, yardımsever ve her daim mutlumuş. Fakat, bu köyün en özel sırrı, geceleri gökyüzünden süzülen ve minik yavrularına ninniler söyleyen Ninni Perisi’ymiş.
Ninni Perisi, parlak kanatları ve gümüş saçlarıyla her gece çocukların odalarına gelir, onlara huzur veren ninniler mırıldanırmış. Bu ninniler, çocukların güzel rüyalara dalmasını sağlarken, aynı zamanda onlara önemli dersler de verirmiş. Ninni Perisi’nin en sevdiği çocuk ise, küçük Elif'miş. Elif, meraklı gözleri ve geniş yüreğiyle her zaman yeni şeyler öğrenmek ister, arkadaşlarına yardım etmeyi çok severmiş.
Bir gece, Elif yatağında otururken penceresinden dışarı baktı. Gökyüzü yıldızlarla dolu, ay ise pırıl pırıl parlıyordu. Tam o sırada, incecik kanatlarıyla hafifçe süzülen Ninni Perisi belirdi. Elif heyecanla fısıldadı: Ninni Perisi, bugün ne anlatacaksın?

Ninni Perisi gülümseyerek yanıtladı: Sevgili Elif, bu gece sana paylaşmanın ve dostluğun önemini anlatacağım. Elif hemen yatağından fırlayıp Düşler Ormanı'na doğru yola çıktı. Ninni Perisi, Elif’in elini tutarak onları renkli çiçeklerle dolu güzel bir bahçeye götürdü.
Bahçede, çeşitli hayvanlar mutlu bir şekilde birlikte yaşıyordu. Tavşanlar, sincaplar, kuşlar ve kelebekler arasında büyük bir uyum hüküm sürüyordu. Ancak, Elif ve Ninni Perisi geldiğinde, küçük bir sincap olan Mino endişeliydi. Mino’nun yuvasının etrafındaki ağaç dallarını toplaması gerekiyordu, ancak tek başına yapmakta zorlanıyordu.
Ninni Perisi, Elif’e dönerek, İşte paylaşmanın ve birlikte çalışmanın ne kadar önemli olduğunu gösteren bir örnek, dedi. Elif, Mino’ya yaklaşıp nazikçe sordu: Merhaba Mino, neden bu kadar üzgünsün?

Mino başını öne eğerek cevap verdi: Yuvam için yeterince dallar toparlayamıyorum. Tek başıma çok zorlanıyorum.
Elif hemen yardım etmeyi teklif etti: Bize katılmak ister misin? Hep birlikte çalışırsak, çok daha hızlı toparlarız!
Mino’nun yüzü aydınlandı. Gerçekten mi? Harika olur!

Böylece, Elif, Ninni Perisi ve diğer hayvanlar birlikte çalışmaya başladılar. Herkes kendi yeteneklerini kullanarak bahçeye güzellik katıyordu. Tavşanlar dalları taşıyor, kuşlar dalları kesip getiriyor, kelebekler ise havada dans ederek moral sağlıyordu. Elif ise en küçük dalları özenle yuvalara yerleştiriyordu.
Çalışırken Elif, paylaşmanın ve birlikte çalışmanın ne kadar önemli olduğunu daha iyi anladı. Herkesin katkısı sayesinde işler çok daha hızlı ve keyifli bir şekilde ilerliyordu. Mino ise artık yalnız hissetmiyordu arkadaşlarının desteğiyle yuvasını zamanında tamamlayabiliyordu.
Günün sonunda, yuva tamamlanmış, bahçe daha da güzelleşmişti. Mino, Elif’e ve diğer hayvanlara teşekkür etmek için küçük bir parti düzenledi. Herkes birlikte neşeyle dans edip şarkılar söyledi. Ninni Perisi, gözlerini Elif'e dikerek, Gördün mü Elif, birlikte çalışmanın ve paylaşmanın gücü bu kadar büyük olabiliyor, dedi.

Elif, mutlu bir şekilde gülümsedi. Evet, gerçekten çok güzel bir şeymiş.
Ninni Perisi, Elif’in yanına geldi ve nazikçe elini tuttu. Şimdi, senin de balayena çekme vakti. Umarım bu gece gördüğün hayallerde, paylaşmanın ve dostluğun ne kadar değerli olduğunu hatırlarsın.

Elif, sıcak yatağına geri döndü. Uykusuna dalarken, kalbinde sevgi ve mutluluk doluydu. O andan itibaren, Elif her zaman paylaşmayı ve birlikte çalışmayı ilke edinmişti. Köydeki diğer çocuklar da Elif’in bu güzel davranışlarından ilham alarak, birbirlerine daha çok yardımcı olmaya başlamışlardı.
Günler geçtikçe, köy daha da huzurlu ve mutlu bir yer haline geldi. Herkes, paylaşmanın ve dostluğun gücünü unutmadı. Ninni Perisi ise her gece gökyüzünden süzülerek çocuklara ninniler söylemeye devam etti, onların güzel rüyalar görmelerini sağladı. Elif ise büyüdükçe, köydeki en sevilen ve saygı duyulan çocuklardan biri oldu.

Bir akşam, köyde büyük bir kutlama vardı. Herkes, birlikte çalışmanın ve paylaşmanın ödüllendirildiği bir festival düzenlemişti. Elif, Mino ve diğer hayvanlar, bu güzel günü birlikte kutlamak için toplandı. Ninni Perisi, özel bir ninni söylemek için sahneye davet edildi. Kanatlarını çırparken, minik yavrulara huzur veren melodilerini yaydı.
Elif, Ninni Perisi’ye yaklaşarak, Bize bu güzel dersi öğrettiğin için teşekkür ederim. Artık paylaşmanın ve birlikte çalışmanın ne kadar önemli olduğunu biliyoruz, dedi.

Ninni Perisi, gülümseyerek, Sizlerin sevgisi ve dostluğu, benim için en büyük ödül. Unutmayın ki, ne zaman yardıma ihtiyaç duyarsanız, birbirinize destek olmanız yeterli, dedi.
Festival boyunca herkes neşeyle dans etti, şarkılar söyledi ve yeni dostluklar kurdu. Elif, Mino ve diğer hayvanlar, bu güzel anıları ömür boyu saklayacaklarına söz verdiler. Köy, huzur ve mutluluk dolu günler yaşamaya devam etti.

Ve böylece, küçük Elif’in paylaşma ve dostluk hikayesi, köyde nesilden nesile anlatılan güzel bir masal haline geldi. Ninni Perisi ise her gece, sevgi dolu ninnileriyle çocukların kalplerine huzur ve mutluluk dağıtmaya devam etti.
Masal bitmişti, ama Elif ve köy halkının mutluluğu sonsuza dek sürmüştü. Onlar, her gün birbirlerine yardım ederek, sevgi ve anlayışla dolu bir dünyada yaşamaya devam ettiler. Ve herkes, Ninni Perisi’nin onlara öğrettiği bu değerli dersleri asla unutmamıştı.

Gökten üç elma düşmüş biri bu güzel masalı dinleyen çocukların başına, biri anlatana, biri de bu dünyaya neşe ve huzur getirmek isteyen tüm kalplere. İşte böylece, herkes mutlu mesut yaşarken, Ninni Perisi de gecenin sessizliğinde, bir sonraki çocukla buluşmak üzere yola çıkmış.
Ve onlar ermiş muradına, biz çıkalım kerevetine. Gökten ninni perisi bir güzel, barışın, sevginin ve dostluğun simgesi olarak gerek düşen her an yanınıza gelirmiş. İşte bu şekilde, masalımız mutlu sonla noktalanmış, Elif ve köy halkının dostluk dolu hayatına birer sayfa daha eklenmişti.
Yorumlar (0)
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın!