
Bir zamanlar, yemyeşil bir ormanın kalbinde, rengârenk çiçeklerin, neşeli kuşların ve dans eden yaprakların yaşadığı huzurlu bir köy varmış. Bu köyde, her türlü meyve ve sebzenin birbirinden güzel ağaçlar üzerinde yetiştiği bir bahçe bulunurmuş. Bu bahçenin en özel elması, diğer elmalardan farklı olarak parlak bir mor renge sahipmiş. Etrafındaki diğer elmalar kırmızı, yeşil veya sarı renkte olurken, Mor Elma yalnızca kendine has rengini taşıyormuş.
Mor Elma'nın adı, onu keşfeden küçük kız kardeş Ayşe tarafından konulmuş. Ayşe, abisi Mehmet ile birlikte her gün bahçede oyun oynamayı çok severmiş. Bir gün, Ayşe elma ağaçları arasında gezerken, diğer elmalardan farklı bir rengin hoşuna gitmiş ve o meyvenin yanına yaklaşmış. Elmanın mor rengi, güneş ışığında parıldıyor ve Ayşe'ye masalsı bir hava katıyormuş. Merhaba! Ben Mor Elma, demiş elma, sanki konuşuyormuş gibi. Ayşe şaşkınlıkla etrafına bakmış, ama etrafta kimseyi görememiş. Ah, sadece seninle konuşuyorum, diye eklemiş Mor Elma.

Ayşe, Mor Elma'nın neden farklı olduğunu ve neden mor renkte olduğunu öğrenmek istemiş. Ertesi gün, abisi Mehmet ile birlikte tekrar ormana gitmişler. Bahçeye geldiklerinde, Mor Elma hala oradaymış ve onlara gülümseyerek bakıyormuş. Merhaba tekrar, Ayşe ve Mehmet. Bugün size hikayemi anlatmak istiyorum, demiş Mor Elma. Çocuklar büyük bir ilgiyle dinlemeye başlamışlar.
Mor Elma, aslında uzak diyarlarda, gökkuşağının altındaki bir bahçede büyümüş. Bu bahçede, her meyve kendi rengini ve özelliklerini sergiler, birbirleriyle uyum içinde yaşarlarmış. Ancak bir gün, kötü kalpli bir cadı bahçeye gelmiş ve meyvelerin renklerini solmaya başlamış. Cadı, her meyvenin rengini çalarak kendi karanlık güçlerini artırmak istemiş. Diğer meyveler bunun farkına varınca, kısa sürede renklerini kaybetmişler ve mutsuz olmuşlar. Ancak Mor Elma, cesareti ve sevgisi sayesinde cadının etkisinden kurtulmuş ve bahçeye yeniden renk getirmiş. Fakat bu olayın ardından, Mor Elma diğer meyveler kadar parlak renge sahip olamamış.

Benim hikayem, her birimizin değerli olduğunu ve farklılıklarımızın bizi özel kıldığını anlatmak için, demiş Mor Elma. Ayşe ve Mehmet, Mor Elma'nın hikayesinden çok etkilenmişler. Artık Mor Elma'nın bahçedeki diğer elmalar arasında neden farklı olduğunu anlamışlar ve ona saygı duymuşlar.

Bir gün, köyde büyük bir meyve festivali düzenleneceği haberini almışlar. Her meyve kendi benzersiz özelliklerini sergilemek için sabırsızlanıyormuş. Ayşe ve Mehmet, Mor Elma'yı festivale tanıtmak istemişler. Ancak diğer elmalar başlangıçta Mor Elma'nın rengini beğenmemiş ve onu dışlamışlar. Ayşe, abisi Mehmet'e dönerek, Mor Elma'nın hikayesini herkes bilmeli. Onun cesareti ve sevgisi sayesinde bahçemiz kurtuldu. Onu dışlamak yanlış olur, demiş.

Mehmet de onayı vermiş ve birlikte tüm elmalara Mor Elma'nın hikayesini anlatmaya karar vermişler. Festival günü geldiğinde, Ayşe ve Mehmet Mor Elma'yı teşvik etmişler ve diğer elmalara onun değerini anlatmışlar. Önceleri tereddüt eden elmalar, Mor Elma'nın cesaretini ve farklılığının güzelliğini anlamaya başlamışlar. Festival boyunca Mor Elma, kendi hikayesini paylaşmış ve herkes onunla gurur duymuş.

Festivali izleyen köy halkı da Mor Elma'nın hikayesinden çok etkilenmiş. Her yaştan insan, farklılıkların bir araya geldiğinde ne kadar güzel olabileceğini görmüş. Bahçe, artık daha da renkli ve mutluymuş çünkü herkes birbirini daha iyi anlamaya ve sevmeye başlamış.

Günler geçtikçe, Mor Elma köyün sembolü haline gelmiş. Çocuklar ona hayranlıkla bakar, resimler çizmiş ve hikayesini anlatarak öğrencilere öğretmişler. Mor Elma da bu ilgiden mutluluk duymuş ve her gece Ayşe ve Mehmet'e teşekkür ederek, kendi kırmızı ya da yeşil elmalar gibi mutlu olduğunu söylemiş.

Bir akşam, özellikle güzel bir günün ardından, ormanda büyük bir kutlama düzenlenmiş. Her meyve kendi güzelliğini sergileyen şenlikte, Mor Elma'nın mor rengi tüm elmalar arasında parlamış. Kimse Mor Elma'nın farklılığını artık bir eksik olarak değil, en değerli özelliklerinden biri olarak görmüş. Herkes birlikte şarkılar söylemiş, dans etmiş ve birlikte mutlu bir şekilde yaşamışlar.

Ayşe ve Mehmet, Mor Elma'nın yanına oturmuşlar ve ona sarılmışlar. Senin sayende ormanda gerçek dostluğu ve sevginin ne demek olduğunu öğrendik, demişler. Mor Elma, çocukların sevgisi ve takdiriyle ışıldamış, ormanın en mutlu elması olarak kalmış.

Böylece, yemyeşil ormanın kalbinde, Mor Elma ve arkadaşları birlikte huzur içinde yaşamışlar. Herkes farklılıklarının güzelliğini bilerek, sevgi ve saygı içinde mutlu bir hayat sürmüş. Ve Mor Elma'nın hikayesi, nesilden nesile aktarılmaya devam etmiş, herkese farklılığın bir zenginlik olduğunu anlatmış.
Yorumlar (0)
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın!