Parmak Kız Hikayesi

Parmak Kız Masalı

Abone Ol google news

Oldukça popüler bir masal olan ve çiçeğin içinde doğan parmak kadar bir kız çocuğunun başından geçenleri konu edinen ve her yaştaki çocuk için uygun olan Parmak Çocuk Masalı… İyi okumalar.

Parmak Kız Masalı
Parmak Kız Masalı

Parmak Kız Hikayesi

Çok eski zamanların birinde güzel bir kadın yaşarmış. Bu kadın, küçük bir çocuğunun olmasını çok istiyormuş.

Günler bu şekilde geçip giderken bir gün ihtiyar bir kadınla karşılaşmıştı. Ona çocukları çok sevdiğini anlatmış.

İhtiyar kadın: “Sen iyi birine benziyorsun. İstersen sana yardım edebilirim

Kasın “nasıl yardım edeceksiniz” diye sormuş

İhtiyar kadın cebinden çıkardığı arpa tanesini ona uzatarak “al şu arpa tanesini, bu senin bildiğin tanelerden değil! Onu bir yere ek ve bekle” demiş.

Kadın sevinçli bir şekilde ihtiyara teşekkür ederek arpa tanesini almış ve doğruca eve giderek arpa tanesini bir tabağın içine ekmiş.

Meraklı bir şekilde her gün onu izleyerek ne olacağını beklemiş. Bir sabah uyandığında toprağın içinden laleye benzeyen bir çiçek çıktığını görmüş. Bu güzel çiçeğin yaprakları sımsıkı kapalıymış. Sanki içinden biri çıkacak gibiymiş.

Kadın sevinçle, “Allah’ım! Ne kadar da güzel bir çiçek”, diyerek çiçeğin sarı ve kırmızı yapraklarını okşarken yapraklar birden açılmıştı.

Kadın gözlerine inanamıyordu! Çiçeğin tam ortasında minicik, parmak kadar bir kız oturuyormuş.

Parmak Kız Masalı
Parmak Kız Masalı

Kadın sevgiyle onu eline alarak okşamış, parmak kız da annesini öpmüş, sonra da “Anneciğim, anneciğim,” diyerek onun parmağına sarılmış.

Kadın dileğine kavuştuğundan çok mutluymuş. Küçük kıza “Parmak Kız” adını vermiş.

Parmak Kız’a ceviz kabuğundan bir yatak yaparak çiçeğin yaprakları da ona yorgan yapmış.

Parmak Kız geceleri orada uyuyor, sabahları ise masanın üzerinde oyunlar oynuyormuş. Kadın, Parmak Kız sıkılmasın diye de bir tabağa su koyarak içine koyduğu büyük bir yaprağın üzerine onu oturtmuş. Eline de bir kibrit çöpü vermiş.

Artık Parmak Kız’ın bir kayığı varmış. Parmak Kız güzel ve tatlı sesiyle kadına şarkılar söylüyor beraber güzel vakitler geçiriyorlarmış.

Sesi o kadar güzelmiş ki sesini duyan hayvanlar pencerenin önüne toplanırlar öylece onu dinlerlermiş.

Bir gece Parmak Kız mışıl mışıl uyurken, kırık olan pencereden içeriye bir kurbağa girmiş. Bu kurbağa çok çirkin ve kocamanmış. Masanın üstünde yatağında mışıl mışıl uyuyan Parmak Kız’ı görünce:.” Vıral, vıral. Ne kadar da güzel bir kız. Tam benim oğluma layık bir eş” diye düşünmüş.

Barbie Parmak Kız’ı uyuduğu ceviz kabuğuyla sarsmadan kucağına almış ve zıplaya zıplaya onu dereye götürmüş.

Kurbağa ailesinin evi deredeymiş. Kurbağanın oğlu annesinin yanına koşarak ceviz kabuğunun içinde uyuyan Parmak kadar küçük Kız’a bakmış.

Sevinçle: “Vıral, vıral! Yaşasın, ne kadar da güzel bir kız.

“Vıral, sus! Uyanırsa kaçabilir. Onu hemen derenin ortasındaki şu nilüferin üzerine koyalım. Hadi bana yardım et,” diye uyarmış annesi.

Birlikte Parmak Kız’ı geniş yapraklı çiçeğin üzerine bırakmış ve düğün hazırlıkları için oradan ayrılmışlar.

Zavallı Parmak Kız, uykudan uyanınca etrafına bakınmış, daha önce görmediği bir yerde olduğunu anlayınca “aman Allah’ım! Ben neredeyim, burası neresi” diyerek ağlamaya başlamış.

Bu sırada Anne kurbağa ile çirkin oğlu gelmiş. Anne kurbağa: “Vırak, ağlama! Bak sana sevgili kocanı tanıtayım. Bataklığın altında ikiniz için bir ev hazırladık. Düğününüzü yapar yapmaz yeni evinize taşınırsınız.” Demiş.

Çirkin kurbağa çok mutluymuş. “Vırak, vırak, yaşasın” demiş.

İhtiyar kurbağa ile çirkin oğlunun yapacak çok işleri varmış. O yüzden hemen oradan ayrılmışlar.

Parmak Çocuk duyduklarına inanamayıp hüngür hüngür ağlamaya başlamıştı. Derede yaşayan küçük balıklar suyun yüzeyine çıkıp Parmak Kız’a bakmışlar.

“Ne kadar da güzel bir çocuksun, ağlama biz sana yardım ederiz.” Diyerek yaprağın sapını ısırmaya başlamışlar.

Çok geçmeden yaprak çiçekten kopmuş, suyun akıntısına kapılarak yabancı bir ülkeye kadar sürüklenmiş. En sonunda bir ağacın dalına takılarak durmuş.

Çok geçmeden bir kelebek Parmak Kız’ı görmüştü. Rengarenk kanatlarını çırparak yanına yaklaşmış.

Parmak Kız Masalı
Parmak Kız Masalı

“Hey, tatlı kız merhaba benimle arkadaş olur musun?” Demiş.

Parmak Kız kelebeği çok sevmiş, hemen elbisesinin kuşağını çözerek bir ucunu kelebeğe uzatmış. Diğer ucunu da yaprağın sapına bağlamış. Böylece yaprak, suyun üzerinde sanki uçuyormuş gibiymiş.

İşte tam da o sırada orada uçan bir mayıs böceği onları görünce Parmak Kız’ tuttuğu gibi uçarak bir ağacın dalına konmuş.

Zavallı Kelebeğin ise hiçbir şeyden haberi yokmuş. Mutluluk içinde uçarak oradan uzaklaşmıştı.

Mayıs böceği Parmak Kız’a çiçek tozu ikram etmiş, sonrada “sen bana hiç benzemiyorsun, ama çok güzelsin.” Demiş.

Diğer dişi mayıs böcekleri kızı merak ettiklerinden hemen kızcağızın çevresini sarmışlar ve onunla alay edercesine “Aaa, ne ilginç bir kız! Bakın antenleri bile yok. Ayakları da sadece iki tane. Ne kadar da çirkin. Evet, çok çirkin…” Demişler. Sonra da gülerek oradan ayrılmışlar.

Parmak Kız’ı getiren mayıs böceği onların söylediklerine üzülmüş. Onu çok sevdiği halde götürüp bir papatyanın üzerine koymuş.

Parmak Kız, bütün yaz ormanda tek başına kalmıştı. Zaman öyle çabuk geçmişti ki, havaların soğumasıyla birlikte üşümeye başlamıştı.

Kızcağız çok küçük olduğundan kar taneleri ona kartopları gibi görünüyormuş. Yapraklara sarılarak soğuktan korunmaya çalışmışsa da çok üşüyormuş.

Bir gün kendini sıcak tutacak bir yer ararken toprağın üzerinde bir delik görmüş. Deliğin içinde bir kapı olduğunu görünce merakla kapıyı çalmış.

Kapıyı ihtiyar bir tarla faresi açmış, karşısında üşüyen kızı görünce “gel yavrucuğum, dışarısı çok soğuk, epey üşümüşsündür.” Diyerek onu içeri almış.

İhtiyar fare çok iyi kalpliymiş hemen ona biraz yiyecek getirerek bir güzel karnını doyurmasını sağlamış. İçerisi sıcacık olduğu için hemen ısınmıştı.

Tarla faresi: “Yavrucuğum, istersen bu kışı burada benimle geçirebilirsin, hem bana arkadaşlık etmiş olursun, hemde bana masallar anlatırsın.” demiş.

Parmak Kız, ihtiyar farenin teklifini memnuniyetle kabul etmiş. Aradan günler haftalar geçmişti. Bir gün ihtiyar fare “bugün bir misafirimiz gelecek, o çok zengin biri, ben senin yerinde olsam, onunla tanışır ve hatta onunla evlenirdim.” Demiş.

Kız epey bir düşünmüş ve sonunda zengin komşularıyla evlenmeye karar vermişti.

Bu zengin komşuları bir köstebekmiş. Fareyi ziyarete gittiğinde şarkı söyleyen Parmak Kız’ın sesini duymuş ve ona hayran kalmıştı.

Köstebek, fareyi ve Kız’ı evine davet etmiş. Evi farenin evine çok yakınmış. Köstebek: “İstediğiniz zaman evime gelebilirsiniz. Ancak yolda bir kuşla karşılaşırsanız sakın ondan korkmayın, uyuşmuş hareket edemeyecek kadar halsiz bir kuştur.” Demiş.

Üç gün sonra Parmak Kız ile fare, köstebeği ziyaret etmek için evleri bağlayan tünelden geçerken yerde yatan kuşla karşılaşmışlar.

Parmak Kız onu görünce çok üzülmüştü o sırada köstebek de onları karşılamak için gelmişti. Köstebek kuşa bir tekme atmış. “Gökyüzünü, ışığı ve güneşi hiç sevmiyorum ben karanlık ne güzel değil mi ihtiyar dostum”

“Haklısın dostum, Ama yine de çok güzel bir yaratık,” diye karşılık vermiş ihtiyar fare.

Parmak Kız hiçbir şey söylemeden ve onlara fark ettirmeden kuşun kanatlarını okşamış, sonrada kuşu sevgiyle öpmüş.

Ertesi gün kız hemen kuşun yanına giderek başını kuşun göğsüne koymuş. O anda kuşun kalbinden gelen sesi duyunca mutlu olmuş. Çünkü kuş hala yaşıyordu sadece soğuktan uyuşup kalmıştı.

Parmak çocuk farenin evinden getirdikleriyle kuşun üzerini güzelce örtmüş. Kuş, ısındıkça kendine geliyordu. Bir süre sonra gözlerini açınca “sana teşekkür ederim tatlı kız, biraz daha ısınırsam eskisi gibi uçabilirim.” Demiş sevinçle.

Parmak Kız ona yiyeceğinden ve suyundan götürerek kış boyunca kuşa bakmış.

Fare ile köstebeğin kızın yaptıklarından haberi yokmuş. Havalar ısınmaya başlayınca kuş iyice iyileşince gagasıyla, dışarıya açılan bir delik açarak dışarıya çıkmış.

Epey bir zamandır güneş yüzü görmediğinden “cik, cik, cik, güneşi görüyorum, Allah’ım! Çok mutluyum. Yine eskisi gibi göklerde uçabileceğim.” Demiş.

Parmak Kız da kuşla birlikten dışarıya çıkmıştı. Dışarısı o kadar aydınlık ve güzelmiş ki, neredeyse her şeyi unutmuş.

Parmak Kız Masalı
Parmak Kız Masalı

Çevresindeki rengarenk çiçeklere, ağaçlara, şırıl şırıl akan minik dereye bakmış. Gökyüzünde kuşlar cıvıl cıvıl ötüyor, adeta ona el sallıyormuş.

Kuş, Kız’a tekrardan teşekkür ettikten sonra kendisiyle gelmesini istemiş. Ama kız, ihtiyar fareyi üzmek istemediğinden “hayır, güzel kuş, şimdi seninle gelemem ama belki başka bir zaman” diyerek ona el sallamış.

Kuş” cik, cik, Allah’a ısmarladık, seni hiç unutmayacağım, cik, cik, cik,” diyerek uçup gitmiş.

Kız, kuşun arkasından uzun süre bakmış, ondan ayrılmak onu üzmüştü, ağlayarak bağırmış: “Güle güle, güzel kuşum güle güle, seni çok seviyorum.” demiş.

Kuş gözden kaybolduktan sonra, kız farenin yanına gitmiş ve ona üzgün olduğunu belli etmemiş.

İhtiyar fare: “Sana çok iyi bir haberim var. Köstebek seninle evlenmek istiyormuş. Zaten sen de onu beğenmiştin. Hemen hazırlıklara başlamalıyız. Giyecek güzel elbiseler yapmalıyız.” demiş.

Parmak Kız: “Ama ben elbise yapmayı bilmem ki,” diye karşılık vermiş.

İhtiyar fare gülümsemiş sonrada “Sen hiç merak etme, örümcek dostlarımız bu konuda bize yardım ederler, onlar çok iyi örgü örerler.” demiş.

İhtiyar farenin dört örümcek arkadaşı kız için elbiseler hazırlamaya başlamışlardı bile, O ise mecburiyetten onlara yardım ediyor ama çok mutsuzmuş.

Çünkü hem köstebeği sevmiyor hemde onunla evlenirse bir daha gökyüzünü göremeyecekmiş.

Parmak Kız her gün çaktırmadan dışarıya çıkıyor, kuşun bir gün onu götürmek için gelmesini bekliyormuş.

Günler böylece gelip geçerken, düğün günü de çok yaklaşmıştı. Artık dışarıdaki herkesle vedalaşma zamanı geldiğini biliyordu. Gözyaşlarıyla “Allah’a ısmarladık pırıl pırıl parlayan güzel güneş. Sizi çok seviyorum güzel kuşlar ağaçlar, çiçekler…” Demiş.

Sonrada bir çiçeğe sıkıca sarılarak hüngür hüngür ağlarken “cik cik, cik” sesleri duyulmuş. Kız, yardım ettiği kuşu karşısında görünce mutluluktan uçacak gibi olmuş.

Koşarak kuşun kanadına sarılmış. “Ah güzel kuş, bir daha gelmeyeceksin, beni unuttun sanmıştım” demiş.

Kuş gülümseyerek “hadi tatlı kız hazırlan seni çok güzel yerlere götüreceğim. O kötü kalpli köstebekle evlenip onun kapkara, ışıksız evinde yaşayamazdın zaten” demiş.

Kız çok mutluydu hemen kuşun sırtına oturarak ona sıkıca sarılmış. Kuş uçmuş, ağaçları, dağları, dereleri, ırmakları geçmiş.

Yukarıdan bakınca her yer çok daha güzel görünüyormuş. Köstebeği ve toprağın altındaki yuvayı hemen unutmuştu. Sevinçle kuşa daha sıkı sarılmış.

İşte böylece uçarak çok güzel bir ülkeye varmışlar. Güneş orada her zamankinden daha çok parlakmış. Gökyüzü daha mavi, sular daha tatlı, çiçekler daha renkliymiş.

Parmak Kız: “Allah’ım burası dünyanın en güzel yeri olmalı! Burada yaşamayı çok isterim.” demiş.

Kuş başını ona doğru çevirmiş “cik, cik, cik, öyle ise seni şu güzel çiçeklerin üzerine bırakayım.” Diyerek aşağıya doğru süzülüp, onu beyaz bir çiçeğin üzerine bırakmış. Sonra da çok uzaklara doğru uçarak yoluna devam etmiş.

Parmak Kız çevresindeki güzelliklere hayran kalmıştı. Birden boyu kendisi kadar olan bir prensle karşılaşmış. Prens çok yakışıklıymış. Başında tacı ve omuzlarında iki kanadı varmış.

Sonra çevresinde daha başka minik kızlar ve adamlar görmüş. Çok şaşırmış. Prens, Parmak Kız’ın yanına gelerek “Ben bu ülkenin kralıyım. Ülkeme hoş geldiniz. Peki ya siz kimsiniz.” Diye sormuş.

Kız ona başından geçen olayları bir bir anlatmış. Minik Prens başındaki tacı çıkararak ona uzatmış. “Sizi görür görmez hayran kaldım, benimle evlenip, kraliçem olur musunuz? diye sormuş.

Parmak Kız mutluluktan uçacak gibiymiş, o anda aklına çirkin kurbağa, mayıs böceği ve köstebek gelmiş. Şimdi ise tıpkı kendisine benzeyen biri ile evlenecekmiş.

“Evet prensim, bu teklifiniz beni çok mutlu etti.” Diyerek prensin evlenme teklifini kabul etmiş.

Çiçeklerin üzerindeki kızlar ve oğlanlar çok mutlu olmuş, artık onların da bir kraliçesi varmış.

Parmak Kız’a dünyanın en güzel kanatlarından takmışlar. Yeni kanatlarıyla çok güzel görünüyormuş.

Parmak Kız ile prensin düğününe herkes katılmış. Dünyanın en güzel düğünü o gün yapılmış. Artık kimse ona Parmak Kız demiyormuş. Onun adı artık Çiçeklerin Kraliçesi’ymiş.

Parmak Kızın Özeti

Evvel zaman içinde çocuk sahibi olmak isteyen genç ve iyi niyetli bir kadın varmış. Bir gün bu kadın tesadüfen yaşlı kadın kılığına girmiş bir iyi periyle karşılaşır.

İyi peri kadını çok sevdiğinden ona bir tohum hediye ederek ona nasıl ekmesi gerektiğini söyler.

Kadın perinin verdiği tohumu aldığı gibi eve giderek eker ve bir süre sonra laleye benzeyen bir çiçek yeşerdiğini görür. Birkaç gün geçtikten sonra da çiçeğin ortasında oturmuş parmak büyüklüğünde bir kız çocuğu olduğunu görür.

O kız çocuğunu çok seven kadın onla güzel günler geçirirken bir gece, eve giren bir çirkin kurbağa Parmak Kız’ı masanın üzerinde yatarken görünce onu uyandırmadan sessizce kaçırır. Amacı onu oğluyla evlendirmekti.

 Minik kız uyanınca çok üzülür onun durumuna üzülen küçük balıklar ona yardım ederek kaçmasını sağlarlar.

Deredeki suyun akıntısına kapılan minik kız farklı bir ülkeye sürüklenir. En sonunda karşılaştığı bir tarla faresi ona yardım ederek evine alır. Sonrada onu zengin olduğu için komşusu köstebek ile evlendirmek ister.

Bu arada köstebekle evlenmek istemeyen kız yardım ettiği bir kuşla başka bir ülkeye gider. En sonunda gittiği ülkede karşılaştığı kendi boyundaki nazik ve sevimli bir kral ile evlenerek o ülkenin kraliçesi olur.

Parmak Kız Masalı İle İlgili Sorular

  • Parmak kızın yazarı: Ünlü Danimarkalı edebiyatçı  yazar Hans Christian Andersen tarafından derlenmiştir.
  • Parmak kızın kahramanları: İyilik Perisi, Parmak kız, Genç bir kadın, kelebek, kurbağa, Fare, köstebek, Mayıs Böceği ve Kuş…
  • Parmak çocuğun konusu nedir: Laleye benzer bir çiçekten doğan ve parmak kadar boyu olan minik bir kızın başından geçenler  konu edinir.

Binbir Gece MasallarıAndersan MasallarıAnadolu Masalları


Benzer İçerikler

Kaplumbağa Teri Masalı
Kaplumbağa Teri Hikayesi
Kibirli-Gul Masali-min
Kibirli Gül Hikayesi
Kurabiye Hırsızı
Kurabiye Hırsızı Hikayesi
Yunus Balığı Masalı
Yunus Balığı Hikayesi

Yorumlar

  1. Duru says:

    Rahatsız mı oldun Allah denmesinden 😡

  2. Demir Sertcan says:

    Masala saçma sapan bir şekilde, iki de bir “Allah” adini ekleyince sevap puanı kazanmıyorsunuz. Paylaşacaksanız Adam gibi orjinalini paylaşın.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Masal Oku | © 2023, Tüm hakları saklıdır.