Prenses Griselda Hikayesi

Kralın Evlenmesi İçin Eş Araması Hikayesi

Bir zamanlar, ülkesini adaletle yöneten, akıllı ve yiğit bir Kral vardı. Herkes kralı çok seviyor, onun evlenerek mutlu olmasını bekliyordu. Fakat kral henüz evlenebileceği biri ile tanışmamıştı. Bu yüzden çevresindekilere şöyle dedi.

Kral: “Eğer evlenmemi istiyorsanız, bana gururlu ve kibirli olmayan, alçakgönüllü, güvenilir ve sabırlı bir kız bulun.” dermiş.

Kral, bir gün, avlanmak için atını dağa doğru sürmüştü. Oraya vardığı zaman harika bir şelaleye rastlamıştı. O şelalenin güzelliğine hayran kalmıştı.

Şelale, çevresi ağaçlarla kaplı muhteşem bir yerdeydi. orada kalmak, ona huzur vermişti. Ama bir problemi vardı. Saraya nasıl geri döneceğini bilmiyordu. Çünkü ormanda kaybolmuştu.

Bir süre dolandıktan sonra, çok güzel bir çoban kızı ile karşılaştı. Kral, hemen güzel kızın yanına giderek kaybolduğunu söyledi.

Çoban kız gülümseyerek: “Kralım, isterseniz size yardım edebilirim. Saray yolunu biliyorum,” demiş.

Kral, onun yardım teklifinden çok memnun kalmıştı. Çoban kızı ve Kral birlikte yola koyuldular. Ormanın içindeki Karanlık koruluktan geçerek aydınlık bir yola çıktılar.

Kısa bir süre sonra muhteşem sarayın altın kubbelerini görebiliyorlardı. Kral, güzel kıza orada teşekkür ederek saraya doğru atını sürdü.

Aradan bir kaç gün geçtikten sonra Kral, çoban kızı yeniden görmek istemişti. O yüzden bir av partisi düzenleyerek, aynı yerde adamlarından ayrılarak şelaleye ulaştı.

Epey bir dolaştıktan sonra en sonunda çoban kızın yaşadığı küçük kulübeyi buldu. Kızın adının Griselda olduğunu öğrendi.

İyi yürekli kız, ihtiyar babasına bakmak için çobanlık yapıyordu. Kral, Griselaya aşık olmuş onunla evlenmek istiyordu.

Vezir ise, Kralın ancak bir prensesle evlenebileceğini düşündüğünden: “Kralım, bir çoban kızı, sizin gibi soylu bir prense layık olamaz!” Diyordu.

Kral’ın ise, kararından vazgeçme niyeti yoktu o yüzden, Griselda’nın yanına giderek ona evlenme teklif etti.

Çoban kız, bu teklifi seve seve kabul etti. Çünkü kral, halkına iyi davranan, cesur ve adil bir hükümdardı.

Kralın evleneceği haberi bütün ülkede sevinçle karşılandı. Özellikle yoksullar bu işe çok sevinmişti. Griselda’nın kendilerini unutmayacağına inanıyorlardı.

Derhal, düğün hazırlıklarına başlandı. Günlerce süren şenliklerle düğün şöleni sürdü. Ziyafetler verilerek, panayırlarda eğlenceli gösteriler yapıldı.

Kral, çoban kızı Griselda ile evlenmişti. Sevgili eşinin mutlu olması için elinden geleni yapıyordu. Sıkılmaması için onu yalnız bırakmıyordu.

Herkese emir vermişti, Kraliçenin bütün istekleri anında gerçekleştiriliyordu.

Griselda kısa zamanda saraydaki hayata alışmıştı. Kral ile birlikte, kendilerini tebrik etmek için gelen yoksul köylüleri kabul ediyor, onların sorunlarını dinleyip yardımcı olmak için elinden geleni yapıyordu.

Kral, Griselda gibi iyiliksever bir eşinin olmasından çok memnundu. En çok istedikleri şey, bir çocuk sahibi olabilmekti. Sonunda oda gerçekleşti.

Kral ve Kraliçenin dünyalar tatlısı bir kızları olmuştu. Bütün ülkede, prensesin doğumu kutlanmaya başlanmıştı. İnsanlar neşe içinde şarkılar söylüyor, Kral ve ailesinin mutluluğu için dualar ediyordu.

Zaman geçtikçe Kralın Griselda’ya karşı duyguları değişmeye başlamış, sanki her gün, ondan biraz daha uzaklaşıyordu.

Kraliçe Griselda’nın bu kadar sevilmesi, ona saygı gösterilmesi kralı rahatsız etmeye başlamıştı. Çünkü onun bu kadar iyi olmayacağını düşünüyordu.

Kral, karısını zorlu bir sınavdan geçirmeye karar vermiş, bu şekilde onun gerçekte ne kadar sabırlı olabileceğini öğrenecekti.

Kral, Griselda’nın odasından çıkmasını yasakladı. Sonra tacını ve bütün değerli mücevherlerini elinden aldı. Griselda hiçbir şeye itiraz etmedi. O, sadece küçük kızını düşünüyordu.

Kral da bunun farkındaydı. Bir gün Kral, Griselda’yı çok sevdiği kızından da ayırarak küçük prensesi şehirden uzakta iyi yürekli bir köylü kadının yanına verdi. Her zaman prensesi koruyarak tüm ihtiyaçlarını en iyi şekilde karşılıyordu.

Zamanı gelince çocuk yeniden evine dönecekti. Kraliçe, günlerini sevgili yavrusu için gözyaşı dökerek ve dua ederek geçirdiği gibi Kralın, küçük kızlarına da zarar vermeyeceğine bütün kalbiyle inanıyordu.

Griselda’nın sabrı ve kendisine olan sevgisi, Kralı çok etkiliyordu. O yüzden kral: “Griselda! Sana gerçeği söylemenin zamanı geldi artık, ağlama. Çünkü küçük kızımız yaşıyor ve çok iyi durumda.” dedi.

Griselda, şimdi de mutluluk gözyaşları döküyordu. Sevgili kızının iyi olduğunu bilmek ona yeniden güç verdi. Bir gün, yine hep birlikte mutlu olacaklarına inanıyordu.

Aradan yıllar geçmiş, Küçük prenses, artık çok hoş bir genç kız olmuş, tanıştığı yakışıklı bir gençle birbirlerine aşık olmuşlardı.

Kral, her türlü acı ve zorluğa rağmen kendisini sevmeye devam eden Griselda’ya artık tamamen güveniyordu.

Griselda’nın sabrı, kralın kalbini yumuşatmıştı. O yüzden hemen prensesin saraya getirilmesini emretmişti. Daha yıllar önce bir bebekken yanından ayrılan küçük kızı şimdi karşısında duruyordu.

Çok güzel bir genç kız olmuştu. Griselda, mutluluk içinde güzel kızına sarılarak ağlamaya başladı. Bu, hayatının en mutlu günüydü…

Kral, Kraliçe ve prenses yeniden bir aradaydılar. Kraliçe Griselda, kızına, sabırla onu beklediğini anlattı.

Güzel prenses de annesine; kendisine bakan köylü kadının iyiliklerini, kırlarda geçen güzel zamanlarını ve sevdiği genci anlattı.

Griselda, bunları duyunca çok mutlu olmuş kralı’da prensesin sevdiği gençle evlenmesine müsaade etmesi için ikna etmişti.

Tellallar, bu güzel haberi bütün ülkede duyurdu ve ülkede düğün hazırlıklarına hemen başlandı.

Kral ve sevdiği eşi Griselda güzel kızlarını dillere destan bir düğün töreniyle evlendirdiler.

Genç prenses, tıpkı annesi gibi özel ve iyi yürekliydi. Hep birlikte çok mutlu bir hayat yaşadılar…

Resimli Hikaye – Değişik Masallar – Nasrettin Hoca Fıkraları