
Bir varmış, bir yokmuş. Uzak diyarlarda, yemyeşil ormanlarla çevrili küçük bir köy varmış. Bu köyde, minik evlerin arasında mutlu insanlar yaşar, çocuklar şen şen koşar, kuşlar en güzel şarkılarını söylermiş. Köyün hemen dışında ise, kimsenin gitmeye cesaret edemediği, gizemli bir orman bulunurmuş. Bu ormanın derinliklerinde, perilerin yaşadığı söylenirmiş.
Köyde yaşayan 6 yaşındaki Elif, macerayı çok seven neşeli bir kız çocuğuydu. Elif, her gün ormanda oynayan hayvanları izler, ağaçların arasında saklanan kelebekleri takip edermiş. Bir gün, en sevdiği büyük meşe ağacının altında dinlenirken, minik, parıldayan ışıklar fark etmiş. Merakı ağır basan Elif, ışıkları takip ederek ormanın derinliklerine doğru yürümeye başlamış.
Ormanın içinde ilerledikçe, etrafındaki her şey daha da büyülü görünmeye başlamış. Ağaçların dalları dans ediyor, çiçekler gülümsüyor, kuşlar rengarenk kanatlarıyla süzülüyormuş. Elif, bir süre yürüdükten sonra, küçük bir açıklığa ulaşmış. Açıklığın ortasında, minik perilerin toplandığını görmüş. Periler, parlak kanatları ve renkli kıyafetleriyle etrafa neşeli şarkılar söylüyor, çiçekleri suluyorlarmış.

Elif, perilerin yanına yaklaştığında, minik bir perinin kendisine doğru gelerek selam verdiğini görmüş. Merhaba Elif, demiş peri, biz Peri Dostlar. Senin gibi iyi kalpli bir çocuğun buraya gelmesi çok özel. Sana yardımına ihtiyaç var.
Elif şaşırmış ama heyecanlanmış. Size nasıl yardımcı olabilirim? diye sormuş.

Peri, Elif'e ormanın derinliklerinde kötü bir büyücü olduğunu anlatmış. Büyücü, ormanın sihrini çalmak ve perilerin yaşam alanını karanlığa boğmak istemiş. Periler, büyücünün evinden aldığı sihirli kristali geri almak için cesur birine ihtiyaç duyuyormuş. Elif, perilerin yanına yardım etmeye karar vermiş.
Periler, Elif'e sihirli bir ışık taşı vermişler. Bu ışık taşı, yolunu aydınlatacak ve seni koruyacak. Cesur ol, Elif, demişler. Elif, ışık taşıyla birlikte ormanın derinliklerine doğru yola koyulmuş.

Yolda, Elif'e yardım eden birçok dost canlısı hayvanla tanışmış. Akıllı bir baykuş, ona doğru yolu göstermiş hızlı bir tavşan, engelleri aşmasında yardımcı olmuş ve neşeli bir sincap, ona güç vermiş. Elif, her adımda perilerin ona güvenini kazandığını hissetmiş.
Sonunda, Elif, büyücünün karanlık kalesine ulaşmış. Kale, kara dumanlarla çevrili, korkutucu görünüyormuş. Ancak Elif, korkmamış. Perilerin verdiği ışık taşı, kül olsun etrafını aydınlatmış. Cesaretini toplayarak kaleye girmiş.

Kalenin içinde, büyük ve kasvetli bir oda varmış. Büyücü, Elif'i görünce gülümsemiş ama içten içe planları suya düşmüş. Nedeni bilmeden mi geldin, küçük kız? demiş.
Elif, cesurca cevaplamış: Periler ormanın sihrini korumak için yardımına ihtiyaç duyuyor. Sihri almak istiyorsan, ormanın canlılarıyla dost olamazsın.

Büyücü, Elif'in cesaretine hayran kalmış ama vazgeçmemiş. Sihri almak benim hakkım, demiş. Ancak Elif, perilerin gücünü ve ormanın dost canlısı hayvanlarının desteğini bilerek, büyücünün kötü niyetini ortaya koymuş.
Elif, büyücünün kalbini değiştirmek için ona sevgi ve dostluk göstermiş. Büyücü, Elif'in samimiyetini gördükçe yumuşamış ve hatasını fark etmiş. Üzgünüm, demiş, Sihri koruyacağım ve ormana zarar vermeyeceğim.

Elif, büyücünün içten özürünü kabul etmiş ve perilerle birlikte ormanın sihrini korumak için çalışmaya başlamışlar. Sihirli kristal geri alınmış, orman yeniden eski güzelliğine kavuşmuş. Periler, Elif'e teşekkür etmiş ve ona özel bir hediye vermişler: Her zaman geri dönebileceği sihirli bir çiçek.
Elif, köyüne mutlu bir şekilde geri dönmüş. Artık ormanın sırlarını bilen ve perilerin dostu olmuştu. Köydeki çocuklara ormanın güzelliklerini anlatmış, dostluğun ve doğanın önemini öğretmiş. Her gün, sihirli çiçeğini yanından koparmadan ormanda yeni maceralara atılmış.

Ve böylece, Elif'in cesareti ve kalbindeki sevgi sayesinde, orman her zaman korundu, periler mutlu yaşadı. Köy, huzur içinde yaşamaya devam etti. Elif ise, her zaman hatırladığı gibi, sevgi ve dostluğun en büyük sihir olduğunu bilerek büyüdü.
Gökyüzünde parlayan yıldızlar altında, Elif’in hikayesi kuşaktan kuşağa anlatılmaya devam etti. Çünkü herkes, küçük bir kalbin büyük değişiklikler yapabileceğini bilmek isterdi. Ve ormanın derinliklerinde, periler hala neşeyle şarkılar söyleyerek hayatlarına devam ediyordu.

Elif, her gece yatmadan önce, sihirli çiçeğine dokunur, dostluk ve sevgi dolu anılarını düşünürmüş. Böylece, hem kendi mutlu dünyasında hem de ormanın büyülü atmosferinde huzur içinde uykuya dalarmış.
Gökkuşağının rengarenk ışıklarıyla süslü bir sabah, Elif yeni bir günün heyecanıyla uyanmış. Bugün, ormanda yeni arkadaşlar edineceği ve yeni maceralar yaşayacağı bir gün olacaktı. Elif, mutlu bir şekilde gülümsemiş ve dışarı çıkıp ormanın kapılarını aralamış.

İşte böylece, küçük Elif’in cesareti ve iyiliği, hem kendisi hem de tüm orman halkı için sonsuz mutluluk getirmiş. Onlar da hep hatırlamışlar ki, sevgi ve dostlukla her zorluğun üstesinden gelinebilir ve sihirli anılar bir ömür boyu sürebilir.
Ve Elif ile periler, ormanın büyüsüyle birlikte, mutlu ve huzurlu bir şekilde yaşamışlar. Sonsuza dek mutlu…
Yorumlar (0)
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu siz yapın!