Takdir Hüda’nındır Hikayesi
Allah’ın Adaleti Kıssadan Hisse Oku
Rivayet odur ki İsrail oğullarının abidlerinden biri nehrin kenarına yaptırdığı ibadet hanesinde ibadet eder, dünya işleriyle alakadar olmazdı. Bütün mesaisini halka yakınlık için harcar, ibadetle geçirirdi. İbadet hanesinin hemen yakınında elbise tamir ve temizleyiciliğiyle meşgul olan kendi halinde biri yaşardı. Günler hep birbirinin benzeri şeklinde geçerdi.
Günlerden bir gün belinde para kemeri bulunan bir atlı gelip, nehirde yıkanmak için kemerini ve elbiselerini çıkardı. Kendisi yıkandıktan sonra, elbiselerini de bir güzel yıkadı. Bir müddet bekledikten sonra da, yarı kuruyan elbiselerini giyip uzaklaştı.
Ne var ki çıkardığı para kemerini orada unutmuştu. Atlının hemen ardından nehir kenarına bir avcı gelip serpmeyle balık avlamaya başladı. Avlanırken de para kemerini görüp onu aldı ve sevinçle çekip gitti. Daha sonrada para kemerini unuttuğunu anlayan atlı dönerek para kemerini orada aradı, bulamadı.
Bulamayınca da elbise temizleyicisinin yakasına yapışarak:
-Para kemerimi burada unuttum, şimdiyse yok. Buralarda da senden başkası yok, söyle paralarım nerede der. Adam şaşkın ve çaresiz:
-Ben para kemerini de senin paralarını da görmedim diye cevaplar. Bu cevaba kızan atlı kılıcını çekip bir hamlede elbise temizleyicisini oracıkta öldürdü. Abid bütün bunlara şahit olunca, zahirde haksızlık gibi görünen bu durum karşısında az kalsın Allah’ın adaletinden şüpheye düşecek fitneye kapılacaktı.
Olayın verdiği şaşkınlıktan sonra kendini toparlayan abid ellerini açıp Cenabı Hakka şöyle niyazda bulundu:
-Ey yüce Allah’ım, her şeyi aklınca yaratan rabbim, para kemerini balıkçı alır, elbise temizleyicisi öldürülür. Bu nasıl iştir, hikmetinden sual olunmaz ama benim şüphelerimi gider. Adaletine güvenimi sarsma.
Gece olup uyuduğu vakit, Allah-u Teala abidenin rüyasında şöyle buyurur:
-Ey abid ve Salih kulum fitneye kapılma, imanın sarsılmasın. Rabbinin emrine müdahale etme. Şunu iyi bil ki o atlı balıkçının babasını öldürüp malını elinden almıştı. Para kemeri onun babasının malındandır, yani kendi parasıdır. Elbise temizleyicisine gelince, onun sevap sahifeleri dopdoluydu. Ancak o sahifelerde bir takım günahlarda vardı.
Atlının amel defteri ise günahlarla doluydu. Sevap hanesinde bir tek sevaptan başka hiçbir şey yoktu. O elbise temizleyicisini öldürdüğü vakit, onun amel defterindeki günahları silindi. Böylece atlının amel defterindeki sevapta silindi. İşte sahip olduğun bu olayın hikmeti budur. Senin Rabbin dilediğini yapar ve istediği şekilde hükmeder.