Yaramaz Miyav Kedi Hikayesi

Yaramaz Miyav Kedi Hikayesi

Abone Ol google news
Yaramaz Miyav Kedi Masalı
Yaramaz Miyav Kedi Masalı

Ortalığı Alt Üst Eden Miyav Masalı

Evin kedisi Tekir’in iki yavrusu olmuş. Birine Pamuk, birine Miyav adını vermiş.

Yememiş yedirmiş, içmemiş içirmiş. Her anne gibi, uslu, akıllı olmaları için elinden geleni yapmış.

Pamuk gerçekten usluymuş, akıllıymış. Ama Miyav Ortalığı alt üst eden yaramazın biriymiş.

Bir gün evin küçük oğlu Murat, Miyav’la oynarken kızmış. Çocuğun ellerini tırmalamış. Kaçarken de kıymetli bir vazoyu devirmiş. Tabii vazo kırılmış.

Anne Tekir bunu duyunca çok kızmış. Miyav’ı karşısına oturtmuş. Sert bir sesle çıkışmış:

– Sen hiç uslanmayacak mısın? Miyav başını önüne indirmiş:

-Bilmem, anneciğim.

– Kaçarken vazoyu niçin kırdın? Miyav kedi kıkır kıkır gülmüş:

– Kuyruğum takıldı anneciğim.

– Her yere kuyruğunu sokan kediye ne yaparlar, biliyor musun?

– Hayır, bilmiyorum, ne yaparlar?

– Kuyruğunu keserler. Ömrün boyunca kuyruksuz kalmak ister misin?

Miyav yüzünü buruşturmuş. Demek insanlar, yaramaz kedileri böyle cezalandırıyorlarmış.

– İstemem, demiş.

– Öyleyse kuyruğuna sahip ol. Geçen gün de fareler için hazırlanan tuzağa kuyruğunu değdirdin. Az daha yakalanıyordun.

– Merak etme anneciğim, bundan sonra dikkat ederim.

Anne Tekir, Miyav’ın kulağını hafiften ısırmış.

– Hep böyle söz verirsin, ama sözünde durduğunu hiç görmem. Yapmam dediğin şeyi tekrar tekrar yaparsın.

– Üf kulağım!

– Bir daha yaramazlık yapmayacağına söz ver bakalım.

Miyav annesine söz vermiş. Ama yaramazlıklarına da devam etmiş. Eh, her küçük biraz afacan olur. Kardeşi Pamuk yalvarıyormuş!

Yaramaz Miyav Kedi Hikayesi
Yaramaz Miyav Kedi Hikayesi

– Ne olur Miyav Kedi, annemin sözünü dinle, artık uslu ol, akıllı ol. Miyav Kedi ise kardeşiyle alay ediyormuş.

– Korkuyorsun değil mi?

– Neden korkayım, sadece insanlara zarar vermemeye çalışıyorum. Bir kedinin de öğreneceği şeyler vardır.

– Ne gibi?

– Fare yakalamak gibi. Annem öğretiyor, ama senin öğreneceğin yok.

Miyav Kedi kardeşine de aldırmıyor, hep bildiğini okuyormuş.

Bir gün odada dolanıp dururken, burnuna nefis bir balık kokusu gelmiş.

Sandalyenin üstüne çıkıp başını yemek masasına uzatmış. Bir tabak görmüş. İçi kızarmış balık doluymuş. Bakınmış. Kimsecikler yokmuş.

Arka ayaklarının üstünde yükselmiş. Pençesini uzatmış. Tabağı kendine çekmiş. Fakat biraz hızlı çekmiş. Masanın üstünden yere düşen tabak gürültüyle kırılmış.

Miyav Kedi şaşkınlıkla bakınırken, mutfak kapısında evin hanımı belirmiş. Elinde kocaman bir oklava varmış. Hızla, Miyav Kedi’ ye doğru fırlatmış.

– Al sana arsız kedi!

Miyav Kedi tam vaktinde başını indirmeseymiş oklava belki de onu öldürecekmiş.

“Ucuz atlattık diye söylenmiş kendi kendine. Kapıdan dışarı fırlamış. Evin babası bunu öğrenince çok kızmış.

– İllallah bu kedi yavrularından yahu, diye bağırmış. Tekir iyi, ama yavruları çekilir cinsten değil. Götürüp bırakmalı sokağa.

Murat bu fikirde değilmiş:

– Babacığım, demiş. Sadece biri afacan. Şu beyaz tüylü olanı.

– Öyleyse ben de beyaz tüylü olanını götürürüm. Anne Tekir konuşmaları dinliyormuş. Ocak başına çömelmiş, uyur gibi yapmış. Fakat konuşulanların her kelimesini duymuş.

Miyav Kedi’yi alıp götüreceklermiş. Anne yüreği buna nasıl dayanır ki? Ne yapıp yapmalı, engel olmalıymış. Ocak başından kalkmış. Gitmiş Murat’ın kucağına oturmuş. başını ellerine sürüyor, mırıl mırıl sesler çıkarıyormuş.

Murat, Anne Tekir’i çok severmiş. Eve ciğer alınınca, mutlaka saklar, Tekir’e de verirmiş. Hareketlerinden Tekirin ne demek istediğini hemen anlıyormuş:

– Babacığım, demiş. Deminki konuşmamız Tekir’i üzdü.

– Hangi konuşmamız?

– Miyav Kedi’yi sokağa atalım demiştin ya, galiba ona üzülüyor.

– Aman evladım! Senin Tekir Türkçe biliyor mu?

 – Öyle deme babacığım, baksana nasıl sürtünüp duruyor.

Yavrusunun sokağa atılmasını önlemeye çalışıyor zavallı.

Babası gözlüklerinin üstünden bakarak gülümsemiş:

– İstemiyorsan atmayız oğlum, üzülme.

Tekir bu cevabı duyunca sevincinden miyavlamış. Biraz sonra da Murat’ın kucağından inmiş. Doğru yavrularının yanına koşmuş.

Yavruların hiçbir şeyden haberleri yokmuş. Aralarında eğlenceye dalmışlar. Buldukları küçük bir ip yuvarlıyor, kahkahalarla gülüyorlarmış.

Anne Tekir fırtına gibi içeri dalmış:

 – Bırakın oynamayı, diye gürlemiş. Şöyle ikiniz de geçin karşıma.

Pamuk hiç itiraz etmeden annesinin sözünü dinlemiş. Miyav Kedi ise surat asmış.

– Kardeşimle ne güzel oynuyorduk, demiş. Öğüt dinlemenin sırası mı şimdi?

– Masanın üstünden tabak düşürüp kırmanın sırası mıydı peki?

– Aman anne, onu da mı öğrendin?

Anne Tekir üzüntüyle başını iki yana sallamış:

– Uslanmadın gitti, diye konuşmuş. Bugün bir felaketi zor önledim. Seni az daha sokağa atacaklardı. Miyav Kedi birden heyecanlanmış:

– Beni mi?

–  Seni ya, başka kimi olacak?

– Sonra vazgeçtiler mi peki?

– Murat’a yalvardım. Ellerini yaladım. Dizlerine sürtündüm. Çok üzüleceğimi anlattım ona. Anladı. Babasına rica etti. Şimdilik vazgeçirdi.

Annesi, Miyav Kedinin sevineceğini, boynuna atılacağını sanıyormuş. Oysa Miyav Kedi kızmış:

– Niye önledin sanki? Sokağa atsınlar, iyi olur. Bıktım bu evden!

Annesi de, kardeşi de şaşırmış bu işe. Annesi:

– Niye bıktın? Aç mısın, diye sormuş.

– Hayır.

Yaramaz Miyav Kedi Masalı Oku
Yaramaz Miyav Kedi Masalı Oku

– Bahçede oynatmıyorlar mı?

– Oynatıyorlar.

– Dilediğin yere girip çıkmıyor musun? Miyav Kedi annesinin sözünü kesmiş:

– sıkılıyorum işte… Parklarda koşmak, oynamak istiyorum. Bahçenin her yanı duvarla çevrilmiş. Üstünden aşmayı denedim, ama başaramadım. Başarabilseydim asla geri dönmezdim.

Anne Tekir bu sözlere çok üzülmüş:

– Demek öyle?

– Evet anne. Sizi seviyorum, ama sokağı da seviyorum. Burada hapis gibiyiz. Gelin birlikte gidelim. Anne Tekir gözyaşlarını silmiş:

– Ben bu evin kedisiyim, demiş. Zaten yaşlandım. Dışarıda bir kedi için ekmek bulmak kolay değil.

– Ben bulurum.

Tartışma burada kesilmiş. Birkaç Gün sonra Miyav Kedi buzdolabını açık bulmuş. Ne yaptığının farkında olmadan içine dalmış. Ardından kapı kapanmış.

Bağırıp çağırmasını hiç kimse duymamış. Bir süre sonra Murat’ın annesi buzdolabını açmış. Yarı donmuş bir halde Miyav Kedi’yi görmüş:

– Artık çok oldun, diye bağırmış.

Tuttuğu gibi sokağa atmış. Aradan bir hafta geçmiş. Anne Tekir’le oğlu Pamuk, Miyav Kedi’yi özlüyorlarmış. Bir akşam vakti onu karşılarında bulunca her şeyi unutup boynuna sarılmışlar. Miyav Kedi’nin o tombul hali gitmiş. Bir deri bir kemik kalmış nerdeyse. Anne Tekir:

– Bu halin ne, diye sormuş.

Miyav Kedi’nin gözlerinden yaşlar boşanıyormuş

– Beni affet anneciğim, demiş. Sözünü dinleseydim keşke. Haklıymışsın. Bize sokaklarda ekmek yok. Miyav Kedi o günden sonra artık akıllı, uslu bir kedi olmuş. Annesinin sözünden de hiç çıkmamış.

La Fontaine MasallarıKısa Masallar3 Yaş Masalları


Benzer İçerikler

Kurt İle Aslan
Kurt İle Aslan Hikayesi
Kurbağa Masalı
Kurbağa Masalı
Sihirli Asa Masalı
Sihirli Asa Hikayesi
Ayakkabıcı ve Küçük Cinler Masalı
Cüceler ve Ayakkabıcı Hikayesi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Masal Oku | © 2023, Tüm hakları saklıdır.