Yeşil Dev Hikayesi

“Uzak diyarlarda, yağmurun es geçtiği, güneşin kavurduğu topraklarda bir köy… Bu köyde, zekası kadar tembelliğiyle de tanınan Balkız yaşar. Her sabah annesinin isteğiyle su doldurmak üzere yola çıkan Balkız’ın hayatı, bir sabah kuyuya attığı öfkeli tekmeyle bambaşka bir hal alır. Bu tekme, sadece kovasını değil, tüm köyün kaderini de sarsar. Yağmurların kesilmediği, karıncaların yardımına koştuğu ve bir yeşil devin hikayeye dahil olduğu bu masalda, Balkız’ın macerasına tanık olacaksınız. Gizemli olaylar, büyülü dönüşümler ve bir kızın cesareti… Hepsi bu masalda saklı.”

Bir varmış, bir yokmuş. Uzaklarda, yağmur bulutlarının hiç uğramadığı, güneşin kavurduğu topraklarda, çatlamış toprakların ortasında bir köy varmış. Bu köyde, akıllı ama bir o kadar da tembel bir kız yaşarmış. Balkız adında bu kızın annesi, her sabah köyün öbür ucundaki kuyudan su doldurmasını istermiş. Kadıncağız, kızını sabah erkenden zorla uyandırır, yataktan zar zor kaldırırmış.

Balkız söylenerek yola koyulurmuş. Sıcak bir sabah, yüzü boncuk boncuk terlemiş, kolunda alnını silmiş ve göğe bakmış, ama tek bir bulut bile yokmuş. Sonra öfkeyle kuyuya yaklaşmış ve “Ah keşke bu kuyudaki sular bulutlara dönüşse, şimşek çaksa, yağmur yağsa ve her yere sular dolsa, taşsa. Bu uğursuz kuyuya bir daha yaklaşamayayım!” demiş. Sonra ayağıyla kuyuya bir tekme atmış ama kovayı iple bağlamadığı için hem kovadan hem de suyundan olmuş.

O kuyuda bir cin yaşarmış. Kuyunun cinleri, Balkız’ın bu nankörlüğüne çok sinirlenmiş. Öyle ki, gökyüzünü kapkara bulutlar sarmış. Balkız eve varmadan kuvvetli bir rüzgar esmiş ve yağmur yağmaya başlamış. Köydeki herkes sevinçle meydanlara doluşmuş, şarkılar söyleyip dans etmişler. Ancak akşam olunca yağmur hızını arttırmış. Yağmur, saatlerce, günlerce, hatta haftalarca durmadan yağmış. Köylülerin tarlaları balçığa dönmüş, ürünler çürümüş, evlerin çatıları akmış, ahırlar suyla dolmuş. Köydeki kimse ne yapacağını bilemez olmuş. Balkız, tüm bunların kendi yüzünden olduğunu anlamış ama kimseye bir şey söyleyememiş.

Bir gece rüyasında aksakallı bir dede görmüş. Dede, Balkız’a köyün dışındaki en yüksek dağın tepesindeki mağarada yaşayan yeşil devi bulmasını söylemiş. Balkız, derhal annesine bir şey demeden çıkrasını alıp yola çıkmış. Uzun bir yolculuktan sonra, binlerce karınca görmüş. Karıncalar, yağmur sularından kurtulmaya çalışıyormuş. Balkız’ın altın gibi kalbi dayanamamış, sulara girip kütükleri kayalıkların üstüne taşımış. Son kütüğü yerleştirdikten sonra, kraliçe karınca gelip “Ey Balkız, dile benden ne dilersen” demiş. Balkız, ne dileyeceğini bilememiş ama kraliçe karınca ona bir kanat vermiş. “Başın derde girerse, bu kanadı salla” demiş.

Balkız, dağın tepesindeki mağaraya varmış ve içeri seslenmiş. Birdenbire kocaman, yemyeşil bir dev çıkmış. Balkız, başından geçenleri anlatmış ve yardım istemiş. Dev, önce kahkahalarla gülmüş sonra da bir şart koymuş: “İstediğimi yaparsan, yağmur durur. Yoksa seni bir lokmada yerim!” Balkız kabul etmiş ve dev onu mağaranın içine götürmüş. Orada, avuçlar ve buğdaylar birbirine karışmış bir yığın görmüş. Dev, Balkız’a iki saat içinde bu yığını ayırmasını söylemiş. Balkız, çaresiz karınca kanadını sallamış ve kraliçe karınca yardımına yetişmiş. İki saat sonra, dev gelip işin tamamlandığını görmüş ve şaşkına dönmüş.

Dev, Balkız’a bir kese vermiş. Balkız, keseyi açınca içinden parlak bir inci çıkmış. Dev, “Bu inciyi kuyudaki cini görünce ona ver. O zaman yağmurlar duracak” demiş. Balkız, dedikleri gibi yapmış ve yağmurlar durmuş. Köylüler, evlerini ve tarlalarını onarmışlar. Yağmurlar sayesinde köyün yanında küçük bir göl oluşmuş ve herkes mutlu olmuş. Gökyüzü yine parlamış ve bu sefer gökten üç elma düşmüş: biri köylülerin, biri Balkız’ın ve biri de bu masalı dinleyen sizin başınıza.

Yeşil Dev Masaldan Çıkarılacak Ders

Bu masaldan çıkarılacak en önemli ders, öfke ve düşüncesiz davranışların beklenmedik ve genellikle olumsuz sonuçlara yol açabileceğidir. Balkız’ın kuyuya attığı öfkeli tekme, sadece kendi yaşamını değil, tüm köyün kaderini etkilemiştir. Ayrıca, masal bize doğanın ve çevremizin değerini anlamamız gerektiğini, sorumluluklarımızı ciddiye alarak hareket etmemiz gerektiğini ve zor durumlarda yardım istemenin önemini vurgular. Balkız’ın yaşadığı macera, bize zorluklar karşısında cesaretimizi toplayıp, yardım istemekten çekinmememiz gerektiğini ve sorunlarımızı çözmek için çaba göstermemiz gerektiğini öğretir. Ayrıca, masal, bir hata yapıldığında bunun üstesinden gelmek için çaba gösterilmesinin ve sorumluluk alınmasının önemini de vurgular.