Yılan Saçlı Kadının İnanılmaz Hikayesi

Yilan Sasli Kadinin İnanilmaz Hikayesi

Abone Ol google news
Yilan Sasli Kadinin İnanilmaz Hikayesi

Medusa Efsanesi

Kainatın tanrılar tarafından bölüşüldüğü çağlarda Medusa adında güzelliği ile herkesi kıskandıran aynı zaman da bütün tanrıları kendisine âşık eden bir kız yaşardı.

Medusa o kadar güzeldi ki yeryüzünde ona rakip olabilecek başka bir kadın bulmak mümkün değildi. Bu yüzden yeryüzündeki bütün kadınlar Medusa’yı kıskanırdı.

Fakat Medusa bu güzelliğini umursamayan ve kendini tanrılara adayan bir kızdı. Hiç evlenmemişti, hiç kimse ile birlikte olmamıştı tıpkı bir rahibe gibi yaşıyordu.

 Zeka tanrıçası Athena’nın tapınağında iki kardeşi ile birlikte hizmet ediyordu.  Athen denizler tanrıçası Poseidon ile evlenmişti. Bir gün Medusa, Poseidon’un dikkatini çekecekti. İşte hikaye bundan sonra başlayacaktı. Didimin en önemli sembollerinden biri olan Medusa Yunan metrolojisinde yer altı dünyasının dişi, canavarları olan üç gorgonadan biridir. Medusa ve gorgonalar hakkına ki en eski kayıt Hesiodos’un  
Theogonia’sında bulunur.

 Antik çağ yazarına göre üç kız kardeş Euryale, Stheno ve Medusa dünyanın ucundaki ünlü Okeanos’un ötesinde yaşadılar. Bu üçlü arasında ki en ünlü kişi Medusaydı. Medusa ona bakanları taşa çeviren bir yaratıktı ki bunun sebeplerine birazdan geleceğiz.

Medusa hakkında daha kapsamlı bilgi Ovidius’un metamorfosis adlı eserinde yer alıyor.

 İki anlatımda da ortak motif Medusanın bu canavar dönüşmeden önceki halinin dillere destan olmasıdır. Athena apınağında ki üç kız kardeş sadece Medusa ölümlüydü.  Tanrıça Athena tapınağında bu güzel kızı gördüğünde onun güzelliğinden etkilenmişti. Fakat kendisi kadar güzel ve akılı bulmadığı için onu umursamamıştı. Denizler tanrısı Poseidon ise karısı Athena’nın tapınağındaki Medusa’nın güzelliğinden etkilenip ona aşık olmuştu.

 Fakat bir ölümlüye aşık olduğu için küçümsenmekten korkup aşkını gizlemişti. Medusa ona bakanın bir daha kafasını çeviremeyeceği kadar güzel bir kızdı. Herkesin bakışları onun üzerindeydi. Bir süre sonra Poseidon takıntı haline getirdiği Medusa’yı bir türlü aklından çıkaramadığı için tutkusuna yenik düşerek Athena’nın tapınağında Medusa’ya tecavüz etti. Medusa yinede tanrılara sığınarak berbat bir biçimde tapınakta kalmaya devam etti. Zira tanrıların nefretini kazanmaktan korkuyordu ama yine de olanlar olacaktı. Athena bu olayı duyunca derin bir kıskaçlığa kapıldı.

Bunu kendisine hakaret sayarak Medusa’yı çok kötü bir biçimde cezalandırmaya karar verdi.

Poseidon her ne kadar bu ilişkiyi yalanlasa da ve bu dünya da en güzle kadının Athena olduğunu söyleyerek onu sakinleştirmeye çalışsa da başarılı olamadı. Athena dünyanın en güzel kadını olduğu söylenen bu kişiyi dünyanın en çirkin varlığına çevirmeye karar verdi. Medusa ve kardeşleri gorgon denilen korkunç dişi canavarlara çevrildiler ve yer altına hapsedildiler. En Güzel kadın en çirkin kadınlardan biriydi artık.

Eskiden herkes ona bakıyordu fakat artık kimse ona bakamayacaktı. Athena onu öyle lanetlemişti ki Medusaya bakmaya çalışan herkes taşa dönüşecekti. Güzelim saçları artık birer yılana dönüşmüşlerdi, güzelim gözleri de artık bakanı taşa çevirmekle lanetlenmişti. Poseidon Medusa’ya olan aşkını takıntı hale getirmişti, Athena ise nefretini.

Athena, Medusaya yaptıklarına yetinmeyip onu dünyanın en ucuna Hyperborea denilen kayalıklara sürgün edildi. Lakin bütün bunlar olmadan önce Medusa, Poseidon’un tecavüzünden hamile kalmıştı ve bundan kimsenin haberi yoktu. Athena yine kendine hakim olamadı ve Medusa’yı öldürmek için baş tanrı olan Zeus’un oğluyla Perseus ile iş birliği yaptı. Perseus’a onun kafasını kestirerek onu öldürmeye karar verdi.  Tanrılar Perseusu çeşitli silahlar ile kuşattılar.

Hades ona görünmezlik pelerinini hediye etti. Böylece kimseye görünmeden yolculuk edebilecekti. Hermes, Perseusa bir çift kanatlı sandalet verdi, bçyleye ses çıkarmadan yürüyebilecek ve uçabilecekti. Hephaistos ona her şeyi kesen bir kılıç verdi, böylece tek hamlede Medusayı öldürebilecekti. Fakat en önemli hediyeyi Athena vermişti.

 Athena ona yansıtıcı bir kalkan vermişti ki bu kalkan baktığı her şeyi taşa çeviren biri için oldukça tehlikeliydi.

 Perseusa, Medusa’nın yüzüne bakmamasını kalkanı kullanarak onunla savlaşmasını öğütlediler ve Perseusu gönderdiler. Perseus yolculuğuna çıktı, görevini tamamlamak için yola çıktığında öncelikle Hesperidler denen akşam perilerin ülkesine gitmek için gri cadıları buldu.

Gri cadılar, aralarında tek gözü paylaşan üç yaşlı kadındılar. Bu göz ile neyi ararsanız bulabiliyordunuz. Böylelikle Perseus, Medusa’nın yerini kolaylıkla tespit edebilecek ve gafil avlanmayacaktı. Perseus bu gözü cadılardan çalarak Hesperidlerin yerini öğrenmek için bir koz olarak kullandı.

Tanrıça Hera’ya ait olan altın elmalar ile dolu Hesperidlerin ülkesine gidip akşam perilerinden kutsal bir sırt çantası aldı. Medusa’nın başını bu çantaya katacaktı.

Nitekin birçok maceradan sonra Perseus mağaraya ulaştı. Medusa’nın ölümü alakalı iki rivayet vardı. Birincisinde Pereus verilen hediyeleri kullanarak kimseye görünmeden gizlice Medusa uyuyorken onun başını keser.

Diğerinde ise ona verilen yansıtıcı kalkanı kullanarak kendisine bakmasını sağlar ve bu şekilde Medusa’yı taşa çevirir. Her iki senaryoya göre de hikaye Medusa’nın ölmesi ile sonuçlanır. Hamile olan Medusa ölürken kanatlı at Pegasus ile büyük savaşçı Chrsyar doğdu. Athena bu yaratıkları da kölesi haline getirmek istemişti. Chrsyar’ı bir savaşçı, pegasusu ise bir binek hayvanı olarak kullanacaktı.

Bunun yanında Medusa’dan sıçrayan kandamlaları Libya çöllerine düştüler ve birer yılana dönüştüler. Medusa ölmüştü fakat başındaki yılanlar hala hareket ediyordu, taşlaştırma gücü hala duruyordu ve bu Perseusu geri dönmesini sağlayacaktı Medusa’nın diğer kardeşleri intikam almak için Perseus’un peşine düştüler.

 Perseus, Hadesin kendisine verdiği görünmezlik miğferi ile onları atlatmayı başardı. Perseus dönüşte yaşadığı birçok macerada Medusa’nın başını kullanarak düşmanlarını taşlaştırmaya başladı. Öncelikle dünyayı sırtında taşımakla cezalandırılmış Atlas ile karşılaştı ve onu bir dağa çevirdi.

 Bundan sonra bu başın gücü ile karşısına çıkan herkesi mağlup etti ve başarılı bir şekilde tanrılarının yanına döndü.

Perseus, Medusa’nın başına Athena’ya sundu. Athena bu başı efsanevi kalkanına yapıştırdı. Artık savaşa gidince herkesi taşlaştırabilecek ve yenilmez olacaktı. Athena ayrıca Medusa’dan iki damla kan yani öz aldı.

 Bunlardan birini Kral Eriktonyus’a hediye etti. Bu iki damladan biri öldürücü zehir diğeri ise panzehirdi. Bu panzehir bütün hastalıklara devaydı tıpkı Şahmeran hikâyesinde olduğu gibi. Atina’da yaşanan bu savaş mitolojik düşünce çağının bitmekte olduğunu ve yerine felsefe çağının başlamakta olduğunu gösteriyor.

Felsefi düşünce çağının başladığı bu dönemde bazı özgürlükler sağlanmış, insanlar belli bir uyanışa geçmiş ve böylelikle kadında kendi duruşu konusunda da farkındalığa erişmiştir. Eski Yunan Ata Erkil ve kadınları özellikle baskılayan b ir toplumdur. Bu durum da Medusa’nın konumu cinsiyet sorunu adeta bir baş kaldırıydı.

Bir kadın en yüksek mertebe ki insanların kakarlarını bile değiştirebilirdi. İlk zamanlar da yılan simgesi annelik ile bağdaştırılıyordu fakat daha sonra Yahudi mitolojisinde iffetsizlik, şeytanilik kavramını almıştı. Zira Adem ile Havva’yı saptıran şey bir yılandı ve yılanlar sinsilik ile bağdaştırıldı. Hâlbuki yılan tıbbın da sembolü olacaktı.

Bir kılıç etrafına sarılmış olan yılan şekli şifayı temsil edecekti. Tıpkı Medusa’nın bir damla kanı gibi. Medusa Mitolojilerde bir canavar olarak anlatılsa da onun başı koruyucu bir güç gibi, bir muska gibi düşünülmüştür.  Bu sebeple antik dönemde büyük yapıları ve özel yerleri korumak için Medusa kabartmaları ve resimleri kullanılmıştır.

Geçmişten bu güne tarihi eserler de görülen Medusa tasvirleri ise İstanbul Sultanahmet’te  bulunan yere batan sarnıcı ayrıca Didim Apollon tapınağı, Pergamon Antik kentinde bulunmaktadır. Bunun yanında uzun bir süre savaşçılar kılıçlarının kabzalarına Medusa’nın figürünü ekletiyorlardı. Çünkü bunun onları koruyacağına inanıyorlardı.

Medusa’nın etimolojik kökenine göre bu isim dişi kraliçe anlamına gelen bir isimdir ve Medusa yılanların kraliçesidir, yılanlar hükmeden kişidir. Mitolojik efsanelerin hemen hepsinde günümüzde bile bir çok öğüt ders alacak mesajlar görebiliriz.

 Medusa hikâyesinde ise özetle örtünmeyi, güzelliği saklamayı ve dikkat çekmemeyi bunun kadınlar için daha güvenli olacağının mesajını bulabiliyoruz ki birçok kutsal kitapta da kadınların örtünmesinin onların güvenliğinin daha iyi olacağı anlatılıyor.

Zira şu anda bile kendi iradesine sahip çıkamayan bir erkek size zorla sahip olursa bu sizin hem topum tarafından dışlanmanıza hem de ataerkil bir toplumda erkeklerin artık sizinle evlenmemesine ve beklide sizin taşlanarak öldürülmenize kadar gidebilir.

Bunun yanında sadece inançlar değil geleneklerde ve değimlerde bu mitolojilerden kalıntılar bulmak mümkündür. Öyle ki neden geldiğini bilmeden hayter, dehşet veya korku işareti olarak kullandığımız taş kesildim deyiminin esasında bu antik efsaneden geldiğini de belirtmek gerek.

Keloğlan Masalları4 Yaş MasallarıHikayeler


Benzer İçerikler

gelin kayasi efsanesi
Gelin Kayası Hikayesi
Azrail'den Hindistan'a kaçan Adamın Hikâyesi
Azrail’den Hindistan’a kaçan Adamın Hikâyesi
Canını Almaya Gelen Azrail
Canını Almaya Gelen Azrail Hikâyesi
İmam Efendinin Ölümü Efsane Hikayesi
İmam Efendinin Ölümü Hikâyesi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Masal Oku | © 2023, Tüm hakları saklıdır.