Altın Yengeç Hikayesi

Kendisine yapılan bir büyü ile Yengece dönüştürülen prensin fakir bir balıkçının ağına yakalanmasıyla başlamaktadır. Güzel eski masallar.İyi Okumalar.

Altın Yengeç Hikayesi

Bir zamanlar karısı ve üç çocuğu olan bir balıkçı vardı. Her sabah o balık tutmaya giderdi ve yakaladığı balık ne olursa olsun Kral’a satardı. Bir gün, diğer balıklar arasında altın bir yengeç yakaladı.

Eve geldiğinde bütün balıkları harika bir tabağa koydu. Ama yengeci ayrı kaba koyarak, dolaptaki yüksek rafa yerleştirdi. Çünkü çok güzel bir şekilde parlıyordu.

Balıkçının karısı, balıkları temizlerken, ayağının görülmemesi için elbisesini sıkıca tutmuştu.

Bir ses “Ayaklarının görülmesini sağlayan etekliği bırak.

Kadın “Şaşkın bir şekilde dönerek etrafına bakındı. Ama kimse yoktu. Bu sefer de “Hey yukarıya bak” deyince

Kadın Altın Yengeç‘e bakarak “Ne! Konuşuyor olman saçma değil mi yengeç?” dedi. Çünkü yengecin sözlerinden memnun değildi.

Sonra onu alarak bir tabağın üzerine koydu. Akşam yemeği için sofraya oturduklarında, Altın yengecin “Bana da verin” dediklerini duydular. Kadın hariç hepsi şaşkınlıkla, bu konuşan kim diye sorduklarında kadın yengeç olduğunu söyleyince şaşkın bir şekilde ona da yiyecek bir şeyler verdiler.

Balıkçı, Yengeç’in önüne verdikleri yemek tabağını almaya gittiğinde, tabağın içinin altınla dolu olduğunu görünce, şaşkınlık ve sevinçle ailesine altın dolu tabağı gösterdi. O günden sonra Yengeç’e daha çok ilgi gösterip onun her dediğini yapmaya başladılar.

Bir gün, Yengeç balıkçının karısına “Kral’a git ve ona küçük kızıyla evlenmek istediğimi söyle” dedi. 

Yaşlı kadın yengecin isteğini yerine getirdi; Kral, kızını bir yengeçle evlendirme fikrine epey güldü ama teklifi reddetmedi. Çünkü ihtiyatlı bir hükümdardı ve Yengeç’in kılık değiştiren bir prens olma olasılığını düşünüyordu.

Bu yüzden balıkçının karısına; “Git ve şunu söyle; Sabaha kadar benim sarayımın önünde benim sarayımdan çok daha büyük bir saray inşa ederse o zaman kızımı vermeyi düşünürüm.” Balıkçının karısı eve giderek olan biteni yengece anlattı.

Yengeç ona altın bir çubuk verdi ve şöyle dedi: “Kralın size gösterdiği yere üç kere bu çubukla vurun ve sabaha kadar saray orada olacak. ”dedi 

Yaşlı kadın yengecin dediği gibi yaptı. Ertesi sabah, Kral uyandığında sarayı görünce gözlerine inanamadı. 

Sonrasında yaşlı kadın Kral’ın yanına giderek ona “Majesteleri emriniz yerine getirildi.” dedi. 

“Bu çok iyi. Ama benim sarayın bahçesindeki üç çeşmeyi de altından çeşme, bahçemde duran ağaçların ise elmastan meyveler vermesini istiyorum. Onlar olana kadar kızımı veremem.”

Yaşlı kadın çubukla çeşmelere ve bahçedeki ağaçlara üç kez vurarak eve döndü. Ertesi sabah çeşme ve bahçe kralın istediği gibi olmuştu. Kadın kralın yanına giderek emrinin yerine getirildiğini haber verdi. Kralda kızını yengece vermeye razı oldu ve düğün için ertesi gün kararlaştırıldı.

Sonra Yengeç balıkçıya şöyle dedi: “Şimdi bu çubuğu al; ormanın yanındaki büyük dağa giderek bu çubukla üç defa vur; O anda siyah bir adam çıkıp, ne istediğini soracak. Ona şöyle bir cevap verin:

” Efendiniz Kral, size güneş gibi parlayan altın giysisini ve altın minderi göndermeniz gerektiğini söylememi istedi. Onları alıp bana getirin.”

Balıkçı yengecin istediklerini alıp, gelmişti. Yengeç altın giysiyi giydi ve sonra altın minder üzerine çıktı. Bu şekilde balıkçı onu kaleye götürdü.

Düğün töreni gerçekleşti. Yengeç ile prenses yalnız kaldıklarında, Yengeç kendisini genç karısına tanıttı ve ona dünyanın en büyük kralının oğlu olduğunu ve nasıl büyülendiğini anlattı.

Gündüzleri yengeç olsa bile gece olunca prense dönüşebiliyordu ve kendini istediği gibi bir kartal olarak da değiştirebilirdi.

Çok yakışıklı bir prensti, prenses onu görür görmez aşık olmuştu. Gece normale dönen prens gündüzleri ise yengece dönüşüyordu.

Prenses, Prens yengece karşı çok şefkatliydi. Ona karşı nazik tutumu kraliyet ailesini çok şaşırtıyordu.

Böylece aradan bir yıl geçmişti Prenses’in bir oğlu olmasına rağmen kral ve kraliçe hala her şeyi çok garip buluyordu. Sonunda Kral kızına, Yengeç yerine başka bir kocası olmasını isteyip, istemediğini sordu.

Prenses; “Yengeçle evliyim ve sadece ona sahip olacağım.” 

Sonra Kral ona, “Senin onuruna bir turnuva başlatacağım ve dünyadaki tüm prensleri oraya davet edeceğim ve eğer onlardan biri seni memnun ederse onunla evleneceksin.” Dedi. 

Akşam Prenses her şeyi yengeç prense anlattı. Prens eşine bir çubuk uzatarak, “Bu çubuğu al, bahçe kapısına git ve onunla yere vur. Sonra siyah bir adam çıkıp sana; ‘beni neden aradın? ve bana niçin ihtiyacın var? ” dediğinde ona şöyle bir cevap ver:

“Efendin kral, bana onun altın zırhını ve atı ile gümüş elmayı yollamanı söylemem için gönderdi. Onları al ve bana getir.” demiş

Prenses dediğini yaptı ve istediğini getirdi.  Sonraki akşam Prens, turnuva için giyinmişti. Gitmeden önce karısına şöyle demişti: “Şimdi beni gördüğün zaman, Yengeç olduğumu söyleme.”

“Çünkü eğer bunu yaparsan kötülük gelir. Kız kardeşlerinle pencerede durun; Ben binerim ve sana gümüş elmayı atarım. Eline al ama sana kim olduğumu sorarlarsa bilmediğini söyle.” Sonra onu öptü uyarısını bir kez daha tekrarladı ve gitti. 

Prenses kız kardeşleriyle pencereye gitti ve turnuvayı izledi. Kocası gelip elmayı ona attı.

Eliyle yakaladı ve onun odasına gitti ve kocası ona geri döndü. Fakat babası herhangi bir Prens’i umursamadığı için çok şaşırmıştı; Bu nedenle ikinci bir turnuva düzenledi. Yengeç daha sonra karısına aynı çubuğu verdi. Sadece bu sefer siyah adamdan aldığı elma altındı. 

Karısı ona kim olduğunu söylemeyeceğine yemin etti. Daha sonra prens uyarısını tekrarladı ve gitti.  Akşam prenses annesi ve kız kardeşleriyle birlikte pencerede dururken, Prens aniden atının üzerine doğru koştu ve ona altın elmayı attı. 

O elmayı havada yakalayan prensese, karşılarındaki yakışıklı prensin kim olduğunu sonran annesine tanımadığını ancak kendisinden hoşlandığını söylemiş.

Kralın düzenlediği turnuvanın galibi olan Altın yengeç prens’i, kraliyet ailesiyle tanışarak ertesi gün prensesle tekrar evlendirilmiş. Bu evlilik üzerine prensin üzerindeki büyü de kalkmıştı.

O günden sonra prens bir daha Yengeç’e dönüşmemiş prensesle mutlu bir hayat yaşamışlar.

Bu Masal da ilginizi çekebilir.

Çocuk Masalları Kısa – Çocuk Hikayeleri Kısa – Çocuk Hikayeleri