Kürşat ve Kırk Çerisi Hikayesi

Kursat ve Kirk cerisi

Abone Ol google news
Kursat ve Kirk cerisi

Kürşat ve Kırk Çerisi

Onlar esaret altındaki bir toplumun, bir isyana karşı giriştiği birliğin öncüleri!

Bu uğurda hayatlarını ortaya koyan, saygı duyulacak Özgürlük Savaşçılarıydı.

Kürşat ve yeniçerilerinin hikayesi, eski Çin kaynaklarında da, Türk kaynaklarında da hemen, hemen aynı şekilde anlatılır.

Sadece Çin kaynaklarında Kürşat’ın ismi farklı geçmektedir. Yine bazı kaynaklarda Kürşat ile 40 çeri olarak geçerken, bazı kaynaklarda Kürşat ve 40 çerisi, yani 41 kişi olarak geçer.

Kürşat 7. Yüzyılda yaşamış bir Göktürk prensidir. Asıl adı şu tikendir. Kürşat lakabını son Kağan olan amcası vermiştir. Babası onuncu büyük Türk Hakanıdır.

621 yılına gelinceye kadar yapılan savaşlar, Göktürkler, Türk boylarının birleşmesiyle güçlenmiş ve zenginleşmiştir.

Tarihlerinin en parlak dönemlerinden birini yaşamaktaydılar. ancak 621 yılında Çinliler Komplo ile Hakanı zehirleyerek öldürdüler.

Büyük Göktürk devleti kriz dönemine girer. Hakanın ölümünden sonra kardeşi, Hakan olarak tahta çıkar. Gelenekler için olsa da ağabeyinin eşi ile evlenmesi, halk tarafından hoş karşılanmaz. Çünkü bu öldürülme olayında Çinli olan bu kadının parmağı vardır.

Kara Kağanın evlenmesi demek, Çinlilerin bu komplolara devam etmesi demekti.

Çinlilerin Türklerin arasına olmadık haberler yayması ve o yıl gelen kıtlık, kuraklık bazı boyların, baş kaldırma sına kadar sonuçlanır.

Bunu fırsat bilen Çinliler, kuzeye büyük bir ordu yollarlar.

621 yılında Kara Kağan, Çinlilere yenildi. 100.bin Türk ile Çinlilere esir düştü.

Böylece doğu Gök Türk devleti yıkılarak, Çinlilerin himayesine girdiler. Kara Kağanla birlikte binlerce Gök Türk, Çinin başkenti Siganpu ya götürüldüler. Kendilerine orada tahsis edilen bölgede, yaşamaya mecbur edildiler. Çin 50 milyon nüfusuyla dönemin en kalabalık ülkesiydi.

Kuzeydeki Türkler Her an yok edilme tehlikesi ile karşı karşıyaydılar. Çinliler Göktürk ordusunun yüksek rütbelilerini asimile etmek için görevlendirmişlerdi. Ancak bu hiçbir işe yaramamıştı. Türkler bağımsızlığını ilan edip, Türk Devleti kurmayı düşünmeye başlamışlardı. O dönem bir çok Türk gibi Kürşat da, Çin ordusunda subaydı.

Ancak kimliğini hiç unutmadı. Kılıcını halkı için çekeceği günü sabırsızlık ile bekliyordu. Bunu yaparken de kendini hiç belli etmiyordu.

Yüzyıllardır bütün Asya’nın efendisi olan Türkler, bu durumdan çıkmak için bekliyorlardı. Nihayet, esaretin 10. Yılında Türk Prensi Kürşat’ın öncülüğünde 40 Türk soylusu birleşerek, bir ihtilal komitesi kuruldu. Bu birliğin başına Kürşat getirildi.

Kürşat’ın bu görevi kabul ederken tek şartı, ihtilalin başarılı olması halinde, Hükümdar olarak gösterilmemekti. Bu uğura, şahsi çıkarı için giriştiğinin sanılmasını istemiyordu.

Kürşat ve arkadaşlarının tek ve yegane amacı, Çinlileri yurtlarından kovmak ve Türk esirleri kurtarmaktı.

Saraydaki Göktürk askerlerinden alınan bilgilere göre, Çin Hükümdarı yanına bir danışman alarak geceleri, tebdili kıyafet ile gezerdi.

Hazırlanan planda böyle bir akşamda, Çin Hükümdarı sokakta iken esir alınacak ve bu sayede sarayın içine girilecektir. Saraya girildikten sonra Kürşat’ın ağabeyi kurtarılacak ve Türklerin başına hükümdar olacak böylece, Çin hükümdarı Bırakılmayacak Türk toprakları karşılığında takas edilecekti.

Bir sokak çatışmasıyla Hükümdarın esir alınması kolaydı. Fakat o gece bir aksilik oldu. Büyük bir fırtına koptu. İmparator sarayından çıkmadı. Kürşat bu gece gerçekleşmez ise ihtilalin duyulacağını bildiği için, aynı zamanda Türklerin kılıçtan geçirileceğini bildiği için, yanındaki çeriler ile İmparatoru sarayından esir almak için harekete geçti.

Sarayın kapılarına dayanan Kürşat ve yiğitleri, binlerce Çinliye karşı saldırırlar. O dönemdeki kesin kaynaklardan, baskın ile ancak dışarıdan gelen takviye birlikler ile baş edildiği yazmaktadır.

Göktürklerin bir kısmı, sarayın içinde savaşırken şehit olur. Sağ kalan ise, Kürşat’ın önderliğinde bey ırmağına doğru yol alırlar. Niyetleri ırmağı geçerek Otu kene doğru at koşturmaktır. Sağanak halinde yağan yağmur, köprüyü götürmüş ve karşıya geçmek için bir yol kalmamıştı. Kürşat ve yiğitleri peşlerinden gelen, Çin ordusu ile cenk e tutuşmuşlar. Binlerce Çinliye karşı savaşan, Türk yiğitleri peş peşe şehit olurlar! Çatışmanın sonunda, artık sadece Kürşat sağ kalmıştır. Tek başına Çin hükümdarlığına karşı savaşmaktadır. Zaman geçtikten sonra oda, şehit olur.

639 yılının karanlık ve fırtınalı bir gecesinde, 41türkün hayal bile edilemeyecek saray baskını, Çinlileri kalplerinin içlerine kadar titretti! İmparatorun hayatını zor kurtarması, saray ve halk arasında panik ve korkuya sebep oldu.

Kürşat ve 40 Yeniçerisinin yaptığı ihtilalden sonra Çinliler, bütün Siganpu da ki bütün esir Göktürkleri, serbest bırakmak zorunda kaldılar. Ancak ihtilal başarısız olduğu için Türkler, vazgeçmedi. Bütün Türk illerinde özgürlük rüzgarları esmeye başladı. Kürşat ve 40 çerisinin hikayesi, ağızdan ağıza yayıldı. Tutsak olan tüm Türkler birlik ve dirlik olmak için ne gerekiyorsa yapmaya hazır hale geldiler. Bundan tam 43 yıl sonra ulu ve yüce Türk devleti kuruldu.

Kürşat ve 40 Çerisinin ruhu şad olsun!

Binbir Gece MasallarıAndersan MasallarıAnadolu Masalları


Benzer İçerikler

Yilan Sasli Kadinin İnanilmaz Hikayesi
Yılan Saçlı Kadının İnanılmaz Hikayesi
aglayan cocuk efsanesi
Ağlayan Çocuk Hikayesi
nemrut hikayesi sivrisinek öykusu
Nemrut Hikayesi Hikayesi
Canını Almaya Gelen Azrail
Canını Almaya Gelen Azrail Hikâyesi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Masal Oku | © 2023, Tüm hakları saklıdır.