Kurşun Asker Hikayesi

Oyuncak bir teneke Askerin balerine karşı sevgisini konu edinen duygu yüklü özellikle çocuklar tarafından sevilen her yaşa uygun harika bir öykü ve masal. İyi Okumalar…

Asker Masalı

Bir zamanlar birbirlerine çok benzeyen yirmi beş kurşun asker varmış. Tıpkı askerler gibi üzerinde güzel üniformaları bulunan askerlerin Tüfekleri omuzlarında, başları dikmiş.

Bunların hepsi küçük bir çocuğa babasının hediyesiymiş. Küçük çocuk, her gün kutunun kapağını dikkatlice açar, sonra da sırayla bütün kurşun askerleri çıkarıp oynarmış.

Kurşun askerlerden birinin bir bacağı yokmuş. Ama yine de tek bacağı üzerinde durabiliyormuş.

Küçük çocuk oyuncaklarını masanın üzerine dizerek kartondan yapılmış şatoyu bir tarafa, oyuncak kuşları bir tarafa koymuş. Kurşun askerlerini de onların karşılarına yerleştirmiş.

Tek bacaklı asker üzerinde beyaz bir elbise bulunan tek ayağını kaldırmış bir balerin bebeğe öylece bakıyordu. Oda tek ayağı üzerinde durduğundan Kurşun Asker, onun da kendisi gibi tek bacaklı olduğunu sanmıştı.

Bebeğe bakarken “İşte tam bana göre bir eş, ama o şatoda oturuyor. Benim ise sadece bir kutum var. Acaba kutuda yaşamak ister mi? ” diye düşüncelere dalmıştı.

Akşam olunca çocuk oyuncaklarını toplamaya başlamış. Kurşun askerlerini kutularına, bebeği de şatoya koymuş.

Tek bacaklı asker saklandığı için çocuk onu görmemiş. Kurşun asker gizlendiği yerin arkasından öylece bebeği izliyormuş.

Çocuk uyuduktan sonra bütün oyuncaklar kendi aralarında oyunlar oynarmış. Ama kurşun askerler kutularından çıkamaz ve sadece yerlerinde zıplarmış. “Hop, hop, bir, iki, bir, iki,” diye bağırırlarmış.

Oyuncaklar şarkılar söyleyerek hoplayıp zıplıyorlarmış. O sırada balerin bebek şatosundan çıkarak tek bacağının üzerinde dönmeye başlamış.

Kurşun asker de zıplayarak onun çevresinde dönmeye başlamış. O gece onun için o kadar güzel geçmişti ki sabah olmasını hiç istemiyordu.

Sabah olunca çocuk masanın üzerindeki oyuncaklara bakmış.  Hepsi koyduğu yerdeymiş. Ama tek bacaklı kurşun asker kutunun yanında oturuyormuş.

“Allah Allah, herhalde onu kutuya koymayı unutmuşum” demiş. 

Çocuk, kurşun askeri kutuya koymayarak pencerenin önüne koymuş. Pencerede açık olduğu için zavallıcık üşümeye başlamıştı. Bir süre sonra esen rüzgarın etkisiyle pencere kurşun askere çarparak yere düşmesine sebep olmuştu.

Akşam olunca çocuk tek bacaklı Kurşun Askerin pencerenin kenarında olmadığını görünce annesi ile bütün evi aramışlar. Ama onu hiçbir yerde bulamamışlar.

Kurşun asker ah bir bağırabilseydi, “Buradayım.” diyebilseydi. O zaman gelip onu alırlardı. Bir süre yağan yağmurun dinmesi üzerine sokaktan geçen iki yaramaz çocuk onu görmüştü.

Çocuklardan biri “hey bak! Orada kurşun asker var, diye bağırmış.

” Evet, evet orada hadi onu alıp biraz oynayalım. Cebimde bir gazete parçası var onunla bir gemi yapıp içine koyalım mı” demiş

Gazete kağıdından bir gemi yaparak tek bacaklı kurşun askeri de içine koymuşlar. Yol kenarındaki su birikintisinde de gemiyi yüzdürmeye başlamışlar.

Çocuklar gemiyi bir sağa, bir sola doğru itiyormuş, o yüzden kağıttan yapılmış gemileri büyük bir taşın altına girince, onu orada bırakıp gitmişler.

Orası tıpkı kutuları gibi karanlıkmış bir süre sonra gemi batınca, zavallı askercik korkudan ne yapacağını şaşırmış. O sırada aklına güzel balerin bebek gelmiş.

Rüzgar şiddetini artırınca taşın altından çıkan gemi bu sefer bir su kanalına düşmüş. Su kanalı ise onu dereye doğru sürüklerken sağ kaldığına seviniyordu.

Kendi kendine “Ben bir askerim, tehlikelerden korkmam.” diye söylenirken bir balık onu yutuvermiş. Bir süre sonra balık çırpınmaya başlamıştı. Çünkü bir balıkçı onu avlamıştı.

Balıkçı balığı pazara götürerek satışa çıkarmıştı. “Kocaman balıklarım var. En güzel balıklar bende,” diye bağırıyormuş.

Bir kadın o balığı satın alarak eve götürmüş. Akşam onu pişirmek için temizlemeye başlayınca balığın içindeki kurşun askeri görmüş.

Çok şaşırmıştı “Aaa Kurşun asker! Senin burada ne işin var.” Diye seslenmiş. Meğerse orası kurşun askerin eviymiş.

Kadın kurşun askeri güzelce temizledikten sonra onu oğlunun odasına götürmüş. “Bak oğlum, işte kurşun askerin!” demiş.

Çocuk onu annesinin elinden alarak “Evet, bu benim kurşun askerim. İyi ama onu nerede buldun anneciğim” diye sormuş.

Annesi olanları anlatmışsa da ikisi de olanlardan bir şey anlamamışlar.

Kurşun asker çok yorgunmuş, birden masanın üzerindeki balerin bebeği görünce birbirlerine bakmaya başlamışlar. Bu sırada olanlar olmuş. Çocuk birdenbire elindeki kurşun askeri sobanın içine atmış.

Annesi “Yavrum, bunu neden yaptın? Bir daha onu göremeyeceksin” diye söylenmiş

“O da diğerleri gibi kutusunda kalsaydı” diyerek diğer kurşun askerleriyle oynamaya başlamış.

Biraz sonra yaptığına pişman olmuşsa da ama artık yapılacak bir şey yokmuş. Zavallı kurşun asker sobanın içindeymiş.

Çocuk sobanın kapağını açık bıraktığı için oradan öylece bebeğe bakıyormuş. “Ah çok sıcak, her tarafım eriyor. Ama ağlamamalıyım. Güzel bebek beni unutma” diyebilmiş sadece.

Kurşun asker alevlerin arasında dimdik duruyor, silahı ise hala omuzlarındaymış. Birden çok şiddetli bir rüzgar esmiş. Odanın penceresi yine açık kalmıştı.

Rüzgar güzel balerin bebeği de sobanın içine sürüklemiş. Bebek döne döne yanan sobanın içine düşerken çok mutluymuş.

Yüzü eskisinden daha güzel görünüyormuş.  Kurşun asker, güzel bebeğin elini tutmuş. Bir süre sonra ikisi de erimişlerdi.

Ertesi gün çocuğun annesi sobayı temizleyince küllerin arasında bir parça kurşun ile bebeğin elbisesinin bir parçasından başka hiçbir şey bulamadı.

O günden sonra çocuk oyuncakların kutusunu dikkatlice açar, sonra da sırayla bütün kurşun askerleri çıkartıp oynarmış.

Kurşun Asker Masalı Özeti

Kurşun askerlerin içinde bulunan tek bacaklı bir Kurşun asker, tek ayak üzerinde dönen oyuncak balerin’i görür görmez aşık olmuş.

Bir süre sonra pencereden düşen kurşun asker yağmur suyunun etkisiyle denize sürüklenir bir balık da onu yutar.

Balık ise aynı gün bir balıkçının ağına takılır. Kurşun askeri yutan balığı satın alan çocuğun annesi balığı temizleyince içinden kayıp Kurşun Asker olduğunu görünce onu güzelce yıkadıktan sonra çocuğuna götürür.

Kurşun asker artık Balerine kavuşmuştur. Ama kaybolduğu için tek bacaklı askere kızan çocuk onu annesinden aldıktan sonra sobanın içine atar.

Balerinle birbirlerine bakınırlarken rüzgarın etkisiyle balerinde sobanın içine düşer. Sabah olunca çocuğun annesi sobadaki küllerin içerisinde  tek bir kalp olduğunu görür.

Sık sorulan sorular

• Kurşun asker masalı ne zaman yazıldı: İlk olarak CA Reitzel tarafından Kopenhag şehrinde 1838 yılında yayınlanmış bu güzel hikaye,  Ünlü masal yazarı Andersen tarafından da 1849 ve 1862 yılında olmak üzere iki defa yayınlanmış.
• kurşun asker hangi ülkeye ait: Britanya İmparatorluğu’nda bulunan Saray Muhafızlarının yaşamlarımdan esinlenerek yazılmış kurgusal  bir hikaye olduğu düşünülmektedir.

Masal Özellikleri Nelerdir.

• Duygusal ve etkileyici Masal
• Dünyada en çok arananlar arasında bulunan keyifli bir masal
• Edebi türde yazılmış ve oldukça beğenilmektedir.
• Çok eskilere dayanan bir geçmişi bulunmaktadır.

Hayvan Hikayeleri – Masal Kitabı – Değişik Masallar