Maymun Hikayesi

Maymun Moni, sürekli talihsizlikler yaşayan bir maymunun hikayesidir. Bilge bir danışmanın yardımıyla, Moni kendi kaderini nasıl değiştirebileceğini keşfeder.

Şanssız maymun hikayesi: Moni her zaman talihsiz olaylarla karşılaşan şanssız bir maymundu. Ağaçtan ağaca sallanırken bazen bir sonraki ağaç dalına tutunmayı kaçırır ve düşerdi ya da susuzluğunu gidermek için nehre yaklaşırken sık sık ayağı takılıp suya düşerdi. Bu her gerçekleştiğinde Moni üzülür ve kendisi dışındaki her şeyi suçlardı. Zamanla küskün ve öfkeli bir maymuna dönüştü.

Bir gün Moni açlıktan kalktı ve yiyecek aramak için ağaç evinden dışarı çıktı. Bir meyve çiftliğinin yanına geldiğinde, yerde başıboş duran kocaman bir meyve sepeti gördü. Çiftlikten biraz meyve çalmak isterken, kimsenin gelip gelmediğini görmek için etrafına bakındı. Kıyı temiz görünüyordu. O lezzetli meyvelerin tadına bakmak için içeri girmeye karar verdi ve sırıttı. Moni, çiftliğe gizlice girmek için tahta çitin içinden tırmanmaya çalıştı. Ancak şanssız maymun dikkatsizdi ve büyük bir gürültüyle yere düştü.

Yüksek sesle çıkan gürültü, sahibi olan Roli’nin dikkatini çekti. Roli, davetsiz misafir konusunda herkesi uyarmak için alarm verdi. Çiftlik hayvanları hemen toplandı. Tavuklar çiftlikten dışarı fırladı, ördekler yakındaki göletten çıktı ve ürkek fare hızla çiftlik evinin içine saklandı. Roli sopasını aldı ve Moni’nin peşinden koşmaya başladı. “Yiyecek istiyorsan onun için çalışmalısın, onları çalmamalısın!” diye bağırdı. Kızgın Roli, Moni’yi uzaktan gördüğü ve aceleyle uzaklaştığını fark etti. Çiftlik hayvanları arkasından bağırmaya devam ettiler: “Bir daha gelmeye cesaret etme! Bir dahaki sefere kaçmak için bu kadar şanslı olmayacaksın.”

Moni ağaç evine kaçmayı başardı. Kötü şansı olmasa bile, meyvelere bu kadar yakın olup onları alamamış olması onu çileden çıkarmıştı. Yatağına çökerek tadabileceği tüm etli meyveleri düşünmeye devam etti. Ağzı sulanmaya başladı ve midesi daha da gürültülü bir şekilde guruldamaya başladı. Tam o sırada, tatlı bir vanilya aroması dikkatini çekti. Enfes kokuyla derin bir nefes aldı. “Kurabiye kokusu, birisi onları pişiriyor!” diye düşündü. Moni heyecanlandı ve onu sarı bacalı sarı bir eve götüren kokuyu takip etmeye karar verdi. Moni pencereden baktı ve küçük bir kuzunun kurabiye yaptığını gördü. Kurabiyeler fırından yeni çıkmış ve soğumaları için pencere kenarına yerleştirilmişti. Kurabiyeleri almak için pencerenin üzerinden uzandığında, Moni kendi kendine kıkırdadı.

“Ah, çok sıcak!” diye haykırdı. Yaptığı gürültü küçük kuzuyu uyardı. Nazik küçük kuzu, kurabiyelerini nezaketle sunmak istedi. Ancak suçlu yakalandığını düşünen Moni, elinden geldiğince hızlı bir şekilde kaçtı. Yolda tökezledi ve düştü, bu da onun çamurlu bir su havuzuna düşmesine neden oldu. “Ne kötü bir gün, neden bu kötü şeyler sürekli başıma geliyor?” diye haykırdı. Artık sadece aç kalmakla kalmamış, düşmekten berelenmiş ve kirlenmişti. Moni bu noktada karamsar hissetti ve kendisini eve sürüklemeye devam etti. Eve geldiğinde yatağına uzandı ve hayatında olan tüm kötü şeyleri düşünmeye başladı. “Bu kötü şansın beni etkilemesine izin veremem, şansımı değiştirmeliyim,” dedi kararlılıkla.

Moni, ormanın derinliklerinde yaşayan kızıl madracı’yı duymuştu. Herkesin problemlerini çözmesi ve hatta başkalarının şanslarını iyileştirmesiyle ünlüydü. İlk başta Moni şüpheliydi. Ancak başvuracak başka kimsesi olmadığı için kendisi denemek zorunda kaldı. Ertesi gün Moni, kırmızı madracı’yı ziyaret etti. Madracı bir göz attı ve “Evine en son ne zaman temizlik yaptın?” diye sordu. Bu soruya şaşıran Moni şu yanıtı verdi: “Evimi neredeyse hiç temizlemiyorum. Karmakarışık durumda.”

“Sürekli bir şeyler hakkında endişeli ve karamsar mıydın?” diye sordu kırmızı madracı. “Evet,” dedi Moni, “başkalarından bir şeyler almaya çalıştığım ve beni yakalayacaklarından endişe ettiğim için.” Moni dürüstçe yanıtladı. Madracı daha sonra Moni’ye bir çözüm önerdi: “Evini temizlemen gerekecek. Yiyeceğin için çok çalışmalısın ve artık hırsızlık yapamayacaksın. Şansının değişeceğine eminim,” dedi. Moni bunu düşündü ve madracı’nın önerisini denemeye karar verdi.

Eve varır varmaz, kirli evini temizlemeye başladı. Çok yağlı ve kirli olduğu için iyice temizlemek bütün gününü aldı. Ertesi gün, meyve çiftliğindeki hayvanlardan özür dilemek için çiftliğe çıktı. Garip bir şekilde, hayvanlar onun özrünü kabul ettiler. Daha sonra, yemek karşılığında ev işlerine yardım etmeyi teklif etti. Hayvanlar daha fazla tereddüt etmeden kabul ettiler. Moni, madracı’nın etkisinden etkilenmişti. Artık insanlardan kaçmak zorunda olmadığı için endişeli veya karamsar hissetmiyordu. Şansı geri dönmüştü. Ayrıca, dallardan dallara sallanırken artık düşmediğini fark etti.

Moni, şansının nasıl arttığına şaşırmıştı. Minnettarlığını göstermek ve aynı zamanda madracı’ya şansını nasıl iyileştirdiğini sormak istedi. Bu nedenle, madracı’yı bulmak için tekrar geri döndü. “Bilge madracı, şansımı değiştirdiğin için teşekkür ederim. Ancak merak ediyorum, bunu nasıl başardın?” diye sordu. Madracı güldü: “Şansını değiştirmedim, bunu sen başardın. Ellerin yağlı ve kirliydi. Bu yüzden ağaçtan ağaca sallanırken kaygan ellerin dalları tutarken kayıp düşmene neden oluyordu.

Kaygılı ve endişeli olduğunda ise normalden daha beceriksiz olursun. Bunları çözdükten sonra doğal olarak bu kadar çok hata yapmayacaksın,” dedi. Maymun sonunda anladı: Davranışları ve zihinsel sağlığı tüm bu süre boyunca eylemlerini etkilemişti. Şansın önemli bir rol oynadığı zamanlar vardır. Bununla birlikte, zihin durumu bir kez netleştiğinde, kişi hatalara daha az eğilimli olacaktır.

Hikaye Oku – Huysuz Kirpi – Masal Oku