Rapunzel Hikayesi
Son zamanlarda oldukça popüler ve güzel olan bu Hikâye oldukça fakir olan bir çiftin yeni doğan kız çocukları Rapunzeli yaşlı bir cadıya vermek zorunda kalmalarını konu edinen etkileyici bir kız masalı.
Bir zamanlar ülkenin birinde, yaşayan bir karı koca varmış. Çocukları yokmuş ama bir kız çocuğu sahibi olmayı çok istiyorlarmış.
Aradan çok uzun bir zaman geçmemiş ki kadın bir bebek beklediğini fark etmiş. Bir gün pencereden komşu evin bahçesinde ekilmiş çiçeklere ve sebzelere bakarken özel olarak ekilmiş ve ismi Rapunzel olan güzel marullara takılmış. O anda adeta büyülenmişçesine o marulları yemekten başka bir şey düşünemez olmuş.
“Şu evin bahçesindeki marullarından yiyemesem ölürüm.” diye düşünen kadın, yemeden içmeden kesilerek, zayıfladıkça zayıflamış.
Karısında son günlerde değişiklik olduğunu gören adam, karısının canının o marulları yemeyi istediğini öğrenince, ne kadar endişelense de karısına hiç belli etmeden o marullardan kopartıp getireceğine söz vermiş.
“Merak etme karıcım, sana o marullardan getireceğim.”
“Ama bu çok tehlikeli olur biliyorsun. O ev, çok güçlü bir cadıya aitmiş bahçesi de yüksek duvarlarla çevrili kimsenin girmeye cesaret edemediği bir bahçe.” demiş.
Ama adam o marulları eşine getirmeye kararlıymış. Ertesi gün akşam saatlerinde tüm cesaretini toplayan adam, yandaki evin bahçe duvarına tırmanarak, bahçeye girmiş ve bir avuç marul yaprağı kopartarak eve getirmiş.
Kadın, kocasının getirdiği marulları afiyetle yemiş ve biraz olsun kendine gelmiş. Ama bir avuç yaprak ona yetmemişti. Kocası ertesi günün akşamı çaresizce tekrar bahçeye girmiş. Tamda marul yapraklarını koparacakken cadıya yakalanmış. “Bahçeme girip benim marullarımı çalmaya nasıl cesaret edersin.”
“Karım hamile ve canı sizin bahçenizdeki marullardan yemek istedi.”
“Bunun için benden izin alabilirdin değil mi?”
“Herkes sizden çok korkuyor, izin vereceğinizi düşünmedim beni affedin!”
“Affetmek mi? bunun cezasını çekeceksin!”
“Karım o marullardan yemezse, hastalanacak ve belkide bebeğimizi doğuramayacak lütfen, gitmeme izin verin.
“Hım, o zaman seninle bir anlaşma yapalım. İstediğin kadar marul alabilirsin ama bir şartım var. Bebeğiniz doğar doğmaz onu bana vereceksiniz!”
Kadının kocası bu şartı kabul etmese başına gelecekleri biliyordu. Nasıl olsa bir yolunu bulur doğacak çocuğumu vermem düşüncesiyle, hemen kabul etmiş.
Aradan bir kaç ay gibi bir süre geçtikten sonra ailenin çok güzel bir kız bebekleri olmuş. Onun adını da Rapunzel koymuşlar.
Aradan bir kaç yıl geçtikten sonra adamın çocuğu getirmediğini gören cadı, hemen onların evine giderek, Rapunzeli aileden zorla almış. Çaresiz kalan aile korkusundan ne yapacaklarını bilemiyordu.
Cadı Rapunzeli bir ormanın ortasında yüksek bir kuleye yerleştirerek ona çok iyi bakıyordu. Rapunzel Onaltı yaşına gelince dünyalar güzeli bir genç kız olmuştu. Bu kulenin hiç merdiveni yokmuş, sadece en tepesinde küçük bir penceresi varmış.
Cadı bu dünyalar güzeli kızın sarı saçlarını o yaşına gelene kadar hiç kesmemiş, onu her ziyarete gittiğinde aşağıdan seslenirmiş.
“Rapunzel, Rapunzel, uzat altın sarısı saçlarını ben geldim.” dediği zaman Rapunzel uzun örgülü saçlarını pencereden uzatır, cadıda onun saçlarına tutuna, tutuna yukarı tırmanırmış.
Bir gün avlanmak için ormanda dolaşan bir prens, uzaklardan gelen güzel sesi duyunca: “Ne kadar da güzel bir ses bu böyle” diye düşünerek Atını sesin geldiği yöne doğru sürmüş.
Rapunzel’in yaşadığı kulenin önüne varınca kuleye tırmanmak için etrafına bakınmış ne merdiven, nede başka bir şey varmış. O güzel sesin büyüsüne kapılan Prens, her gün kulenin altına gelip, yukarı çıkmak için çareler düşünmeye başlamış.
Bir akşam yine kuleye yaklaşırken uzaktan kulenin altında bekleyen cadıyı fark etmiş,
Cadı: “Rapunzel, Rapunzel, uzat altın sarısı saçlarını ben geldim.” deyince, kız altın sarısı saçlarını aşağı uzatmış ve cadı yukarı tırmanmış.
Bunu gören Prens, ertesi gün hava kararırken kulenin altına giderek, etrafa bakınmış, kimse olmadığından emin olduktan sonra, sesini değiştirerek: “Rapunzel, Rapunzel uzat altın sarısı saçlarını, ben geldim.” demiş. Kız saçlarını aşağı bırakmış o saçlara tutunan prensi, kuleye çıkmış.
Güzel kız karşısında ilk kez annesi sandığı cadıdan başka bir insan görünce, önce biraz korkmuş. Sonra da prense: “Sen benim annem değilsin neden geldin buraya!”
Prens “Benden korkmanız için neden yok, şarkı söylediğinizi duydum ve sesinize aşık oldum, sesin sahibini görmek istedim.” demiş.
Prensin sözleri Rapunzelin çok hoşuna gitmişti. O andan itibaren artık ondan korkmuyormuş, bir süre her şey yolunda gitmiş ve cadı olanları hiç fak etmemiş.
Prens her gün kuleye çıkıyor, Rapunzeli hiç yalnız bırakmıyordu. Bir gün aşık olduğu altın saçlı kıza evlenme teklif etmeye karar vermiş. Prens: “Benimle evlenir misiniz.? demiş.
Rapunzel, utanarak da olsa yakışıklı Prensin teklifini kabul etmiş. Ancak beraber o yüksek kuleden nasıl aşağı ineceklerini bilmiyorlarmış.
O anda prensin aklına parlak bir fikir gelmişti. Her kuleye gelişinde yanında kumaş parçaları getirmeye başlamış. Rapunzel’de onları birbirine ekleyerek kumaştan bir merdiven yapıyormuş. Fakat bir gün büyük bir hata yapıp, ağızından bir cümle kaçırmış.
“Anne, Prens senden daha hızlı tırmanıyor saçlarıma.”
Cadı: “Hangi Prens, hangi Prens!” diye sormuş sonra da olanların farkına vararak ona bağırmaya başlamış.
“Beni nasılda aldattın oysa ben seni dünyanın kötülüklerden korumaya çalışıyordum.” demiş öfkesini alamayan cadı. Bu seferde makasla onun altın sarısı güzelim saçlarını kesivermiş. Sonrasında da onu çok uzaklarda bir çöle göndermiş.
O gece cadı kulede kalıp, prensi beklemiş. Bir süre sonra bir erkek sesi duymuş: “Ben geldim, uzat o altın sarısı saçlarını.” demiş.
Cadı Rapunzel’in kestiği saç örgüsünü uzatmış aşağı. Prens başına geleceklerden habersiz bir şekilde yukarı tırmanmış. Kuleye çıkınca cadıyla karşılaşan Prens, sevdiği kızın başına kötü bir şey geldiğini anlamış.
Cadı onun üstüne doğru yürüyünce, geri çekilen Prens, kulenin penceresinden aşağı düşmüş. Kulenin altındaki çalılar sayesinde, hayatta kalmayı başarmış ama çalıların dikenleri gözlerine batığı için artık hiç bir şey göremez olmuş.
Prens gözleri kör bir halde, kaybettiği sevgilisi için göz yaşları dökerek, ormanda dolaşıp durmuş.
Ormanda bulduğu bitkiler ve yabani meyvelerle karnını duyuruyormuş, o kadar uzun yollar yürümüş ki sonunda bir gün Rapunzel’in yaşadığı çöle varmış. Hiç beklemediği bir şey olmuş uzaklardan şarkı söyleyen tatlı bir ses duymuş. Sesin sahibini hemen tanımış tabi.
Prens: Hemen şarkı söyleyen sese doğru yürümeye başlamış, bir yandan ‘da sesleniyormuş. “Rapunzel neredesin”
Rapunzel, prensin sesini tanımıştı. Hemen ona doğru koşmaya başlamış.
Sonunda bir birlerine kavuşmuşlardı. Birbirlerine sarılarak mutluluk göz yaşları dökmüşler. Rapunzel’in göz yaşları Prensin gözlerini ıslatmış ve birden bire bir mucize gerçekleşmiş, Prensin gözleri açılmış. Yeniden görmeye başlamış.
İkisi sevinçle yola koyulmuşlar ve Prensin ülkesine gitmişler, orda halk onları sevinçle karşılamış. Bir ömür boyu çok mutlu yaşamışlar.
Çocuk Masalları Kısa – Çocuk Hikayeleri Kısa – Çocuk Hikayeleri
Çok güzel olmuş
Aynen katılıyorum
Hikayeler çok zevkli ve insan okurken adeta kendini hikayenin içinde hissediyor
bayılı yorum
Baaayıldım
Çok güzel bayıldım ❤️
Bayıldıysan Nasıl Yazıyon ?
Daha mecazi anlamı bilmiyorsunuz
Sana hayranım Rapunzel ve çooooooooooooooook güüüüzel bir hikaye
Teşekkürler
Çok güzel bir hikaye
Rapunzel böyle değildi. Dış mihraklar iş başında.
Çok güzel
En sevdiğim masal
Benimde
Cidden
Çooooooooooooook güzel bir hikaye
Çooooooooooooook güzel bir hikaye
Maviş yazar aşk Merve dilan
Masal masaldır canı sıkkındır yani maviş yazar aşk bellide etmez yazar dilanla merveye
Bununla bir bebek uyutmak ❤️
Bununla sevdiğimi uyutmak ❤️
mükkemel olmuş keşke benim sevgilimle de öyle biRşey olsaydı.
Merhaba hikaye çok kısa bizim öğretmenimiz 5 sayfalık kendi aklaimaizdan tamamımızı istedi. Lütfen daha uzun olsun yoruldummmmmm
Rapunzel masalına bayıldım gerçekten. Mükkkemel ötesi bir hikaye.
dilan bence de öyle mükkemel den de öte sen de benim gibi kitap okumasını seviyomusun veya yazmayı
Rapunzel Masalını çocukken de çok dilerdim, bu siteden de uzun yıllar sonra ise farklı bir konu ile okudum. Gerçekten bu sitede vakit geçirmeyi çok seviyorum beni çocukluğuma alıp görüyor acaba sadece bu siteyi seven ben miyim? Unutmadan herkesin Rapunzel masalını muhakkak okumasını tavsiye ediyorum sizde bence en az benim kadar hayran kalacaksınız Rapunzel masalına (:
merveye yazıyorum sadece sen dedğilsin seven bende senin gibiyimbu siteye ve bu kitabı dinlemeyi her şeyi seviyorum…
acaba seninle hangi başka özelliklerimiz benziyorum 1} ikimizde kitap okumasını çok seviyoruz.
canım ben hemen hemen hergün site içindeyim. ahahahahah
Kizlar kavga yok no kavga ahahahaha
Ok