Tasa Kuşu Hikayesi

tasa Kuşu Masalı

Abone Ol google news

– “Benim tatlı ve güzel kızım, nerelerdesin sen? Ne zaman başımı sana çevirsem çalışıp didiniyorsun. Bu kadar çalışkan olman hem benim hem de babanın çok hoşuna gidiyor. Keşke tüm evlatlar senin gibi olsa da ana babasına problem çıkartmasalar ancak bu imkânsız, senin gibi değerli bir evlat bizim için büyük bir şans benim güzel kızım. Ancak bu günlerin yavaştan sona eriyor haberin olsun. Yan köydeki zengin ağanın yakışıklı oğlu seni gölde görmüş ve seni çok beğenmiş. Seninle evlenmeyi her şeyden daha çok istiyormuş. Biz de babanla konuştuk ve o gençle evlenmene karar verdik.”

Bu sözleri duyan Sülün Kız ilk başta biraz mutlu olmuş ancak bir süre sonra da üzülmüş. Çünkü anne ve babasından ayrılmaya hazır değilmiş. Daha önce hiç ana babasından ayrılmamış ve buna dayanabileceğinden emin değilmiş. Bir süre odasına çekilmiş ve ağlamış. Ancak ne yapsa kar etmemiş, annesinin fikrini değiştirememiş. Genç erkekle evlenmesi gerektiğini biliyormuş ancak bu üzüntüyle de baş edemiyormuş. Bir akşam babası ve annesi meyve yerken onların yanına gitmiş. Havadan sudan sohbet etmişler ancak sonra bir anda Sülün Kız şöyle demiş:

– “Benim rızam olmadan beni evlendiremezsiniz. Bunu yapmaya hakkınız olmadığını siz de biliyorsunuz. Hem bu diyarlarda bunlar hoş karşılanmaz, sadece paraları var diye onunla evlenmem ne kadar doğru anacağım? Babacığım lütfen sende konuş, ben evlenmek istemiyorum. Bırakın da evimde mutlu mesut yaşamaya devam edeyim.”

Sülün Kızın babası bu sözleri duyunca biraz üzülmüş. Ancak kızının ön yargılı olduğunu ve aslında genç delikanlıyı tanıyınca fikrinin değişeceğini söylemiş. Tek yapması gerekenin biraz sabretmek olduğunu kızına söylemiş. Bu konuşmanın üzerin Sülün Kız biraz da olsa teselli bulmuş ve kendini rahatlamış hissetmiş. Ancak her şeye rağmen içinde hala biraz burukluk varmış. Bu nedenle odasında oturmaya ve hiçbir şey yapmadan sadece düşünmeye bir süre daha devam etmiş. Günlerden bir gün genç delikanlı ve ailesi Sülün Kızın evine gelmişler. Sülün Kız ve genç delikanlı birbirlerini gördükleri anda ikisi de birbirlerine âşık olmuşlar. O günden sonra Sülün Kız evlenmek için günleri saymaya başlamış. Ailesi bu duruma çok şaşırmış ancak yine de sevinmişler. Ama yine de Sülün Kız için zor günler henüz bitmemiş, çünkü evlenebilmesi için genç delikanlının bazı fedakarlıklar yapması gerekiyormuş. Kahvesini içen genç delikanlı, Sülün Kızın babası ile sohbet etmeye başlamış. Biraz normal konulardan konuşmuşlar ancak sohbetin ortasında Tasa Kuşu Masalı ile ilgili bazı konular açılmış. Özellikle de bu kuşun nasıl ortaya çıktığından bahsetmişler ancak kızın babası bu kuşla ilgili büyük bir takıntıya sahipmiş. Bu takıntısı yüzünden genç delikanlıdan anlamsız istekler istemeye başlamış.

Sülün Kızın babası daha çok küçükken Tasa Kuşu Hikayesi Oku ile ilgili bazı metinlere denk gelmiş. Bu metinlerin her birini okumuş ve söz konusu kuşu çok merak etmiş. Ancak hiçbir zaman bu kuşu aramak için fırsatı olmamış ve bu istek hep içinde kalmış. Kendi yerine getiremeyeceğini anlayınca başkalarına bu isteklerini sunmaya başlamış. Yaşlı bir adam olarak ölmeden önce sadece bu kuşu görmek istiyormuş. Kuşun normal kuşlardan çok daha farklı özellikleri varmış, bir kere Tasa Kuşu büyülüymüş ve sihir yapabiliyormuş. Yaptığı sihirler öyle etkiliymiş ki insanları tesiri altına alıp onlara inanılmaz bir keyif yaşatabiliyormuş. Bu keyfi yaşayan ve tarif edebilen birkaç tane şanslı insan olmuş ancak o insanların çoğu artık hayatta değilmiş. Sülün Kızın yaşlı babası da bu insanların arasına katılmak istiyormuş. Özellikle de küçük yaşında Tasa Kuşu Masalı ile ilgili çok fazla şey okuduğu için bir türlü bunun etkisinden çıkamıyormuş. Bu yüzden genç delikanlıdan bir şeyler istemeye karar vermiş. Bu isteklerinin sonu gelsin diye herkes beklemiş ancak yaşlı adam bir türlü susmamış. Artık insanlar bu durumdan o kadar sıkılmışlar ki genç delikanlının ailesi bir ara kalkıp gidecek gibi olmuş ancak gençlerin arasındaki aşk için bunu yapmamışlar ve biraz daha sabretmişler. Daha sonra Sülün Kızın yaşlı babası şu sözleri söylemiş:

– “Genç adam belki de benim aklımı kaçırdığımı düşünüyorsun. Ancak inan bana öyle değil. Hayatımda sadece bir defa Tasa Kuşu görme fırsatım oldu ancak sadece bir kanadını görebildim ve sonra uçup gitti. Bu kuş öyle bir şey ki onu bulursan kızım ve sen ömür boyu mesut olacaksın, hiçbir zaman sorun yaşamayacaksınız. Hayatınız hep istediğiniz gibi geçecek. Kendim merak ettiğim için de istiyorum ve görmem gerek ancak bu kuşun faydası sadece bana değil bu odadaki herkese olacak, lütfen bunu unutma. Eğer kızımla evlenmek istiyorsan senden tek isteğim bu. Para ya da altın, şatafatlı bir düğün değil. Sadece Tasa Kuşu Hikayesi ile ilgili bulabildiğin her şeyi oku ve sonra onu bulmaya git. Onu bulmadan da asla bir daha kızımı istemeye gelme. Eğer kuşu bulursan istediğin zaman kızımı alıp gidebilirsin. Yeter ki o kuş bu eve gelsin.”

Bu sözleri duyan genç delikanlı çok şaşırmıştı, bu yaşta birinin böyle ilginç isteklerinin olması ve tuhaf şeylere inanması ona çok garip gelmişti. Bu nedenle ne yapacağını bilemedi, dondu kaldı. Ancak sonra Sülün Kıza baktı ve ona olan aşkını hatırladı. Elinden hiçbir şey gelmiyordu, mecburen kuşu bulması gerekecekti ancak bunu nasıl yapacağı konusunda da hiçbir fikri yoktu. Sonra duraksadı ve bir anda şu sözleri söylemeye başladı:

– “Efendim eğer isteğiniz buysa kızınızla evlenebilmek için yerine getireceğim. Yeter ki bana yeterli zamanı verin ve ben gelene kadar Sülün Kızı başka kimseye vermeyin. Eğer yeterli zamanı verirseniz size söz veriyorum Tasa Kuşu ayağınıza kadar gelecek ve size bir kafes içinde onu takdim edeceğim. Anne ve baba, sizler de benim bu kararıma saygı duyun ve bu macera için bana dualar edin. Çünkü yolum uzun olacak ve çok gezip çok göreceğim. Umarım bu yolculuk boyunca başıma kötü işler gelmez, hiçbir zaman açlık ve susuzlukla imtihan edilmem. Hiçbir zaman sağlığıma zeval gelmez. Tüm bu dileklerimi sizler de dualarınıza sokmayı unutmayın. Hakkınızı helal edin, sende hakkını helal et Sülün Kız.”

Bu sözleri duyan herkes çok duygulanmıştı ve ne yapacaklarını bilemediler. Sülün Kızın babasının neden böyle davrandığını kimse anlayamamıştı ancak yapacak bir şey yoktu. Adam sözlerinde oldukça netti, Tasa Kuşu Masalı ile ilgili gerçekler ortaya çıkmazsa kızımı asla vermem diyordu ve doğru söylediği de her halinden belliydi. Bunun üzerine genç delikanlı ve ailesi toparlanıp evlerine gittiler. Genç delikanlı bir gece daha uyuyup ardından bu maceraya çıkmak için hazırlanacaktı.

Bir gün daha geçmişti ve sabah olmuştu, hava aydınlanmıştı. Genç delikanlıyı babası uyandırdı ve birlikte sabah namazını kıldılar. Birkaç saat geçti ve kahvaltılarını da yaptılar. Babasıyla birlikte son kez hayvanlarına bakmaya gitti ve keçileri, inekleri beslediler. Bunları yaparken ikisi de oldukça duygulanmıştı çünkü genç delikanlı çok uzun bir maceranın içine atlamak zorunda kalmıştı. Babası bu durumun farkında olduğu için oldukça üzgündü ancak yapacağı hiçbir şey de yoktu. Bu yüzden biraz daha bekleyip oğluna şu nasihatleri verdi:

– “Benim genç ve yakışıklı oğlum, önünde uzun ve sıkıntılarla dolu bir macera var. Bu tip bir maceraya hayatın boyunca hiç girmedin. Bu yüzden karşına çıkacak olan şeylere hazırlıklı değilmiş gibi hissedebilirsin. Ancak karşına ne çıkarsa çıksın asla kendine güvenmeyi bırakma. Birçok kişi Tasa Kuşu Hikayesi ile ilgili şüpheler duyar ve bu hikayelerin gerçek olmadığını düşünür. Ancak bu tam anlamıyla yanlış bir düşünce, bu kuş gerçekten var ve hakikaten de sihirli bir kuş. Böylesi bir kuşu şimdiye kadar hiç görmedin ve duymadın. Ancak onunla ilgili bilmen gereken bazı çok önemli bilgiler var. Öncelikle şunu unutma, bu kuş çok zeki ve tehlikelidir. Hiçbir zaman güvenmemen gerekiyor. Onu bir defa kafesledikten sonra hiçbir zaman kafesi açma. Seni akıl oyunlarıyla kandırmaya çalışacaktır. Ancak bu çabalarının boşa gitmesine izin ver. Eğer bir defa onu kafese koyduktan sonra kaçırırsan asla bir daha bulamazsın ve sevdiğin kızla evlenemezsin. Unutma ki bu kuş çok tehlikelidir, sana bazı teklifler sunabilir. Bu tekliflerin her birini çok dikkatli dinle ve bu tekliflerin sonunun nereye çıktığını iyi düşün. Kimi zaman kötü niyetli tekliflerle seni kandırmaya çalışabilir ancak bazen tekliflerini kabul etmek senin için daha hayırlı da olabilir. Bunu sadece sen bilebilirsin. Sonuçta Sülün Kız ile evlenebilmek için Tasa Kuşu ile ilgili tüm ipuçlarını en iyi şekilde araştırman gerekiyor. Çünkü bu kuş çok gizemlidir, nereye saklandığını anlamak için çok dikkatli olmalısın.

Sana bundan daha önce hiç bahsetmedim, ancak yine de bu sözlerimi iyi dinle. Daha önce bu yoldan geçen çok maceracı oldu. Çok kişi Tasa Kuşu ile İlgili Sorular düşündü ve bu soruları cevaplamak için onu bulmak istedi. Ancak hiçbiri bu macerayı sağ salim bitirip geri dönemediler. Bu durumun farkında ol ve karşına çıkacak tehlikelerin boyutunu tahmin etmeye çalış. Kimsenin başaramadığını başarmaya çalışıyorsun ve bu oldukça zor olacak. Hepsinin ötesinde söz konusu kuş oldukça sessiz davranacaktır ilk başta. Onunla sohbet ederek sana ısınmasını sağlamalısın. Eğer senin gerçekten dost olduğuna inanırsa kafese kendi rızasıyla bile girebilir. Onu kandırmak için elinden gelen her şeyi yap. Eğer onu kandıramazsan ve zorlayarak kafese sokmaya çalışırsan bu büyük bir hata olur. Çünkü karşında sihirli bir kuş var ve istediği zaman ne kadar tehlikeli olabileceğini tahmin bile edemezsin. Şimdi ananın ve benim ellerimizi öp ve maceraya çıkmak için çantanı hazırla.”

Genç adam bu sözleri duyduktan sonra oldukça korkmuş hissetti. Ancak elinden gelen bir şey yoktu. Sülün Kızı çok seviyordu ve onunla evlenebilmek için yapabileceği tek şey bu kuşu bulmaktı. Ayrıca Tasa Kuşu Hikayesi ile ilgili her şey bu kuşun uyumlu olabildiğini söylüyordu. Eğer böyle bir durum varsa genç delikanlı da kuşla iyi anlaşabilirdi. Son olarak genç adam anasının elini öptü ve çantasını sırtına atıp, doru atıyla birlikte gitmeye başladı. Yol üstünde Sülün Kız ona el sallıyordu ve o da ona gülümsedi. Aşkı için ölüm riskini göze alan genç delikanlı gerçekten de büyük bir işin altına girmişti ancak yapabileceği bir şey yoktu çünkü bu yola girmekten başka seçeneği kalmamıştı. Sülün Kızın babası Tasa Kuşunu delicesine istiyordu ve başka bir şekilde kızını vermeyeceğini söylüyordu. Adamın aklını kaçırmış olduğunu düşündü ancak bu düşünceler bir şey ifade etmiyordu, kızla evlenmenin tek yolu kuşu bulmaktı. Daha önce bulabilen kimse olmamıştı ancak genç adam kendine güveniyordu ve yollara düşmüştü.

Doru at ve genç adam birlikte dağları aşmaya başladılar. Yolculuğun çileli olacağı yolların kıvrımlarından bile belliydi. Yolları aşıyorlardı ancak yollar hiç bitecek gibi durmuyordu. Günler geçti, haftalar geçti, aylar geçti ve yollar bir türlü bitmedi. Genç adamın yiyecekleri bitmek üzereydi. Hala taze suyu vardı ancak atı ve kendisine yetecek kadar yiyeceği yoktu. Bu yüzden bir köy bulması ve buradan ihtiyaç duyduğu şeyleri satın alması gerekiyordu. Birkaç gün sonra genç adam neredeyse bu yolculuğa çıktığı için pişman olup evine dönecekti ancak Sülün Kıza olan aşkı aklına gelmişti ve kaderin razı olup Tasa Kuşu bulmak için yoluna devam etmişti. Sonrasında ise küçük bir köye denk geldi ve köyün pazarındaki insanları görünce inanılmaz bir şekilde mutlu oldu. Çünkü aylardır hiç insan görmemişti ve birileriyle sohbet edebilecek olmak onu çok mutlu etmişti. Atını bir kenara bağladı ve köydeki insanlarla sohbet etmeye başladı. Kahvede bir çay içti, biraz soluklandı ve misafirhane de bir gece kaldı. Sabah uyandığında yine köydeki insanlar erkenden hayata başlamışlardı. Genç adam köyde kalmak ve hiç gitmemek istiyordu ancak gitmek zorundaydı. Pazardaki esnaflardan birinin yanına gitti ve ihtiyacı olan yiyecekleri, biraz da içme suyunu aldı. Sonra adamla sohbet etmeye başladı ve şu sözleri söyledi:

– “Uzun zamandır yollardayım ve bir şey arıyorum. Aradığım şeyin adı Tasa Kuşu Masalı ile ilgili, eminim bu masalı biliyorsundur. Evlenmek istediğim kızın babası o kuşu bulmazsam kızını bana vermeyeceğini söyledi ve bana başka şans vermedi. Bende el mahkum yollara düştüm, ne yapacağım bilmiyorum. Sadece ilerliyorum ve aylardır ilk defa bu köyde insan gördüm. Kimse bu kuşun nerede olduğunu bilmiyor. Köydeki birçok kişiye de sordum ancak kimse bana doğru düzgün bir cevap veremedim. Yolculuğuma tekrardan devam edeceğim ancak ne yapıp edip bu kuşu bulmam gerek. Bana yardımcı olabilir misin? Sen bu köyün eskilerinden biriymişsin gibi duruyor. Lütfen eğer bildiğin bir şey varsa bana yardım et. Yalnız başıma yaptığım yolculuklardan çok yoruldum. Tasa Kuşu Hikayesi ile ilgili efsanelere inanıyor musun? Bana yardımcı olabilecek misin?”

Pazarda çalışan yaşlı adam, gencin gözlerine baktı ve onunla konuşmak için hazırlandı. Ancak bir yandan da tereddüt etmiş gibi duruyordu. Genç adam sabırsızlıkla, yaşlı adamın gözlerinin içine bakıyordu. Ne yapacağı konusunda hiçbir fikri yoktu ancak adamın insafına kaldığını da biliyordu. Birkaç dakika boyunca yaşlı adam poşetleri doldurdu ve sonra hızlı bir şekilde lafa girdi:

– “Genç adam, hala farkında değilsin ancak aradığın kuşun adı tasa kuşu. O kuş tasası olmayan birinin görebileceği ya da bulabileceği bir kuş değildir. O kuşu bulabilmek için günlerce hatta aylarca araman gerekir ve onu ararken türlü sıkıntılar yaşaman gerekir. Eğer bu sıkıntılara göğüs gerersen ve tasaların bitmezse o kuşla karşılaşırsın. Ancak tasalara boyun eğersen ve evine dönersen ömrünün sonuna dek hiçbir zaman o kuşu bulamazsın. Bu sözlerimi iyi düşün. Belli ki sana daha önce hiç kimse ne kadar ağır bir yükün altına girdiğinden bahsetmemiş. Ancak bu kuşu hiç görebilen olmadı, olduysa da bunu bize anlatabilecek kadar uzun yaşamadı. Bu söylediklerimi de çevreden kimseye söyleme, bu köydeki hiç kimse o kuşla ilgili bir şey konuşmaz. Tasa Kuşu Masalı Oku lanetli bir masaldır ve bu lanetli masaldan herkes olabildiğince uzak durup bahsetmemeye çalışır. Çünkü o kuşu bulma aşkına bir defa yakalandın mı bir daha asla kendine gelemezsin. Evlenmek istediğin kızın babası gibi sonsuza kadar aklın onda kalır. Hatta bu adamlar ölürken bile onun ismini sayıklamaya başlar. Bu nedenle Tasa Kuşuna kendini kaptırmamaya çalış. Onu eğer olurda bulabilirsen kafese mümkün olduğunca hızlı bir şekilde girmesi için ikna et. Bunun yolu da tatlı dildir, ona zarar vermeye çalışma. Çünkü seni buna pişman edebilecek kadar güçlüdür ve özel güçlerini tahmin bile edemezsin.”

Genç delikanlı bu sözlerle adeta hipnotize olmuştu. Babasının bahsettiği kadar zor bir maceraya gidiyordu evet ama belki de çok daha zor bir maceranın içine düşmüştü. Çünkü bu kuşun adı Tasa Kuşu idi. Böylesi bir kuşu bulmanın yolu hakikaten de durmak bilmeksizin çile çekmekti. Ancak bu genç adam hiç sabırlı birisi değildi. Çile çekmekten hiç hoşlanmazdı, hayatının çoğunu refah içinde geçirmişti ve şimdi böyle bir şeye nasıl katlanabileceği hakkında en ufak bir fikri bile yoktu.

Genç adam artık yavaşça köyden ayrılmaya karar verdi ve bu maceranın içine atılmaktan başka hiçbir seçeneği olmadığını gördü. Çünkü evinden çok uzaktaydı ve buradan dönmek ona yakışmazdı. Tekrardan atıyla birlikte yollara düştü ve dağları aşmaya başladı. Bir gün çok yüksek bir dağın tepesindeki kayalıklardan atıyla birlikte geçerken bir anda fırtına başlamıştı. Fırtına o kadar şiddetli ve güçlüydü ki genç adam Tasa Kuşu Hikayesi ile ilgili bazı metinleri anımsadı. Evet, bu maceranın bir parçası olabilirdi. Ancak gerçekten de fırtına genç adamı korkutuyordu ve ne yapabileceğini bilemiyordu. Belki de bu dağın tepesinde ölebilirdi.

Fırtına ve rüzgârın etkisiyle çıkan yağmur genç adamı ve doru atını yıpratıyordu. Ancak daha da kötüsü dağın tepesindeyken bu rüzgâra katlanmak neredeyse imkansızdı. Rüzgâr genç adamı ve atını uçurabilecek kadar güçlüydü. Bunun üzerine genç adam dağın içindeki mağaralardan birine aceleyle daldı. Atını da can havliyle yanına çekti ve fırtınadan kurtulmuş oldular. Ancak dışarıda fırtına devam ediyordu ve ikisi de çok üşümüştü. Genç adam şanslıydı ve yanında biraz odun ve birkaç tane kibrit vardı. Bunlarla birlikte ateş yaktı ve ısınmak için fırsat buldular. Daha sonra ise köyden aldığı yemekleri pişirdi ve afiyetle yedi, birazını da atıyla paylaştı. Daha sonra Tasa Kuşu ile ilgili her şeyi bulmak için uğraşan bu genç adam ve atı uyumaya başladılar. Birkaç saat geçmişti ve fırtına daha da şiddetlenmişti. Ancak genç adam hiçbir şeyin farkına varamadı.

Tasa Kusu Masali

O kadar yorgundu ki sesleri adeta duyamıyordu. Fırtınanın şiddetiyle büyük bir kaya mağaranın önüne düştü ve daha sonra bir sürü kaya da oraya düşmüştü. Genç adam gözlerini açtı ve ne görsün, ateş hala yanıyor ancak mağaranın kapısı kapanmış. Bunu gören genç delikanlı dehşete düştü. Ne yapacağını bilemedi ve ağlamaya başladı, atıyla birlikte bir mağara da mahsur kalmıştı ve buradan çıkmaları imkansızdı. Aradan birkaç saat geçti ve genç delikanlı çareyi dua etmekte buldu. Tüm samimiyetiyle şu duayı etti:

– “Allah’ım lütfen beni düştüğüm bu delikten kurtar. Çıktığım bu macerada birçok zorlukla karşılaştım, birçok defa korktum ve öleceğimi düşündüm. Ancak buradaki kadar büyük bir zorlukla karşılaşacağımı hiç tahmin etmemiştim. Buradan çıkmam için bana yardım et. Tasa kuşunu bulmam için bana yardım et ve evime dönmeyi bana en kısa süre de nasip et.”

Genç adam duasını etti ve sonra sakince olduğu yerde kaldı. Biraz sakinleşmişti ancak hala ölüm korkusuyla titriyordu. Ne yapacağı hakkında en ufak bir fikri bile yoktu. Ama bir süre sonra çözüm yolu aramak için ayağa kalkması gerektiği düşündü. Elindeki son meşaleyi ateşe daldırdı ve ışık kaynağını bulmuştu bile. Mağaranın bir diğer ucu olmalıydı, belki de bir çıkış yolu vardı. Bu yolu aramak için saatlerce uğraştı ve etrafına baktı ancak hiçbir şey bulamadı. En ufak bir ışık kırıntısı bile gelmiyordu mağaranın içine. Dört tarafı taşlarla kapalı bir şekilde Tasa Kuşu ararken mahsur kalmıştı. Ne yapacağını bilmiyordu ve elinden gelen tek şey uzanıp beklemekti.

Bir hafta kadar onu idare edecek yemeği kalmıştı ve bu yemekle uzun süre dayanması gerekiyordu. Ancak bunları daha sonra düşünmesi gerektiğine karar verdi ve ateşin başında uyumaya başladı. O uyurken dışarıda yeniden fırtına başlamıştı ve bu fırtına bir öncekinden çok daha şiddetliydi. Sonra bir anda çok hiddetli bir yıldırım sesi geldi. Yıldırım o kadar güçlüydü ki ışığı mağaranın içine bile tesir etmişti. Birkaç dakika sonra mağaranın önüne biriken taşların çatladığı fark edildi ve genç adam bunu görünce mutluluktan deliye döndü, artık bu delikten kurtulabilmişti.

Mağaranın önünde biriken taşları sırayla çekti genç delikanlı. Artık son birkaç taş kalmıştı ve fırtına da dinmek üzereydi. Atını almak için yanına gitti ancak bir de ne görsün, atı ölmüştü. Genç adam bu durumun üzerine şok olmuştu. Yol arkadaşı da mağara da nasıl olduysa ölmüştü. Yol arkadaşını kaybetmenin üzerine genç delikanlı birkaç dakika üzüntüden ağlamıştı. Ancak elden gelen hiçbir şey yoktu. Artık yoluna yalnız devam etmek zorundaydı ve bunu yapmaktan başka hiçbir seçeneği de yoktu zaten. Atını gömmek için bir toprak parçası buldu ve atını oraya gömdü. Onun için üzülmüştü ancak bir şey yapamazdı, yoluna devam etti.

Fırtınanın etkisi geçmişti ancak atı olmadığı için erzakları tek başına taşımak zorundaydı ve başka bir seçeneği yoktu. Bu yüzden erzakların tamamını sırtına almıştı ve oldukça da yoruluyordu. Gerçekten de bu dert ve tasa onu mahvetmişti. Altı üstü bir kuş olan Tasa Kuşu Masalı Özeti okuyup yola çıkmıştı ancak bu kuşa dair hiçbir şey bulamıyordu. En sonunda canına tak etti ve kendi kendine konuşmaya başladı. Bir ağacın altına oturup uzandı ve birden uykuya daldı. Uykusunda karşısına bembeyaz pamuk gibi sakalları olan bir dede çıkmıştı. Dede genç adama yaklaştı ve ona şu sözleri söyledi:

– “Genç delikanlı, yıllardır yollardasın ve sevdiğin kızı alabilmek için Tasa Kuşu adı verilen büyülü kuşu arıyorsun. Bu kuş gerçekten de bir defa görüldüğünde etkisi altına alan çok özel bir canlı. Onu görmek her insana nasip olmaz. Niceleri onu bulmak için maceradan maceraya atıldı ancak hiçbir şey bulamadan geri döndüler. Kimileriyse onu buldular ancak öfkesinden paylarını alıp bu yoldan savruldular. Sen akıllı bir gençsin ve ne yapman gerektiğini artık anlayabilirsin. Yeterince tasa çektin ve bu tasalar sana ömür boyu yetecek dersler verdi. Aldığın derslerin farkında ol ve bu dersleri hiçbir zaman unutma. Çektiğin çilelerin hiçbiri boşuna değildi, hepsinin bir nedeni vardı. Sen artık çok daha iradeli bir insan oldun. Bugünden sonra karşına çıkacak tüm engellere karşı sakin bir şekilde yaklaş. Az sonra uyanacaksın, uyandıktan sonra başını yukarıya kaldır ve bulmayı beklediğin şeyle karşılaş. Ancak asla unutmamalısın, o kuş sadece tatlı dille ikna edilebilir. Seni ne kadar zorlarsa zorlasın asla ona karşı sert davranma, bu senin sonunu getirir. Sabırlı ol ve onu ikna etmek için tatlı dilini kullan, başka hiçbir yol ve yöntem onu ikna etmeni sağlayamaz. Son olarak evine dönerken de çok dikkatli olman gerektiğini unutma. Sülün Kızla evlendiğin gün tüm bu çektiğin çilelere değeceğini anlayacaksın. O çok özel bir eş olacak ve onunla evlendiğin için ömür boyu çok mutlu olacaksın. Yeter ki kuşu ikna et ve kızın babasına götür. Bu büyülü kuşun büyüsüne de sakın kapılma yoksa kızın babası gibi sende aklını yitirmiş gibi davranmaya başlarsın. Tasa Kuşu Masalı işte böyle özel bir masal evlat, bu masalın tesirine kapılırsan aklından bile olabilirsin.”

Genç adam rüyadan irkilerek uyandı ve bir anda gözlerini açtı. Kafasını yukarıya kaldırdı ve karşısında gördüğü kuş onu çok şaşırtmıştı. Kuşa derin bir şekilde baktı ve onun tasa kuşu olup olmadığını anlamaya çalıştı. Ne yapması gerektiğini bilmiyordu, kuşun insan gibi konuştuğunu söylemişlerdi ancak bunun doğru olup olmadığını anlayamamıştı bile. Bu yüzden ne yapacağı konusunda son derece kararsızdı. Ancak artık bir adım atması gerekiyordu çünkü hemen kuşu kafesleyip uzun bir yolculuğa çıkması ve tabi ki de evine dönmesi gerekiyordu. Böylece Tasa Kuşu Hikayesi ile ilgili tüm sorunlar çözülmüş olacaktı ve Sülün Kıza kavuşabilecekti. Ancak işlerin o kadar kolay ilerlemeyeceğini o da fark etmişti. Bu yüzden mümkün olduğunca yavaş bir şekilde davranıyordu ve kuşu ürkütmemek için her şeyi yapıyordu. Aradan birkaç dakika geçti ve genç delikanlı kuşa selam verdi. Ancak kuş ona dönmemişti bile, sabit bir şekilde duruyordu. İlk bakışta kimse bu kuş insan gibi konuşabilir demezdi ancak Tasa Kuşu Efsanesi ile ilgili metinlerde bu kuşun konuşabildiği yazıyordu. Birkaç dakika daha geçti ve genç adam beklemekten başka çaresi olmadığını anladı. İnanılmaz bir güneş başına vuruyordu ancak beklemek dışında hiçbir çaresi yoktu. Güneşte belki de bu yolda çekilmesi gereken çilelerden biridir diye düşündü genç adam.

Güneş o kadar keskin bir sıcakla geliyordu ki genç adam bayılmak üzereydi. Zaten çok az bir miktar suyu kalmıştı ve bu suyu da idareli kullanması gerekiyordu. Ancak sıcak onu o kadar çok terletmişti ki sürekli su içmesi gerekiyordu. En sonunda güneş battı ve genç adam rahat bir nefes aldı. O sırada Tasa Kuşu hala ağacın dalında bekliyordu ancak artık genç adama dönmüştü ve bir anda konuşmaya başlamıştı:

– “Demek beni bulmayı bu kadar çok istiyorsun öyle mi? Böylesi engelleri geçtin ve çilelere sabrettin. Artık beni görmeyi hak ettin genç adam. Ben senin hayatında görebileceğin en garip canlıyım. Hiçbir kuş benim gibi büyülü değil, hiçbir kuş benim gibi konuşamaz. Onlar sadece şakıyabilirken ben insan gibi konuşabilir. Hatta çok daha fazlasını yapabilirim, efsanelere konu oldum. Birçok kişi beni görmek için yanıp tutuşuyor ancak bu sana nasip oldu. Böylesi bir maceranın içinden geçip geldin ve beni buldun. Bunu da sadece Sülün Kızı sevdiğin için yaptın. Gerçekten de çok büyük bir aşkmış, eğer sen bu kadar çile çekmeye razı geldiysen ben de seninle yoldaş olmaya razı geliyorum. Beni istediğin kafese koyabilirsin. En sonunda serbest bırakacağına söz verirsen kafesine girerim ve sonra kızla evlenmene yardımcı olurum.”

Bu sözleri duyan genç adam mutlu bir şekilde söz verdi ve kuşun tüm isteklerini kabul etti. Artık evine dönebilirdi ve kuşu kafese koyup yola düştü. Tasa Kuşu Oku metinleriyle aklını yitirmiş olan Sülün Kızın babasına kuşu götürmek için yıllar boyu yürüdü. En sonunda köyüne varabildi. Hemen Sülün Kızın evine doğru koştu. Ancak bir de ne görsün, evin önünde bir sürü insan oturuyordu. Bu insanlar ne yapıyor diye endişelendi ve ne olduğunu anlamaya çalıştı. Aradan altı yıl geçmişti ve genç adam artık isteği yerine getirmişti ancak büyük bir problem vardı. Sülün Kızın babası ölmüştü ve artık evlenmeleri için kuşu bulmasına gerek kalmamıştı. Bunu gören genç adam çok tuhaf hissetti ve tüm yaptıklarının boşa gittiğini düşündü. Ancak hiçbir zaman bu mesele bu kadar basit olmamıştı. Tasa Kuşunu bulmak sadece bu genç adama nasip olmuştu ve çektiği çileler hayat boyu ona rehber olacaktı. Bu macera sayesinde sabırlı olmayı, sakin kalmayı öğrenmişti. Yaşadığı her şey onun yanına ders olarak kalmıştı ve bunların hiçbiri boşa değildi.

Sülün Kızı görüp onu teselli ettikten sonra anne ve babasını görmeye gitti. Ellerini öptü ve onlara her şey için teşekkür etti. Sülün Kızının babasının ölümünün üzerinden kırk gün geçmesini beklediler ve daha sonra genç delikanlı ve sülün kız evlendiler. Tasa Kuşu Masalı da tam olarak burada sona erdi. Tüm bunlar olurken büyülü Tasa Kuşu kafesten serbest bırakıldı ancak sonsuza kadar genç adamın dostu olacağını ve onun yanından ayrılmayacağını söyledi. Söylediğini de yaptı ve hep onunla kaldı. Bu uzun masalın sonunda bizlere önemli bir ders verdi genç adam ve tasa kuşu. Hayatta yaşanan hiçbir şeyin boşa olmadığını ve çekilen acıların, yaşanılan üzüntülerin daima bize pozitif bir geri dönüşü olacağını gösterdi. Aslında ilk bakışta genç delikanlı boşu boşuna altı senesini harcamış gibi görünüyordu. Ancak hayatının geri kalanında sabırlı olmayı öğrendiği için birçok problemi çok kolay bir şekilde halledebildi. Çocuklarına ve eşine, anne babasına karşı çok daha sabırlı davranmayı öğrendi. Tüm bu aldığı dersler hayatı boyunca ona rehber oldu ve hiçbir zaman bu yaşadıklarını unutmadı. Hatta dağın tepesinde ölen atını bile hiçbir zaman unutmadı ve onu daima çok özledi. Böylece ne kadar iyi kalpli bir insan olduğunu ve sevdiği kişi için çektiği çileleri hepimize gösterdi. Tasa Kuşu Masalı Özeti de bundan sonra başladı. Bu ibretlik masal herkese güzel dersler çıkartması için şans verdi, bu şansı değerlendirmesini bilene ne mutlu…

Tasa Kuşu Masalı Özeti Oku

Evvel zaman içinde kalbur saman içinde dağlardan birinin hemen tepesinde Sülün Kız adlı genç bir kız yaşardı. Bu kız o kadar güzeldi ki birçok erkek onu çok severdi ancak hiçbiri onu istemeye cesaret edemezdi. Çünkü Sülün Kızın babası hiç normal bir adam değildi ve kızını isteyenlere bir şart koşardı. Bu şart öyle bir şarttı ki hiç kimse bu şartı yerine getirme cesaretinde bulunamıyordu. Sülün Kızın babası kızına her talip olana şu sözleri söylüyordu:

– “Eğer kızımla evlenmek istiyorsan yapman gereken bir şey var. Git ve bana Tasa Kuşunu getir. Her kim ki bu kuşu getirebilirse kızımı ona veririm. Ancak Tasa Kuşu bu eve gelmezse hiç kimse kızımı alamaz, onunla evlenemez.”

Köylülerin hepsi bu adamın aklını yitirdiğini ve mantıklı düşünemediğini konuşuyordu. Çünkü Tasa Kuşu Hikayesi herkes tarafından bilinirdi ve bu kuşu bulmak, getirmek neredeyse imkansızdı. Kuşu bulmak için birçok çileye sabretmek ve birçok zorlukla mücadele etmek gerekirdi. Ancak böylesi büyük bir zorlukla mücadele edebilecek bir insan olduğuna kimse inanmıyordu. Günlerden bir gün genç bir delikanlı Sülün Kızı gördü ve ona çok âşık oldu. Anasını ve babasını alıp Sülün Kızı istemeye gitti ancak Sülün Kızın aklını yitirmiş olan babasının isteklerinden haberleri yoktu. Bu yüzden adamın isteklerini duydukları anda çok şaşırdılar ancak genç adam kızı çok seviyordu. Mecburen yollara düştü ve Tasa Kuşu adı verilen büyülü kuşu aramaya başladı.

Çok uzun yollardan geçti, dağların tepesinde mahsur kaldı. Ancak ettiği dualar sayesinde bu engelleri aşmayı başardı. Yol arkadaşı olan doru atı ölünce yalnız kaldı ve hiçbir şey yapamadı. Çok üzüldü ancak her seferinde yolculuğa devam etmesi gerektiğini kendisine söyledi. Ne yapması gerektiğini biliyordu ancak neden yapması gerektiği konusunda şüpheleri vardı. Bu nedenle sakin kalmak onun için her geçen gün biraz daha zorlaşıyordu. Bir ara aklını yitirecek gibi oldu ve son anda kendini toplamayı başardı. Eğer kendini toplayamasaydı muhtemelen çok acılar çekecekti ve bu yolculuktan dönemeyen nice genç delikanlıların arasına o da katılacaktı. Ancak o sabırlı davranmayı ve kendine hâkim olmayı seçti. Tasa Kuşu Masalı Oku ile ilgili her şeyi okudu ve araştırdı. Bulabildiği tüm herkese bu kuşu nasıl bulabileceğini sordu ve sonunda bulmayı başardı. Kuşu bulduktan sonra ne yazık ki iş bitmiyordu. Kuşu kafese girmesi için tatlı dille ikna etmek zorundaydı. Eğer kuşu zorlamaya çalışırsa asla başaramayacağını biliyordu. Bu nedenle sakin kaldı ve kuşu tatlı bir dille ikna etmek için elinden gelen her şeyi yaptı. Genç delikanlının iyi niyetli olduğunu gören kuş kafese girmeye razı oldu. Kafese girdi ve en sonunda kafesin kapıları kapandı. Yolculuk esnasında tasa kuşu ve genç delikanlı dost oldular.

Genç adam en sonunda köyüne dönmüştü ve köyüne döner dönmez Sülün Kızın evine gitti. Ancak bir de ne görsün, Sülün Kızın babası ölmüştü. Adamın ölmesi yüzünden genç delikanlı büyük bir üzüntüye girdi. Tam altı yıldır uğraşmıştı ancak şimdi de adam ölmüştü. Bu durum genç delikanlının canını çok sıktı ancak elden gelen hiçbir şey yoktu. Kızın babasının ölümünden kırk gün geçtikten sonra genç delikanlı ve sülün kız evlendiler. Genç adam tüm bu çileleri çektikten sonra emeline ulaşmıştı. Daha sonraysa Tasa Kuşu serbest bırakıldı ancak kendi rızasıyla kuşta kalmayı tercih etti ve genç adamla birlikte yaşadı. Huzur dolu yıllar yaşadılar ve sonsuza kadar mutlu oldular. Tasa Kuşu Masal Özeti de bize buradan önemli dersler çıkartma fırsatını verdi. Hayatımızda karşımıza çıkan engellerin boşuna olmadığını ve bizlere ders vermesi gerektiğini çok iyi bir şekilde gözlerimizin önüne sermiş oldu.

Tasa Kuşu Masalı ile İlgili Merak Edilenler

  • Tasa Kuşunu Bulmak Neden Çok Zordu?: Adı üstünde Tasa kuşu olduğu için. Bu kuşu bulmak son derece zordu çünkü kuşu bulmak için her türlü tasaya ve derde razı olmak gerekiyordu. Eğer bu dertlere karşı sabırlı olmazsa kişi asla o kuşu bulamazdı. Tüm bunlar olduktan sonra kuşu bulduğunda ise sakin kalıp kuşa iyi bir şekilde yaklaşması da şarttı. Aksi durumda kuş kaçabilirdi ve bu durumda tüm emekleri boşa gidebilirdi. Bu nedenle kuş ile iletişim kurmak isteyen birinin olabildiğince tatlı dilli olması gerekirdi. Bunu yapmayan herkes kuşu kaçırdı ve ömürlerini kuşu aramak gafletiyle yitirdiler. Tasa Kuşu Masalı bu yüzden insanları ürküten ve konuşmak istemedikleri bir masaldı. Ancak genç adam tüm bu çileleri aşmayı başardı ve insanların bu masal hakkında korkmalarının yersiz olduğunu göstermiş oldu.
  • Sülün Kızın Babasının İsteği Neydi?: Kızını vermek için iradesi en güçlü olan kişiyi seçmek istediği için Tasa Kuşu bulan kişiye kızını vermeye kararlıydı. Bu nedenle Tasa kuşunu bulan kişiyi arıyordu. Yani kızını vermek için bu kuşun bulunmasını şart koşmuştu. Tabi ki de birçok kişi bunun riskli olduğunu düşündüğünden Sülün Kızdan vazgeçmişti ve Sülün Kızda evde kalmaktan korkuyor ve babasına isyan ediyordu. Ancak tüm bu olanlar Sülün Kızın en iyi eşi seçebilmesini sağlamıştı.
  • Tasa Kuşunu Kafese Girmeye Nasıl İkna Etti?: Büyülü bir kuş olan Tasa Kuşu oldukça inatçı ve zekiydi. Asla kandırılamayacağına inanıyordu. Aslında gerçek biraz da buydu, bu kuşu kandırmak çoğu zaman çok zordu. Ancak kuş iyi niyetli insanlara karşı iyimser bir yaklaşıma sahipti. Genç delikanlının çektiklerini gördü ve iyi niyetli olduğunu fark etti. Bu yüzden Tasa Kuşu kendi rızası ile kafese girmeyi kabul etti. Çoğu zaman kendi rızası ile kafese giren tasa kuşu hikayesi insanlara inandırıcı gelmemiştir. Ancak bu genç adamın iyi niyetli olması sebebiyle kuş kafese girmeye kendiliğinden razı olmuştur.
  • Genç Delikanlının Atı Neden Öldü?: Genç Delikanlı mağaraya sıkıştığında öyle panik olmuştu ki atının neden öldüğünü hiçbir zaman fark edemedi. Ancak atının ölmesinin önemli bir nedeni vardı. Mağaranın içindeki yılan atını ısırmıştı ve at zehirlenip ölmüştü. Ancak Genç delikanlı yılanı hiç görmedi ve zaten yıldırımla kayalar parçalandığı için rahatlıkla dışarı çıkabildi. Şanslıydı ki yılan kendisini değil de atını ısırmıştı.
  • Tasa Kuşu Neden Genç Adamla Kaldı?: Çünkü genç adam oldukça iyi niyetli bir insandı ve tasa kuşu böyle iyi bir insanla karşılaştığı için çok şanslı olduğunu düşünüyordu. Tasa Kuşu Özeti de zaten bu konuda oldukça ders verici bir niteliğe sahip. Tasa kuşu ve genç delikanlının yakın arkadaşlığı birçok kişiye ders veriyor ve arkadaşlığın ne kadar değerli bir şey olduğunu bizlere gösteriyor.

HikayelerHikaye Oku5 Yaş Masalları


Benzer İçerikler

Niloya Masalı
Muhteşem Küçük Kraliçe Hikayesi
Goldilocks ve Üç Ayı Hikayesi
Goldilocks ve Üç Ayı Hikayesi
orman hikayesi
Orman Hikayesi
Küçük Yeşil Sabun Hikâyesi
Küçük Yeşil Sabun Hikâyesi

Yorumlar

  1. Warda says:

    Çok anlamlı bır masal

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Masal Oku | © 2023, Tüm hakları saklıdır.