Tilki İle Yaban Ördeği Hikayesi
Tilki İle Yaban Ördeği Su Macerası
Küçük tilki o kadar soytarı, o kadar gevezeymiş ki, arkadaşları ona Varvara adını takmışlar.
Bu isim ona tam da uyuyormuş hani…
Durmadan konuşur, dinleyenleri bıktırır, usandırırmış.
Onu dinlemeyi istemezmiş çevresindekiler…
Ama, konuşmaya başladığı zaman da kimse nezaketsizlik edip susturmazmış.
Varvara, tilkilerin içinde en kurnazı olarak övünürmüş:
– Benden daha cesur, daha kurnaz, daha atılgan bir tilki yeryüzünde hiç yoktur, diye gururla göğsünü yumruklarmış her fırsatta.
Onu incitmekten korktukları için kimse çıkıp:
– Hadi oradan, amma yalan söylüyorsun ha, diye çıkışmazmış. Annesi kaç kere onu karşısına almış, uzun uzun gururun, yalanın kötülüklerini anlatmış…
Ancak hiç faydası olmamış.
Kasıla kasıla dolaşır, önüne gelene sataşırmış Varvara.
Arkadaşları bu huyundan illallah demişler.
Tilki kabilesinin tecrübeli ihtiyarları, Varvara’nın sonunu hiç de iyi görmüyorlarmış:
– Başına belâ gelmeden uslanacağa benzemiyor. Umarım bu yüzden zarar görmez, diyorlarmış.
Ormanın yakınından bir dere geçiyormuş. Oldukça büyük ve bulanık bir dereymiş bu.
Varvara her sabah kıyıya saklanırmış. Dereye gelen yaban ördeklerini avlamayı çok severmiş.
Bir sabah yine dereye gitmiş. Daha kıyıya yaklaşmadan burnu bir yaban ördeğinin kokusunu almış.
Uzun kulaklarını dikmiş, iştahla yalanmış:
– Şunu kahvaltı yapsam hiç fena olmayacak, diye gülümsemiş.
Çalıları kendine siper ederek yaklaşmış. Yaban ördeği çok güzel görünüyormuş.
Pırıl, pırıl tüyleri varmış. Kanatlarını çırpıyor, sıçrayan su damlalarıyla oynuyor, arada sırada ise neşeli, neşeli ötüyormuş.
Varvara gülümsemiş: “Biraz sonra Varvara’nın karnın’da ötersin” diye mırıldanmış.
Ne var ki yaban ördeği çalıların arasındaki tilkiyi çoktan fark etmiş. Niyetinin iyi olmadığını da anlamış. İçinden onunla alay etmek gelmiş:
– Hey tilki kardeş, çıksana oradan, diye bağırmış. Varvara şaşırmış. İyi gizlendiğine o kadar eminmiş ki…
Çaresiz çıkmış ortaya.
Diğer bütün yaban ördeklerine yaptığını ona da yapacakmış. En tatlı sesiyle sudan çıkmasını, kendisiyle oynamasını isteyecekmiş. Ondan sonra da yallah mideye indirecekmiş.
Sesini tatlılaştırarak bağırmış:
– Merhaba güzel ördek… Adım Varvara. Gelsene biraz dışarı.
Yaban ördeği bu ismi çok duymuş. Kibirli tilkiyi tanıyormuş. Yaban ördeklerine karşı aşırı düşkünlüğünü de biliyormuş.
Kanatlarını çırpmış. Ona unutamayacağı bir ders vermeliymiş. Altın gibi parlayan kanatlarını çırpmış, suları köpürtmüş:
Aman Varvara kardeş. Sahiden güzel miyim?
Varvara:
– Güzel de ne demek dostum, demiş. Gözlerimi kamaştırıyorsun!
Yaban ördeği ne de olsa bu sözlere sevinmiş:
– Tüylerimin parlaklığını neye borçluyum biliyor musun?
– Neye borçlusun?
– Her sabah yıkanmaya. Sular bütün vücudumu tertemiz yapar.
Varvara onu yemekten başka bir şey düşünmüyormuş. Tekrar çağırmış:
– Sahile gelsene, bak yalnızlıktan bunalıyorum. Arkadaş olalım, birlikte oynayalım.
Yaban ördeği kendi kendine gülümsemiş. Dedesinin, bir ördekle bir tilkinin arkadaş olamayacağını söylediği gün gelmiş aklına. Başını yana bükmüş:
– Banyom daha bitmedi. Hem sular o kadar güzel ki, canım hiç çıkmak istemiyor.
Tilki bir süre daha yaban ördeğini kandırmak için dil dökmüş. Sonunda:
– Tüylerin o kadar parlak ki yakından görmek istiyorum, demiş.
Yaban ördeği:
– Öyleyse sen gel, demiş. Hem de temizlenirsin. Varvara karar veremiyormuş. İyi yüzemezmiş:
– Su derin mi?
– Yok canım, demiş yaban ördeği… Neredeyse ayaklarım yere değiyor.
Biraz sahile doğru yüzmüş. Varvara’nın karnı da iyice acıkmış. Ördeğini bir an evvel yakalayıp yemeyi o kadar istiyormuş ki… Onun kendisine oyun oynayabileceği akının köşesinden bile geçmiyormuş.
Kaldırdığı gibi kendini dereye atmış. Yaban ördeği kahkahalarla gülmeye başlamış:
– Ne gülüyorsun be yabani?
– O kadar tuhaf atladın ki suya. Acemiliğin her halinden belli oluyor. Ona gülüyorum. Oysa yaban ördeği biraz sonra tilkinin başına gelebileceklere gülüyormuş.
Varvara seslenmiş:
– Yok, sen bana yaklaşacaksın, ben sana değil. Anlaşmamız öyle. Hadi gel, biraz gayret…
Yaban ördeği derinlere doğru çekilmiş. Onu yemek için acele eden Varvara da peşinden gitmiş. Ama ne görsün: Sular boyunu aşmaya başlamamış mı? O bunu hiç hesaba katmamış.
– Akıntı çok kuvvetli, diye bağırmış.
Yaban ördeği şımarık tilkiyi derinlere doğru çekmiş. Arktik canının istediği gibi alay edebilirmiş.
– Yok canım, demiş. Bak ben ne kadar rahat yüzüyorum, birazcık gayret etsene.
– Ediyorum ama!
Varvara bütün gayretiyle çırpınıyormuş da bir türlü ördeğe yaklaşamıyormuş. Ördeğin kepçe ayaklarını unutmak pahalıya mal olmuş ona…
Artık onu yemeyi bile düşünemiyormuş. Ağzına sular doluyor, hızla sürükleniyormuş.
– Kurtar beni, diye haykırmış.
Yaban ördeği zavallı Varvara’nın haline acımış.
Acımış ama alay etmekten de kendini alamıyormuş:
– Seni gidi seni, beni yemeyi düşünüyordun öyle mi?
– Ne olur yardım et!
– Nasıl yardım ederim? İsterim, ama edemem ki… Ben küçücük bir yaban ördeğiyim, sen ise tilki.
Varvara mücadeleyi bırakmıyormuş. Ama yavaş yavaş gücü tükenmeye başlamış. Hayatı boyunca boş yere övündüğü, herkesi küçümsediği akına geliyormuş. Sonra da tehlikeyi unutarak ağlıyormuş. Kurnazlıkta bir yaban ördeğini bile geçemedikten sonra, tilkiliği kaç para edermiş?
– İmdaaat, diye bir daha bağırmış. Ağzına su dolmuş. Birkaç kere batmış çıkmış. Derenin suyu başının üstünden aşmış.
Sürüklene sürüklene derenin ortasındaki bir taşa yaslanmış. Gözlerini sevinçle açmış. Son gücünü de kullanarak taşa tırmanmış.
Şimdilik kendini kurtarmış ama, sahile nasıl çıkacakmış? Etrafını çeviren bulanık sulara bakarak iç çekmiş. Yaban ördeğini gözleriyle arayarak bulmuş:
– Yaptığını beğendin mi, diye çıkışmış. Canımla oynamaya utanmadın mı?
Yaban ördeği kanatlarını çırparak havalanmış. Başının üstünde birkaç kere uçmuş:
– Peki sen beni yemeye utanmayacak mıydın! Bir daha kendini herkesten büyük görmezsen sana yardım ederim. Ama önce söz ver.
Varvara çoktan buna karar vermiş zaten. Artık yalan söylemeyecek, böbürlenmeyecekmiş:
– Söz, demiş. Yaban ördeği:
– Biraz bekle, diyerek uçmuş.
Varvara yalnız başına uzun zaman beklemiş. Gözleri hep göklerdeymiş. Yaban ördeğinin gelmesini bekliyor, kurtulması için dua dahi ediyormuş.
Öğleye doğru yaban ördeği bir sürü ördekle birlikte gelmiş. Ama havadan değil, derenin ortasından geliyormuş. Bir kütüğün üstündeymiş. Varvara ellerini çırpmış:
– Oh, nihayet gelebildi, diye derin derin solumuş.
Ördekler, çatal bacaklarını dümen gibi kullanarak koca kütüğü istedikleri yöne yürütüyorlarmış.
Birazdan Varvara’nın üstünde bulunduğu taşa yaslamışlar.
Kütüğün öbür ucu sahile takılmış. Böylece bir köprü kurulmuş.
Yaban ördekleri hemen uçarak gözden kaybolmuşlar. Ne de olsa bir tilkiye yardım ediyorlarmış.
Birden tilkiliği tutup yardımlarını unutabilir, onları yemek isteyebilirmiş. Ama Varvara’nın dostu yaban ördeği kaçmamış:
– Atık uslandığına inanıyorum Varvara kardeş, demiş. Onun için kaçmayacağım. İşte sana bir köprü. Rahatlıkla sahile çıkarsın. Bir daha sen sen ol, kendini herkesten büyük görme. Kurnazlığınla böbürlenme. El elden üstündür. Bak benim gibi bir küçük yaban ördeği hayatını kurtardı.
Varvara’nın gözlerinden yaşlar süzülüyormuş.
– Söz yaban ördeği kardeş… Bundan sonra kimseyi küçümsemeyeceğim, yalancılık yapmayacağım, üstelik yaban ördekleriyle de tam bir dost olacağım.
Vedalaşmışlar, ayrılmışlar. Varvara ölünceye kadar sözüne sadık kalmış. Ördeklerle dost kalmış hep. Ama bir gün o çok uzaklara gitmiş.
Evlatları babalarının bu dostluğunu zamanla unutmuşlar. Yaban ördeklerini avlamak için çeşitli planlar yapmaya başlamışlar.
Şimdilerde ise ördekle tilki, hiç mi hiç geçinemez.
yavruma okudum uyumadı bu işte bir terslik var
sevgilime uyurken okudum yarısında uyuya kaldı 🙂 <3
Sevdiğim kadına okuyorum şuan mışıl mışıl uyuyor