Topal Koyun Hikayesi
Topal Koyun
Sivas’a doğru seferde iken, Yavuz Sultan selime doğru koşarak yaşlı bir çoban gelir.
Sulağımıza hoş geldin Sultanım! Görüyorum ki aç ve susamış durumdasın! Bu fakire misafir olursan gönül alırsın der, ve onu davet eder.
Yavuz Sultan Selim: – Ben tek başına değilim Çoban baba! Ardımda koca bir ordu var!
Buyurunca.
Çoban
tevekkül ile boynunu büktü ve;
Çoban: – Allah büyüktür! Hele sen bir molanı ver!
Yavuz
Sultan Selim, bunda bir hikmet vardır diyerek, ordusuna mola emri verdi.
Çadırlar kuruldu. Çoban sürüden 4 koyun seçerek kesti ve temizledi. Ve kazana
koydu. Sonra Sultana;
Çoban:
– Sultanım! Askerler eti yerken, kemikleri kırmasınlar!
Diyerek tembihte bulundu.
Kazanlar da etler pişirildi. Gaziler çağırıldı ve kemiklerin kırılmaması tembih edildi.
Nöbet, nöbet sofralara oturuldu. Bütün ordu doyuncaya kadar yedi. 4 tane kesilen koyunun etini bitiremediler. Sonra çoban kemikleri bir araya getirerek dua etti. Askerler amin dediler.
Koyunlar Allah’ın izni ile dirildiler!
Sürüye tekrar katıldılar. Sadece koyunlardan biri topallıyordu. Olanlara herkes şaşırmıştı.
Sultan
çobana sordu;
Yavuz Sultan Selim: – Bu koyun ne için topallıyor!
Diye
sordu.
Çoban Sultana;
Çoban:
– bir kemiği noksandır Sultanım!
Dedi.
Bunun üzerine Sultan Selim, sakladığı aşık kemiğini çıkardı ve sizi denemek istemiştim. Kamil bir veli olduğunuz anlaşıldı. Kusurumuzu affedin. Bize dualarınızı eksik etmeyin. Diye rica etti.
Çoban: – Allah’ın rahmeti ve bereketi senin üzerindedir! Alemlere rahmet olarak gönderilen sevgili ve şerefli Peygamberimiz ve Sahabeleri senin yanındadırlar! Merak etme! Zafer senin olacak ve muzaffer bir şekilde döneceksin!