Yaramaz Piti Hikayesi
Pitinin Hayat Hikayesi
Torik balığı, yavrularını peşine takarak gezmeye çıkmayı çok severmiş. Yavrularının içinde Piti isimli bir balık varmış ki, geveze mi gevezeymiş.
Denizde ne görse tanımak istermiş. Annesinden, kardeşlerinden habersiz o tarafa bu tarafa koşarmış. Hatta bu yüzden birkaç kere başı belaya da girmiş. Fakat bir türlü uslanmamış.
Annesi yaramazlığını bildiği için onun her zaman yanında olmasını istermiş. Nereye gitmeyi düşünseler daha yola çıkmadan çağırır:
Piti, yanımdan ayrılma sakın, diye tembihlermiş.
Piti yine de ne eder eder, bir yolunu bulup annesinden ayrılırmış.
Annesi Piti’nin uslanmasından ümidini kestiği için öbür yavrularını sıkı sıkıya tembihlemiş:
” Sakın Piti’ye uyup siz de gevezelik etmeyin. Bu gidişle onun ömrü az olacağa benzer.”
Piti tehlikesini bildiği halde balıkçı ağlarını hiç umursamazmış. Hatta onlarla alay edermiş:
“Güya bizi avlayacak bunlar, enayi mi sanıyorlar bizi nedir? Bu kadar zahmet çekip bu büyük ağları atıyorlar.”
Oysa zaman zaman ağa takılan balıkları da görüyormuş. Nasıl olup da takıldıklarına akıl erdiremediği için bunu aptallıklarına veriyormuş. Onlarla alay bile ediyormuş üstelik:
“Koca sersemler, ağı göremeyecek kadar gözlerinizi sis mi bürümüş? Şimdi çırpının bakalım.” dermiş.
Annesi ise kaç kere tembihlemiş: “Onlarla alay etme Piti! Bu her balığın başına gelebilecek bir felakettir. Çok dikkatli olmazsan senin de başına kısa zamanda bu çorap örülür.” dermiş.
Ama Piti hiç aldırmazmış, şimdilik boyu küçükmüş o yüzden ağa takılmadan deliklerden geçebiliyormuş. Hep “beni tutacağını sanıyor enayiler.” diye için, için alayda ediyormuş üstelik.
Piti gün gün büyüyüp geliştiğinin farkında değilmiş. Açık denizde bir kış daha geçirdikten sonra tekrar sahile yanaşmışlar. Anneleri ile yine gezmeye çıkmış yavru balıklar.
Piti oldukça irileşmiş ama aklı bir santim bile büyümemiş. Yine eski alaycı halini muhafaza ediyormuş.
Balıkçılarla hala alay edeceğini düşünerek seviniyormuş. Sahile iyice yaklaşmışlar. Anne Torik hepsine birden öğüt vermiş. “Sakın yanımdan fazla uzaklaşmayın. Daha tecrübesizsiniz, başınıza bir şey gelebilir.”
Piti bu söze aldırmamış. Peşine birkaç kardeşini takarak annesinden ve diğer kardeşlerinden hayli uzaklaşmış:
Annem çok korkuyor çocuklar, diye gülüyormuş. Başımıza bir şey gelmeyeceğini ona ispat edelim artık. Büyüdük, kocaman olduk. Hala bize çocuk muamelesi yapıyor.
Kardeşlerinden biri annesi hakkında söylenenleri kabul etmemiş. “O tecrübelidir Piti, onun sözünden dışarı çıkmamalıyız. Bilmiyor musun? Sürüden ayrılan koyunu kurt yer. Derler büyükler.”
“Hadi canım.” demiş Piti. “Biz koyun değiliz ki! Ama sen istersen annenin yanına dönebilirsin korkak budala.”
Kardeşi kızmış: “Pekala, dönüyorum.” demiş.
Piti ise onun arkasından alay etmiş: ” Hemen dön süt kuzusu. Git anneciğin sana yem verecek! Korkuyorsanız siz de gidin.” demiş.
“Yok,” demiş diğer kardeşleri, “neden korkacağız?” Piti sevinmiş. Koca denizde yalnız kalmaktan kendisi de korkuyormuş çünkü.
Böylece konuşarak gülüşerek bir müddet gitmişler. En önde Piti gidiyormuş. Bir ara arkasından kardeşi bağırmış: “Piti dikkat et! Önünde olta var.”
Piti dikkatle bakmış. Oltayı fark ettiği zaman gülümsemiş: “Sersem balıkçılar işte ne olacak! Bunlarla bir dalga geçeyim de görsünler bakalım, balık yakalamak kolay bir iş mi?”
On kadar olta, uçlarında yemler olduğu halde denizin içinde pırıl, pırıl parlıyormuş. Suyun içinde inip, inip çıkıyorlarmış. Piti yavaş, yavaş bunlara yaklaşmış.
“Dikkat et Piti, takılacaksın!” Piti bu ikaza gülmüş: “Enayi mi zannediyorsunuz siz beni,” diyerek dudak bükmüş. “Beni yakalayacak balıkçı daha dünya ya gelmedi.”
Kardeşleri bu tuzakla oynamasını uygun bulmuyorlarmış. “Piti, hadi dönelim artık.” diyorlar.
Piti ise kardeşlerinin korkuları ile alay ediyormuş: “Amma da korkakmışsınız ha! Şu üsteliklerle alay etmeden, şuradan şuraya bir kuyruk vurmam.”
Kardeşleri yalvarmaya başlamışlar: “Yapma etme Piti! Başına iş açacaksın. Baksana oltaların ne zaman inip ne zaman çıktığı belli değil. Takılırsın Allah göstermesin.”
Piti hiç birine aldırmamış. Parlak yemlere iyice yanaşmış. Doğrusu iştahı da çekiyormuş hani. Bunlardan bir kaçını mideye indirmek hiç de fena olmayacakmış.
“Bakın çocuklar, şu yemleri nasıl yiyeceğim.”
“Takılacaksın Piti.”
“Takılmam merak etmeyin.”
Piti en alttaki oltadan başlamış işe. Kardeşlerinin endişeli bakışları altında, hızlı hareketlerle oltanın ucunda ki yemleri bitirmiş. Sonra kahkahalarla gülmeye başlamış:
“Gördünüz mü? Bakın ne kadar kolay oluyor bu iş! Hem de ne eğlenceli. Siz de gelsenize çocuklar.”
“Yok, biz gelmeyiz. Sende vazgeç artık, yeteri kadar alay ettin.”
“Yok,” demiş geveze Piti. “İstediğim kadar alay edemedim daha. Görüyor musunuz her dürtüşümde balıkçı nasıl oltayı yukarı çekiyor?”
“Takılırsın Piti, yapma!”
“Bir şey olmaz.” demiş. Piti ikinci oltanın yemini de böylece bitirmiş. Her dürtüşünde olta seri bir hareketle yukarı çekiliyormuş. Fakat çok pratik olan Piti her defasında kendini kurtarıyormuş.
Üsteki balıkçı da iyice kızmıştı. Takılmadı mı daha, diye alayla soran arkadaşına sert, sert bakmış.
“Cin gibi balık,” demiş. Ama bunu yakalayamazsam ne dersen de! Mutlaka çekeceğim yukarı.
Oltasını bir kere daha sert bir hareketle çekmiş. “Hah,” diye bağırmış sevinçle, “yakaladım keratayı.”
Piti gerçekten yakalanmıştı bu defa oltaya, süratle yukarı çekilirken çırpınıp, var gücü ile bağırıyormuş: “Kurtarın ben gidiyorum!”
Onu kurtarmak isteyen kardeşleri koşmuşlar. Fakat telaşla o kadar tedbirsiz hareket etmişler ki, dördü de oltalara takılmışlar. Üstten balıkçı sevinçle: “Dizdim bir sürü,” diye bağırırken altta Piti ile kardeşleri kurtulmak için çırpınıyorlarmış.
Gördün mü Piti, gevezeliğin yaramazlığın hayatımıza mal oldu? Ne olurdu annemizin sözünü dinleseydik, yanından ayrılmasaydık.
Piti’nin de gözlerinden sicim gibi yaşlar boşalıyormuş. Titrek bir sesle, “keşke, diye mırıldanmış.” Sonra tam sandalın içine alınırken ilave etmiş: “Anne sözü dinlememenin ne demek olduğunu anladık…”
Ama yazık ki bu hayatımıza mal oldu. Balıkçı da seviniyor ve kahkahalar atıyormuş diğer yandan:
“Vay küçük yaramazlar, beni o kadar uğraştırırsınız ha! Nazlanırsınız oltama gelmeye ha! Gördünüz mü işte, kim yaman çıktı! Yakaladım sizi en sonunda…” demiş…
– Dikkat sürpriz bozan (“spoiler” dediklerinden) –
Kardeşleri yakalanamasa iyi olurdu. Hikaye boyunca ne zaman Piti cızbız olacak diye beklerken kardeşleri de rakı sofrasına dahil olunca keyfim kaçtı.
Onun dışında masal güzeldi.