Kral Kedi ve Fareler Hikayesi

Kral Kedi ve Fareler

Abone Ol google news
Kral Kedi ve Fareler Masalı
Kral Kedi ve Fareler Masalı

Kedi İle Fare Özeti Hikayesi oku

Not: Bu masal içeriğinde şiddet yer almaktadır.

Evvel zaman içinde, keskin bakışlı ve güçlü bir kedi varmış. Bu kedi, aynı zamanda kedilerin kralıymış. Öyle kurnaz bir kediymiş ki bütün fareleri canından bezdirmiş.

Tabi ki kediden en çok da fareler korkuyormuş. Kral kedi, bütün fareleri yakalayıp soylarını kurutmak istiyormuş.

Kedinin yaşadığı yerdeki fareleri büyük bir  korku sarmış. Yere konan kapanlar, kurulan tuzaklar, kedinin yaptıklarının yanında oyuncak gibi kalırmış. Fareler, çaresiz bir şekilde deliklere sinmiş; dışarı çıkamıyormuş. Fakat kediden kurtulmanın bir yolunu da bilmiyorlarmış.

Kral kedi, kırlarda dolaşıyor; gölgelerde uyuyormuş. Onun keyfine diyecek yokmuş. Fareler ise korktukları için yuvalarından hiç çıkmıyormuş. Eğer fareler, yuvalarından çıkmazsa kedi, açlık tehlikesiyle karşı karşıya kalacakmış. Bunun için kedi, fareleri yakalama planları yapıyormuş.

 Kedi bir gün ambarın önünde güneşleniyormuş. O sırada:

-Acaba şu ambardaki fareleri nasıl yakalarım, diye düşünmeye başlamış.

Kedinin aklına şöyle bir fikir gelmiş:

-Arka ayaklarımdan bağlanıp kendimi ambarın kapısındaki çiviye asayım. Oradan baş aşağı sarkayım. Fareler öldüğümü sansınlar ve yanıma gelsinler. Ben de onları yakalarım ve kendime güzel bir ziyafet çekerim, demiş.

Kedi, vücuduna eski bir yastık kılıfı geçirmiş. Bin bir güçlükle kendini çiviye takıp baş aşağı sarkmış. Gözlerini de kapatıp tam bir ölü numarası yapmış.

Fareler, çok geçmeden kediyi bu hâlde görmüşler. Ona ceza verildiğini ve onun öldüğünü düşünmüşler.

 Fareler:

-Kedi sonunda ettiğini buldu. Ya peynir aldı ya da birini tırmaladı. Kuşkusuz o, büyük bir suç işlemiştir. Yoksa onu bu hâlde niye assınlar, demişler.

Fareler, kedinin düştüğü durumu görünce bayram etmişler. Biraz sonra kedinin öldüğünü sanarak bulundukları delikten çıkmışlar. Kedinin durumundan biraz şüphelenmişler ama sonra kesin olarak öldüğüne karar vermişler. Çevreyi kontrol etmişler, artık hiçbir tehlike kalmadığını düşünmüşler. Durumu içerideki farelere de bildirmişler. Hep birlikte sevinçten bayram ediyorlarmış. Doğrusu keyiflerine diyecek yokmuş.

Kedi sezdirmeden fareleri takip ediyormuş.

Kendi kendine:

 -Biraz sonra ölü mü, diri mi olduğumu görürsünüz! Bayram yapmanın ne demek olduğunu o zaman anlarsınız! Hepinizi yakalayıp mideme indirmezsem bana da kral kedi demesinler, demiş.

Fareler, kendilerini eğlenceye kaptırmışlar. Artık, kedi tehlikesi de olmadığına göre dünyanın en mutlu varlıkları onlarmış. Fakat farelerin sevinci pek uzun sürmemiş. Ölü sandıkları kedi birden canlanmış, hızla farelerin üzerine atlamış. Fareler ne olduğunu anlayamamış. Sağa sola kaçışmaya başlamışlar.

Bir kez daha oyuna gelmenin üzüntüsünü yaşamışlar.

Kedi, farelerin birkaçını yakalamış. Canlarını kurtarabilenler yuvalarına kaçışmış.

 Kedi, kaçan farelere şöyle seslenmiş;

Kral Kedi ve Fareler
Kral Kedi ve Fareler

 -Bende daha ne oyunlar var! Sizleri uyarıyorum, bu oyunları bir bir uygulayacağım. Benden kurtulamayacaksınız, yine pençelerime düşeceksiniz. Meğer, kedi doğru söylüyormuş. Oyun üstüne oyun yapıyor ve fareleri yakalıyormuş. Aradan bir hayli zaman geçmiş, kedi yine acıkmış.

Bir gün kedi, farelere yeni bir oyun yapmayı düşünmüş. Aklına harika bir fikir gelmiş. Bu kez una bulanmış ve bembeyaz olmuş. Sonra hamur teknesine benzeyen bir kabın içine girmiş. Orada bir un yığını gibi duruyormuş. Ama kafasına bakınca kedi olduğu anlaşılıyormuş.

Kedinin girdiği kabın kapağının açık olduğunu gören fareler, kedinin bulunduğu yere doğru yürüyormuş.

Aralarında yaşlı ve tecrübeli bir fare varmış. Daha önce, kuyruğunu kedilere kaptırmış.

Yaşlı fare:

 -Arkadaşlar, ben un yığının bulunduğu yere gitmem. Siz de gitmeyin. Bu un yığınını gözüm tutmadı. Un yığınının böyle durması ve kabın açık olması çok garip! Kabın üstü kapalı olmalıydı. Ayrıca ben birçok un yığını gördüm, hiçbirinin kedi gibi bir kafası yoktu. Bu, kedinin yeni bir oyunu olabilir, demiş ve arkadaşlarını uyarmış. Kedi, un yığını gibi sessiz bir şekilde beklemekten yorulmuş. Yavaşça hareket etmiş, bu sırada burnuna un kaçmış ve hapşırmaya başlamış.

Yaşlı fare, un yığını gibi duran kediye uzaktan seslenmiş:

 -Una bulanmakla bizi kandıramazsın. Gerçek bir un yığını bile olsan sana yaklaşmayız. İstediğin kadar orada un yığını olarak kal. Bundan sonra senin oyunlarına gelmeyeceğiz. Sana yem olmayacağız, demiş.

Yaşlı fare, doğru söylemiş. Güvenli ve huzurlu bir şekilde yaşamak için kedinin oyunlarına dikkat etmeleri gerekiyormuş. Fareler, yaşlı arkadaşlarının sözleri üzerine yuvalarına koşup hayatlarını kurtarmışlar.

Kedi de artık farelerin akıllandığını, oyuna gelmediklerini anlamış. Kendine avlanacak başka şeyler aramaya karar vermiş.

La Fontaine MasallarıKısa Masallar3 Yaş Masalları


Benzer İçerikler

Ateş Böceği
Ateş Böceği Hikayesi
Herkesi Memnun Edemezsin
Herkesi Memnun Edemezsin Hikayesi
Sakanın Eşeği Hikayesi
Sakanın Eşeği Hikayesi
Aç Gözlü Çoban
Aç Gözlü Çoban Hikayesi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Masal Oku | © 2023, Tüm hakları saklıdır.